Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Hadis reddi ve inkârı

Hadis reddi ve inkârı

Son günlerin modernist 21. Yüzyıl Müslümanları Hz. Peygamberimizin (sav) Hadisleri üzerinde 1400 yıldır belki de kimsenin aklına gelmeyecek ölçüde ve sayıda gayrı İslami ve gayrı Ahlaki yorumlar yapılmaktadırlar.

Bu modernist kafalı 21. Yüzyıl cahillerine göre Hz. Peygamberimiz (sav) hadisleri hem sayı hem de içerik bakımından sahih değildir.

Bu modern çağ cahillerine göre bizim inanmamız gereken gerçek şudur:

Hz. Peygamberimizden (sav) ancak birkaç yüz Hadisi Şerif nakledildi.

Yine bu modern çağ cahillerine göre bizim inanmamız gereken bir diğer gerçek ise:

Piyasada ki Hadislerin tamamına yakını, Hz. Peygamberimize (sav) aittir ve uydurma olarak bildiğimiz hadisler çok çok azdır hatta istisnai durumdadırlar.

Hz. Peygamberimize (sav) ait sahih Hadislerin sayısı konusunda; Birine ifrat diğerine tefrit diyebileceğimiz bu iki görüşün yerine göre aynı kişiden sadır olması olsa olsa ancak bizim ülkemizde ve bizim hocalarımızda(!) olur.

Dünya üzerindeki bütün Müslümanlar bilir ve kabul ederler ki Sahih Hadisler kadar belki de daha fazla sayıda uydurulmuş sahih olmayan hadisler vardır.

Hz. Peygamberimizin (sav) vefatından sonra Sahabe Nesli (ra) dışındaki insanlar tarafından pek çok farklı nedenlerle hadis uydurma furyası başlatılmıştır.

Hatta bazı kendini bilmez kişiler tarafından hadis uydurmak maddi açıdan bir geçim aracı olarak görülmüş ve bu sapkın kişilerin takipçilerini de işin işine katarsak Hadis adı altında nakledilen sözlerin sayısının milyonları geçtiği görülmüştür.

1400 yıllık İslam Tarihinde Hadis İlmi ile uğraşan çok sayıda alim insan sadece uydurulmuş hadisleri değil üzerinde en küçük bir arızı durum olan yüzlerce binlerce hadisi arızalarıyla birlikte ortaya çıkarmış ve kalan hadislerin sahihliği konusunda ortak görüşlere varmışlardır.

Sahih Hadisleri sahih olmayanlarından ayırmak ve tespit etmek konusu Müslüman alimlerce o kadar ciddiyet ve samimiyetle incelenmiştir ki, belki de tefsir ilmi dahil hiçbir İslami ilim dalında bu kadar gayret sarf edilmemiştir.

Bunun belki de en esaslı nedeni Kur’an-ı Kerim ayetlerinin hayata uygulanmasında nebevi örnekliğin kaybedilmemesi ve Kur’an’ın tahrif edilmesini önlemektir.

Kur’an’ın tahrif edilmemesi derken elbette sadece kâğıda yazılı ayetlerin değiştirilmesi veya yok edilmesinden bahsetmiyoruz.

Kur’an’ın tahrif edilmemesinden asıl kasıt Ayeti Kerimelerin manalarının tahrifine yönelik çabaların önünü kesmektir.

Aslında bizim esas üzerinde durduğumuz mesele de tam olarak budur.

Kafalarındaki sapkın düşünceleri Kur’an-ı Kerim’e söyletme derdinde olanlar her zaman Allah (cc) Rasulü’nün (sav) sahih hadislerine düşmanlık etmekten geri durmamışlardır.

İslam âlemindeki gelmiş geçmiş pek çok âlim gibi bu gün yaşayan âlimlerde Kur’an-ı Kerim hükümlerinin hayata uygulanmasındaki yanlış anlamaları, Hz. Peygamberimizin (sav) uygulamalarının devam ettirilmesini ve belki de daha önemlisi İslam Milleti arasındaki İslam Dininin asli unsurlarında uygulama birliğinin bu güne kadar devam edegelmesinin en önemli sebebi Sahih Hadislerin her türlü engellemelere rağmen kazasız belasız bu güne ulaştırılabilmiş olmasıdır.

Aradan geçen 1400 yılı aşkın zamanda Kur’an-ı Kerim’i tahrif edemeyen din dışı güçlerin bu son yıllarda toplu bir şekilde Hz. Peygamberimizin (sav) Sahih Hadislerine saldırmasının temele nedeni bu birlikteliği bozmak istemeleridir.

Çünkü Sahih Hadisler aracılığı ile korunan birliktelik aslında yukarıda ifade ettiğimiz gibi Kur’an-ı Kerim’in asli hüviyetini korumaya dönük bir birlikteliktir.

Bu çağda Müslümanların emperyalistler karşısındaki darmadağın haline bakıp ta bu mu Müslümanların birlikteliği diyenler çıkabilir.

İşte zalimlerin ve kâfirlerin korkusu da işte tam bu.

Bu kadar darmadağınık olmak bile Kur’an’ın tahrifini önlüyorsa bir de Müslümanların özlenen birlikteliği gerçekleşecek olursa neler olmaz. Bir düşünün.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR