Dr. İbrahim Büyükeken

Dr. İbrahim Büyükeken

Mesele ıstakoz değil hâlâ anlamadınız mı?

Mesele ıstakoz değil hâlâ anlamadınız mı?

Yazının başlığını okuyanlar büyük ihtimal Ak Parti İzmir pardon Manoka Milletvekili Şebnem Bursalı’yı savunduğumu düşünecek, tabii ki hayır… Monakolu Şebnem’i sadece muhalefet değil kendi partilileri de yerden yere vuruyor…

**

Gezi olaylarında oyuncu Mehmet Ali Alabora’nın attığı “Mesele ağaç değil sen hala anlamadın mı?” tweeti yandaş gazetecilerin başlıklarına hatta Konya’da ünlü bir inşaat şirketinin reklam çalışmasına bile ilham kaynağı olmuştu…

**

Bugün de benim yazıma ilham oldu. Gezi olaylarının kışkırtıcılarından firari oyuncu ülkeyi terk edeli seneler oldu ama attığı tweet her kesimden yazarlara, gazetecilere ve reklamcılara ilham vermeye devam ediyor…

**

ISTAKOZ SEFASI, PAHALI SAATLER VE MALDİVLER

Neyse konumuza geri dönelim. Kimsenin ne yediği, ne içtiği, hangi marka saat taktığı ya da nerelerde fink attığı umurumuzda bile değil. Mesele; Manokolu Şebnem’in istakoz yemesi, oyuncu Milletvekili Bahadır Yenişehirlioğlu’nun 500 bin TL’lik Rolex marka saat takması da değil…

**

Mesele; eski AK Parti Milletvekili Çankırı Belediye Başkanı adayı Hüseyin Filiz’in Ramazan Bayramı tatilini Maldivler’de de geçirmesi değil. Yine başka bir AK Partili’nin istakoz sefası sürmesi de meselemiz değil…

**

Mesele; millet fakru zaruret içerisinde harap ve bitap düşmüşken, iktidar sahiplerinin lüks ve şatafat içinde yaşaması ve bunu utanmadan milletin gözüne sokmasıdır… Bu hayasızca akına dur demek zorundayız…

**

BİR TARAFTA UCUZ ET KUYRUKLARI BİR TARAFTA ŞATAFAT!

Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede insanlar pahalı diye balık yiyemezken, dünyanın en önemli tahıl üreticisi ve sınırsız meralara sahip bir ülkede insanlarımız daha doğrusu emeklilerimiz sabah namazından sonra ucuz ekmek ve et kuyruğuna girerken iktidar sahipleri şatafatlı hayatlarını gözümüze sokamaz…

**

İnsanlarımız bayram tatilinde bilet parası bulamadığı için memleketine bile gidemezken, yıllarca milletvekilliği yapmış ve aday olarak çıktığı belediye başkanlığı seçimini de kaybeden bir şahsın haritada yerini bilmediğimiz bir ülke olan Maldivler paylaşımı ne kadar doğru?

**

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan etrafındaki bu kadroyu formatlayamazsa ve partisini kuruluş ayarlarına döndürmezse önümüzdeki seçimlerde daha ağır bir yenilgi alması kaçınılmazdır…

**

31 Mart seçimlerinde AK Parti’nin ikinci parti konumuna düşmesinin bir nedeni de lüks, şatafat ve israftır. İktidar sahiplerinin yaşadıkları görkemli ve şatafatlı hayatları sosyal medyada sık sık paylaşması vatandaşın gözünden kaçmadı…

**

Yoksa paramparça olmuş bir muhalefete rağmen AK Parti’nin kaybetmesi imkansızdı. AK Parti’ye en büyük zararı kendi içerisindeki solucanlar verdi… Bu solucanlar AK Parti’yi içten içe kemiriyor ve çürütüyor.

**

Ak Parti seçmenin Yeniden Refah Partisi’ne yönelmesinin ya da seçimlerde sandığa gitmesinin bir nedeni de ıstakozcu ve Rolex marka saatçilerdir… Çünkü bu ülkede yoksulluğu en ağır şekilde hisseden yine AK Parti’ye oy veren vatandaşlarımızdır…

**

İKTİDARLARIN EN BÜYÜK DÜŞMANI BOŞ TENCERELERDİR!

Millet yokluk içerisindeki kıvranırken, emekliler 10 bin TL maaşla bir ay yaşamak zorunda kalırken, insanlarımız buz gibi havada ucuz et ve ekmek kuyruğunda saatlerce beklerken iktidar partisinin seçimleri kazanması da siyasetin doğasına da aykırı bir durumdu…

**

Merhum Cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel’in de dediği “Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur.” Sadece boş tencere değil iktidar sahiplerinin millet sefalet içindeyken lüks ve şatafat içerisinde yaşaması da iktidarları götürür…

**

Tarihimizde bunlar defalarca yaşandı. Osmanlı döneminde yaşanan Lale Devri, Patrona Halil İsyanı ile sona ermişti. Saray ve çevresi zenginlik içerisinde yaşarken, insanlar yokluk ve yoksulluk çekiyordu. Tabii o zamanlar seçim diye bir şey yoktu…

**

Şimdi demokrasinin verdiği oy kullanma hakkı var. İnsanlar tepkilerini sandıkta rahatlıkla ortaya koyabiliyor. Demokrasi tarihimizde kaç tane iktidar ekonomik krizlerden dolayı tarihe karıştı. Anasol-M hükümetinin başına gelenleri hangimiz unuttuk ki….

**

Kısacası; mesele eski gazeteci Şebnem hanımın Monako’da ıstakoz zıkkımlanması, tiyatrocu Bahadır beyin 500 bin TL’lik saat takması ya da Hüseyin beyin torunlarıyla birlikte Maldivler’de torunlarıyla birlikte tatil yapması değil…

**

Yanlış zamanda yapılan yanlış işleri millet yokluk ve yoksulluk yaşarken paylaşmalarıdır. Halbuki; eski bir gazetecinin ya da tiyatrocunun toplumun reflekslerini çok iyi bilmesi gerekiyor. Demek ki; iktidarda olmanın verdiği güç zehirlenmesi böyle bir şey…

**

CHP’Lİ BELEDİYE BAŞKANLARI ENKAZ MI DEVRALDI?

31 Mart seçimlerinin ardından CHP’li belediyeler kazandıkları belediyelerden resmen enkaz devraldılar. AK Partili başkanlar resmen borç batağında belediyeleri teslim ettiler…Bu kadar borç nasıl yapıldı kimse sorgulamıyor..

**

Seçimleri kazanan bazı AK Partili belediye başkanları bile borçlara isyan ediyor. En somut örneği Malatya Belediyesi’nin borçları. Görevi bırakan AK Partili belediye başkanı seçimi kazanan diğer AK Partili başkana 17 milyar 80 milyon TL’lik bir borç bırakmış…

**

Denizli, Balıkesir, Bursa gibi büyükşehirlerde de durum farklı değil. CHP’li başkanlar büyük bir borç batağı ile karşı karşıyalar. Konya’da da Ereğli Belediyesi en borçlu belediye çıktı. Yeni Başkan Ümit Akpınar borçları belediye binasına astığı afişle Ereğli halkına duyurdu…

**

Peki bu kadar borç nasıl yapıldı? Ortada mega projeler de yok. ATM memurları, festivaller, batan projeler, israf ve kredilerin çarçur edilmesi borç batağının oluşmasına neden oldu… Allah yeni başkanların yardımcısı olsun…

**

Ya itibardan tasarruf ede ede belediyeleri yönetecekler ya da bu borç yükünün altında ezilmeye devam edecekler. Almanlar itibardan (!) tasarruf ede ede Avrupa’nın en güçlü ekonomisi olurken, Türkiye ise itibardan (!) tasarruf etmeyerek iflasın eşiğine geldi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Dr. İbrahim Büyükeken Arşivi
SON YAZILAR