Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Uluslararası Sözleşmeler Hukuku ve İsrail

Uluslararası Sözleşmeler Hukuku ve İsrail

Bugün her yönlü gelişmiş dünyânın gözü önünde Filistinli Müslümanlara olmadık zulümler icra ediliyor. Kimsenin bu vahşet dur diyememesi insanın içini acıtıyor. Lafa gelince insan haklarından bahseden hümanist Batı, ABD ve onların arkasındaki teşvikçiler, ne kadar sahtekar olduklarını ortaya koydular. Nerde uluslararası hukuk, insan hakları??? Ölenler Müslüman olunca uygulanması gereken kânunlar görülmezden geliniyor.
Halbuki Uluslararası İnsan Hakları Beyannamesini isrâil’de onamıştır. Deniyor ki orada;
Madde 1: Herkes, ırk, renk, cinsiyet,dil, din, siyâsî, milli ve sosyal konum, servet veya başka bir fark gözetilmeksizin bu beyannâmede ilan olunan bütün haklardan ve hürriyetlerden istifâde edebilir.
Madde 3: Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır.
Madde 5: Hiç kimse, işkenceye, zâlimâne, gayri insânî, haysiyet kırıcı cezâlara veya muamelelere tâbi tutulamaz.
Madde 9: Hiç kimse keyfi olarak tutuklanamaz, alıkonamaz veya sürülemez.
Şimdi zâlim isrâil askerleri bunların hepsini yapıyorlar. Keyfi tutuklamalar, cezâevlerindeki tâcizleri, işkenceleri bilmeyen yok. Bu insanlık yoksunlarına hiçbir şey denemeyecek mi???? Devam edelim;
Madde 13; 1-Herkes, herhangi bir devletin sınırları dâhilinde serbestçe dolaşma ve yerleşme hakkına sâhiptir. 2-Herkes, kendi memleketi de dâhil, bir memleketi terk etmek ve dönmek hakkına sâhiptir.
Madde 17: Hiç kimse, keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez.
Madde 18: Her şahsın, fikir, vicdan ve din hürriyeti hakkı vardır. Bu hak, din ve kanaat değiştirmek hürriyeti, dînini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette öğretim, tatbikat, ibâdetve âyinlerle yerine getirme hürriyetini içerir.
Madde 22: Her şahsın, cemiyetin üyesi olmak itibariyle, sosyal güvenliğe hakkı vardır. Haysiyeti için ve şahsiyetinin serbest ve gelişmesi için zarûri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların, milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilâtı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirme hakkı vardır.
Şimdi bu maddelerin muhtevasına baktığımızda isrâil, tüm dünyânın önünde insan hakları suçu işlemektedir. Filistinliler kendi topraklarında kendilerine lütfedip yaşama (!) hakkı verildiği yerlerden, kendi memleketinde bir başka şehre giderken ne zulümlere, dayaklara mâruz kalmakta, isrâil askerlerinin dediğini yapmazlarsa hemen tutuklanmakta yargısız infazlar, ölümcül işkencelere tâbi tutulmakta. Keyfi olarak alçak isrâil gelip Filistinlilerin evine oturmakta burası benim evim, defol git demekte, itiraz edildiğinde evi başına yıkılmakta. Filistinliler Cuma namazı kılmak için her Mescidi Aksa’ya gittiklerinde kâtil isrâil askerleri tarafından müsâde edilmemekte, tâciz edilmekte, itiraz edildi mi öldürülmekte, yerlerde süründürülerek eziyetlere mâruz kalmakta. Üzerlerine pis kokulu gaz sıkılmakta, atlı polislerle çiğnenmekte... Nedir bunlar, hak ihlalleri değil mi? Bu hak çiğnemeler senelerdir yapılıyor. Daha yazmaya gerek var mı? Ey dünya sana yazıklar olsun!
İsrâil güya meşru müdafaa adı altında, haksız, hukuksuz, dayanaksız bir soykırım yapıyor. Bakın, işkenceye ve diğer zâlimâne, insanlık dışı veya onur kırıcı muamele veya cezâya karşı sözleşmede ki, isrâil bunu onamıştır, işkenceyi şöyle tanımlıyor:
Bu sözleşmenin amacı bakımından İŞKENCE; bir kimseye karşı, kendisinden itiraf almak veya 3.kişi hakkında bilgi edinmek, cezâlandırmak, korkutmak veya zorlamak amacıyla veya ayrımcılığa dayanan her hangi bir sebeple, bir kamu görevlisi veya bu görevlinin teşviki, rızâsı veya muvafakatıyla işlenen, fiziksel veya ruhsal olarak aşırı acı ve ıstırap veren her hangi bir fiildir. Burada da isrâilin yaptıkları işkence tanımının çok dışında ölümcül şeyler. Bunları yazmakla bitiremeyiz. Ve bu eziyetler sâdece bugünierde icra edilen şeyler değil senelerdir bu zulümler yapılmakta…
Günümüzde yazılı olarak var olan ama uygulanamayan Savaş ahlâkına âit Uluslararası Antlaşmalar neler bir de onlara bakalım isteriz, kıymetli okurlar:
1-Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (24 Ekim 1945) 2-İnsan Hakları Evrensel Beyannâmesi (10 Aralık 1948) 3-Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezâlandırılması (12 Ocak 1951) 4-İşkenceye ve Diğer Zâlimâne, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muameleye Karşı Sözleşme (26 Haziran 1987) 5-Dîne veya İnanca Dayalı Müsamahasızlığın Ayrımcılığın Bütün şekilleriyle Ortadan Kaldırılması Hakkında BM Bildirisi (25 Kasım 1981) 6- Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi (23 Mart 1976) 7-Cenevre Sözleşmesi (12 Ağustos 1949)
İsrâil bu sözleşmelerin çoğuna üyedir. Bu sebeple, iki aydır kâtil isrâil’in başındaki savaş suçu işlemiş haydut Netenyâhu yargılanmalı, uluslararası güç bu savaş biran önce sona erdirmelidir. Antlaşmalar yalnızca kendileri için mi var?
Hayırlı Cumâlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi
SON YAZILAR