Muammer Çelik

Muammer Çelik

Bozulma

Bozulma

Esasında bu yazıya "değişim", "değişimin boyutları" gibi başlıklarla başlamak istiyordum. Fakat degişimin olumlu çok güzel bir yanı olduğu gibi olumsuz yönü de var. Ben ise bugün burada sadece olumsuz yönü olan bozulmayı ele almak istedim.

***

Evet bizim mahalledeki bozulmadan bahsetmek istiyorum. Şimdi dünyanın gittiği noktada İslamcı çevrenin "Biz bozulmamak için değişime karşı çıkıyoruz /çıkacağız veya çıkmalıyız" şeklindeki bir anlayış ilelebet sürdürülebilir bir anlayış ve tavır olamaz.

***

İnsanın yaratılışında, fıtratında (özünde) birtakım istek, arzu, cinsellik, sağa-sola taşkınlık yapmak vardır, böyle bir yapıda yaratılmıştır. Tıpkı su gibi, sel gibidir. Ama ne zaman o suyu bir kanal içine alınıp kenarlarına set, duvar ve köprüler yapılırsa su hiçbir yere zarar vermeden ulaşacağı yere ulaşır ve insana hizmet eder. İşte insanın fıtratında olan bu duyguların etrafına İslam ahkamıyla setler örerek dünyanın en muhterem insanı olur. Cinsellik ve şehvet arzularını nikahla, hareket ve heyecan duygularını namaz, hac ve cihatla, yardımlaşma duygularını zekat, sadaka ve tasadduklarla, saldırganlıkları haram, günah ve ceza korkusuyla, yücelme ve manevi duygu seline kapılma arzusunu da ramazan, oruç, teravih ve itikaflarla... Vb. Yönlendirip Hak Menzile ulaşmasını sağlamaktır. Bu koruma setleri ve yapılacak ibadetler eksik kalırsa, samimi (ihlaslı) olmazsa, eksik kalırsa, gösteriş için yapılırsa veya niçin-niye yapıldığı bilinmeze artık selin önündeki, kenarındaki setler yıkılmış, sağa - sola taşkınlıklar başlamış demektir.

***

1967 den bu yana her şeyi iyi hatırlarım. Zaman-zaman iyileşmelerin olduğu dönemleri hatırlıyorum. Zaman - zaman da çöküntülerin olduğunu da anımsıyorum. Ama şu son 15-20 yıldaki bozulma, çürüme kenerlardaki bentlerin yıkılması çok kötü oldu. Bu seferki yıkımın sonuçları:

1. Bu sefer ülkenin ayağının kayması(bozulması) İslamcıların eliyle oldu. Çünkü artık onlar çoğunlukta ve etkili konumdalar.

2. Dolayısıyla suç İslam'a mal ediliyor.

3. Eskiden başkalarının eliyle bozulmaya uğrayan Müslümanlar bozulduklarını kabul ediyorlardı, bu dönemde ise bozulmayı, günahı kabul etmiyorlar. Çünkü tüm bentleri kendileri yıkıyorlar, iyibir şey yaptıklarını zannediyorlar.

4. Önceleri bozulma bireyseldi, bu dönemde ise aileler, cemaatler, tarikatlar, partiler grup-grup bozulıyorlar, hem de birbiriyle yarışırcasına...

5. Hayatın mecburi değişimini bozulmanın bir şartı gibi görüyorlar. Misal, akıllı telefon kullanmak hayatın bir gereği, ancak bununla her günahın işlenebileceği gibi bir sonuç çıkarıyorlar. Ya da arabasını değiştirenin kendisininde değişmesi gibi...

6. Tarafgirliği ülke boyutunda, devlet yönetimi boyutunda yapıp hertürlü zulme, haksızlığa, yolsuzluğa göz yumma, fetvalar verme ve tarikatların iktidara zagarlık yapması gibi süfli duruma düşülmüştür.

7. Batarken sevinen, yanlış yollardan giderek kurtuluşa ereceklerini zanneden ve hakkı söyleyenleri susturup mütemadiyen zalimleşen bir duruma gidiliyor.

***

Bunları daha fazla saymak istemiyorum, içim kaldırmıyor. Ama vallahi bu kötü gidişata dur diyen, cihat eden çok ihlaslı, Samimi, takva sahibi az da olsa direnen Müslümanlar var, bu ülkede. Cenabı Allah bizleri onlardan eylesin. Bizler/ben, bu az ve mücahit Müslümanların bir gün işi ele alacaklarına canı gönülden inanıyoruz.

"çünkü (onlar......) istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır." O parıldayan küçük ışık bir gün her tarafı aydınlatacaktır, inşallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muammer Çelik Arşivi

Arefe

27 Haziran 2023 Salı 07:00
SON YAZILAR