Türk siyasetinde bir dönüm noktası olan 31 Mart seçimlerinin üzerinden iki hafta geçti. Bayram ziyaretlerinde gündem yerel seçimler, AK Parti’nin oy kaybı ve muhtarlık kavgaları ve devamında gelen düşmanlıklardı…

**

Ramazan Bayramını köyde geçirdim ve bayram tatili boyunca dört farklı köyü ziyaret ettim. Köylerde gündem tamamıyla muhtarlık seçimleri ve sonrasında ortaya çıkan küslükler, düşmanlıklar ve fitneydi…

**

MUHTARLIKLARA DÜZENLEME GETİRİLMELİ

Muhtarlık seçimleri köylerde senelerdir büyük kan davalarının, küslüklerin de nedenlerinden biri. Muhtarlık seçimleri yüzünden köylerde kardeş kardeşi öldürüyor, senelerce devam eden küslükler ortaya çıkıyor…

**

Şehir merkezindeki muhtarlıklar kapatılmalı, köylerde ise farklı bir sisteme geçilmeli. Türk köylüsüne demokrasi gerçekten çok fazla. Köyler enerjisini muhtarlık kavgasıyla kaybediyor…

**

Köylere hükümet tarafından bir temsilci atanmalı ve bu sınavla yapılmalı. Temsilcinin de yetkisi çok kısıtlı olmalı. Muhtarlıkları tartışma zamanı gelmiştir…Böylece kimse muhtarlık yüzünden küsmez, köylerdeki huzur ortamı da tesis edilir…

**

Muhtarlık konusunu önümüzdeki günlerde detaylıca yazmayı düşünüyorum. Şimdi asıl konumuz AK Parti bütün devlet imkanlarına ve sınırsız medya desteğine rağmen neden Türkiye’de ikinci parti durumuna düştü..

**

PROPAGANDA SİSTEMİ ÇÖKTÜ!

Ak Parti iktidara geldiği günden bu yana çok başarılı bir seçim propagandası yürütüyordu. AK Parti’nin seçim şarkıları en ateşli muhalifleri bile etkiliyordu. İlk defa AK Parti’nin bu seçimde propaganda sistemi çöktü…

**

Önceki seçimlerdeki “korku çekiciliği” ve “düşmanlaştırma politikaları” bu seçimde yapılmadı. Biz gidersek Kudüs düşer, Gazze düşer denmedi. İlk defa bir seçime düşmansız girildi. Önceki seçimlerde Hollanda, İsrail, İsveç, Suriye ve Mısır gibi ülkeler düşmandı…

**

31 Mart seçimlerinden önce Mısır’la ilişkiler düzeltildi. Darbeci Sisi “Kardeşim Sisi” oldu. Terör örgütü PKK’ya sınırsız destek veren ve Kur’an-ı Kerim yakma eylemine izin veren İsveç’in NATO üyeliğine onay verildi…

**

AK Partili gençler önceki seçimlerdeki gibi Hollanda’yı protesto etmek için portakal bıçaklamadı. Suriye’yi protesto edecek halimiz yok adamlar zaten başımıza kaldı…Yüz binlerce Suriyeli Türk vatandaşı oldu…

**

Gelelim İsrail meselesine…Hükümetin oylarının erimesinin baş nedenlerinden biri de İsrail ile devam eden ticaretti. Bir taraftan Kudüs diyeceksiniz, diğer taraftan Gazze diyeceksiniz. Binlerce çocuk, kadın katledilecek…

**

Camiler bombalanacak, hastaneler yıkılacak, mezarlıklar bombalanacak, hamile kadınlara tecavüz edilecek. Ama siz bütün bunlara rağmen İsrail ile ticarete göz yumacaksınız…Kısacası; hükümetin Gazze konusundaki ikircikli tavrı oy kaybının en önemli nedenlerinden biri oldu…

**

EKONOMİK VE SOSYAL ÇÖKÜŞ!

AK Parti 22 yıldır tek başına iktidar olmasına rağmen son yıllarda daha da derinleşen ekonomideki kötü gidişatı durduramadı. Bakanlar değişti, merkez bankası başkanları değişti ama ekonomideki çöküş bir türlü durduralamadı…

**

14-28 Mayıs seçimlerinde AK Parti beklenenden fazla milletvekili çıkardı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeniden seçimleri kazanmıştı. Ekonomik krize rağmen bu kadar yüksek oy alınması herkesi şaşırtmıştı…

**

9 ay sonra seçmen gerçek mesajı verdi. AK Parti İstanbul, Ankara, Bursa ve İzmir gibi büyükşehirleri açık ara kaybetti. AK Parti’nin elindeki en büyük belediye Kayseri ve Erzurum’u saymazsak Konya kaldı…

**

Sadece ekonomideki çöküş, emeklilerin tepkisi seçim kaderini etkilemedi. Sosyal çöküş de AK Parti’nin oylarının erimesine neden oldu. Boşanmalar, kadın cinayetleri, niteliksiz eğitim sistemi, yargıya güvensizlik, liyakatsız atamalar oyların çakılmasının diğer nedenlerindendi…

**

Ekonomideki sorunlar bir türlü düzeltilir. Kamuda tasarruf sağlarsın, yatırımları askıya alırsın ve israfı önlersin ama sosyal anlamdaki çöküş bu ülkenin en büyük sorunudur. Sosyal sorunlar bu ülke için bir beka meselesidir…

**

YANDAŞ MEDYADAKİ ÇÖKÜŞ!

Hükümetin oylarının erimesinin diğer önemli nedeni de halkın yandaş basına güveninin sıfırlanmasıdır. Türk medyasının yüzde 90’ı hükümet tarafından kontrol edilmesine rağmen halk nezdinde itibarı kalmamıştır…

**

24 saat hükümet propagandası yapan ve muhalefet partilerine çok az yer veren TRT, Anadolu Ajansı gibi devlet kurumları büyük itibar kaybı yaşamış ve tarafsızlığını yitirmiştir. İsmini saymayacağım diğer medya kuruluşları ise inandırıcılığını tamamen yitirmiştir…

**

Hükümetin yanlışlarını dile getirmeyen, ülkedeki olumsuzlukların tek sorumlusu muhalefetmiş gibi yayın yapan ulusal ve yerel basın kuruluşları seçmen tercihlerini etkileme gücünü kaybetmiştir… Kısacası; yandaş basın bu seçimde Ak Parti’ye kaybettirmiştir…

**

Bu seçimde sosyal medya gerçeği, dürüst ve tarafsız gazetecilerin önemi daha iyi anlaşılmıştır. Z kuşağı artık haberleri sosyal medyadan takip ediyor, geçekleri şerefli gazetecilerden öğreniyor. Hükümetin kendi yandaş medyasını da formatlama zamanı gelmiştir…