Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Kürt Açılımında Usul Ne Olmalı?

Kürt Açılımında Usul Ne Olmalı?

Hükümet, Kürt meselesini “Demokratik Açılım” adı altında çözmek istemektedir. Bugün için yapılacak husus budur. Devlet kurumlarının ekseriyetinin bugün bu noktaya gelmesi sevindiricidir. Yani PKK’nın polisiye tedbirlerle ve askeri önlemlerle tesirsiz hale getirilemeyeceği, demokratik açılım ile tesirsiz hale getirileceği noktasına gelmesi sevindiricidir. Hükümetin kolları sıvamasının sebebi budur.

Peki, demokratik açılım ile Kürt meselesi çözülür mü? Bizce tamamen çözülemez; biraz nefes alınır. Malumunuz, çok soğuk havalarda su donmasın diye musluklar biraz açılır; bunun gibi bir şey.

1950’den önce yani Demokratik Parti iktidara gelmeden önce Türkiye’de “Allah” demek yasaktı! Bu yüzden cenazelerimiz ortada kalırdı; yıkayacak imam bulunamazdı. Köylüler cenazeyi yıkayacak imam aramak için köy köy dolaşırlardı!

Avrupa’da bir Türk genci ölmüştü, cenazesini yıkayacak birini bulamadılar; papaza gittiler, ona durumu anlattılar, o da şöyle demişti: “ Birlikte gidelim ben tarif edeyim, siz de uygularsınız!”

İmam hatip okulların açılış sebebi budur. “Demokratik açılım” da imam hatiplerin fonksiyonu kadar işlevini yerine getirebilecektir.

Resmi ideoloji, dün bir ihtiyaçtan dolayı açtığı imam hatiplerin önünü 28 Şubat ile kesmeye çalıştığı gibi, (katsayı adaletsizliği ile) bir ihtiyaçtan dolayı bugün başlattığı demokratik açılımın önünü yarın kesmeye çalışabilir. Çünkü k menfaatine halel gelirse kendisinin yok olacağına inanmaktadır.

Resmi ideoloji, imam hatiplerin önünü tamamen kesemediği gibi yarın demokratik açılımın da önünü tamamen kesemeyecektir; çünkü ulusçuluk insan fıtratına aykırıdır. Bu yüzden sürekli ayakta kalamaz; yıkılmaya mahkûmdur. Dünyanın gidişatına bakılarak bunu sezmek mümkündür.

 Demokratik açılım demek, demokrasi içerisinde çare aramak demektir. Demokrasi ise idari bir yöntemdir. Türkiye halkının ekseriyeti Müslüman’dır. Bu vesile ile demokratik çözüm ile Kürt meselesi tamamen çözülemez. Yukarıda ifade ettiğim gibi ülkenin biraz nefes almasını sağlar.

Türkiye, örnek aldığı Batı’nın idari yöntemi olan demokrasiyi Batı standartları düzeyine çıkartamamıştır. Bu husufta statüko menfaatine halel gelmemesi için direnmektedir. Kürt meselesinin kronikleşmesinin sebebi budur.

“Demokratik Açılım” ile kronikleşen bu mesele biraz tedavi edilmiş olsa da de nihai sonuç alınamayacağından dolayı yara kanamaya devam edecektir.

 O zaman çare nedir? Demokratik açılımın ardından kendi kültürümüzdür (yani dinimizdir). Dinimize göre hangi kavimden olursa olsun bütün Müslümanlar asli unsurdur. Gayrimüslim tebaa ise zimmî hukukuna tabidir. Örneği Selçuklular ve Osmanlılardır. Söz konusu devletlerde Kürt meselesi diye bir mesele var mıydı?

Bu arada şu hususu unutmayalım: İbn-i Haldun, Mukaddime’de (I. cilt) şöyle bir misal verir: “ Anne rahmine giden bütün spermler yumurtayı işlemeye çalışır, hepsi yolda ölür, biri işler. Bunun gibi devleti asil bir kabile veya asil bir kavim inşa eder; diğer kabile ve kavimler onun etrafında şekillenir. Emeviler, Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılar böyle inşa edilmedi mi?

Dinimizde, tebaa arasında adalet ve pastanın paylaşımında bir sorun yoktur. Herkes hukuk önünde eşit ve çalıştığının karşılığını alır. Zimmî dediğimiz gayrimüslimler ise zimmî hukukuna tabidir. Bu hukuk ile onların, can, mal, nesil, akıl ve din emniyeti garanti altına alınmıştır. Bunun karşılığında onlardan gücü nispetinde bir miktar vergi alınır.

Böylece Kürt meselesi nihai çözüme kavuşmuş olacak ve Eski Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın dediği gibi, Türkiye’deki Müslümanların ve gayrimüslimlerin din ve vicdan hürriyeti problemi de çözüme kavuşmuş olacaktır.

Demokratik açılımı destekliyoruz. Bu açılımla Oktay Ekşi’nin, “ Demokratikleşelim derken” isimli yazısında belirttiği DTP’nin görüşü olan Türkiye 20–25 bölgeye ayrılmaz; her bölgenin kendi renkleri ve sembolleri ile yönetilmesi gerçekleşmez. Kürtlerin, Lazların, Çerkezlerin, Gürcülerin ve Abazaların temsilcisi ortaya çıkmaz. (1).

 İttihat ve Terakki zihniyeti ulusçu olduğu için, PKK Leninist ve marksız olduğu için ayrılıkçıdır. Bu sebeple her mesele de olduğu gibi “ demokratik Açılım” meselesinde de işi bu şekilde yokuşa süreceklerdir. Olmayan şeyleri böyle söz konusu Ekşi gibi yazıp çizeceklerdir.

 Hükümet, Avrasya ve Afrika ile ilişkilerini sağlıklı bir şekilde sürdürürse “ demokratik Açılım” da muvaffak olacağına inanıyoruz.

 Kaynaklar

1. Bkz. Hürriyet Gazetesi, 02.08. 2009 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi
SON YAZILAR