Nazmiye Gülbaş

Nazmiye Gülbaş

Deizmin köhne yolculuğu

Deizmin köhne yolculuğu

İnsanoğlu dünyada var olduğu zamandan bu yana dinin de her zaman ve her yerde mevcut ve elzem olduğu bir gerçektir. Tarih boyunca inançsız insanlar olmuş olsa bile inançsız bir toplum bulunmamıştır. Dinin ne olduğu, tarih boyunca insanın hayatındaki konumu ve kompleksi öteden beri tartışılır durur. İslam, Hz. Adem'den başlayarak kıyamet akşamına dek devam edecek olan tek hak dindir. Bu ilahi hakikat karşısında inanmayan, tevidi reddedenler olduğu gibi dini değiştirmek, kendi akılları doğrultusunda inanç sistemleri oluşturmak isteyenler de çıkmıştır. Bu bağlamda Hz Adem'den günümüze gelene değin birçok izmden bahsedebiliriz. Söz konusu olan deizm bunlardan sadece bir tanesidir.

DEİZMİN TANIMI

Deizm, Yaradancılık (Tanrıcılık) olarak tanımlanıyor. Latince'de tanrı anlamındaki Deus kelimesinden geliyor.

Deizm, Ateistlerin aksine 'tanrı'nın ve ya yaratıcının varlığını kabul eder. Fakat Deizm bu yaratıcının neye dayandığını, yaratıcı görüşüne, adına nereden ulaştığını tam anlamıyla açıklayamaz. Deizm tüm dinleri reddederken sınırlı bir 'tanrı' anlayışı vardır. Vahye karşı çıkar, bundan mütevellit peygamberleri, melekleri, kitapları, kaderi ve ahireti kabul etmezler. Deistlere göre 'Tanrı' dünyayı yaratmış lakin hiç bir yasa koymamış, insanı öylesine başı boş göndermiştir. Deizm akılla temellendirilen bir felsefi sistem, aklı esas alan bir 'din' anlayışıdır. Deizmin parametreleri Tanrı-akıl ve ahlaktır.

DEİZM NE ZAMAN ORTAYA ÇIKTI?

Bazı tarihçiler bugün deizmin olarak adlandırılan inanç akımının! kökeni hakkında öbür düşünce hareketlerinde de olduğu gibi, Antik Yunan'a kadar gittiğinden söz etmektedirler. Deizmi bir Ege kenti olan Kolophon şehriyle birlikte sözü edilen Ksenophanes'e, Aristoteles'e, Epikuros'a ve diğerlerine kadar dayandırılmaktalar. Modern manada ise Deizm kelimesi ilk olarak Calvinci bir teoloji uzmanı olan Pierre Viret'nin Instruction chrestienne (Cenova 1564) isimli eserinde rastlanılmaktadır. Pierre Viret bu eserinde, kendilerini  ateistlerden ayırmak maksadıyla deist adını kullanan bir grup filozof ve yazarı zikretmektedir. İsimlerini açıklamadığı bu şahısları, 'Tanrı'ya ve O'nun alemi yarattığına inanmakla beraber İsa Mesh'i ve Hristiyanlık öğretilerini inkar eden ateistler olarak suçlamıştır. Pierre Bayle imzasıyla yazılan Dictionneaire critique et historique (1697; İng.trc.1710) adlı yapıtın '' Viret'' maddesinde onun deizmi yorumu vurgulanmış ve böylece terim bu biçimde kabul görmüş ve genelleşmiştir. Akabinde bağnaz Orta Çağ katolik Avrupa'sında insanların gördüğü baskılar yüzünden ve Hristiyanlığın yaşadığı teolojik buhranın ve Batı Medeniyetine özgü tarihi koşulların bir ürünüdür. 17. yüzyılda felsefi bir akım olarak ortaya çıkmıştır. Avrupa'da deistler en çok İngiltere'de idi. Bu akımın fikir babalarından biri 17. Yüzyılın ilk dönemlerinde yaşayan İngiliz düşünür Edwart Herbert'tir. Herbert'ten sonraysa Charles Blount, deist olduğunu beyan eden ilk düşünürdür.

Bu akımın diğer fikir babalarından biri de yine 17. yüzyılda yaşamış olan İrlandalı Katolik bir ailede dünyaya gelen John Toland'dır. "Pentheistikon" adlı kitabında akla dayalı maddeci bir dinin olması gerektiğini ileri sürmüştür. Toland'ın bu düşüncesi birçok düşünür tarafından benimsenmiş ve deizm dünyada duyulmaya başlamıştır.

Aydınlanma Çağı (18.yüzyıl) deizmin gelişimini gerçekleştirdiği aralıktır. Bu yüzyılda bütün Avrupa'ya yayılmış, İngiltere'de temelleri atılmış peşinden Fransa'ya sıçramış burada kökleşmiştir. Almanya da deizmden en çok etkilenen ülkelerdendir. Kısmen Fransa'nın tesiriyle, vasıtasız İngiltere'den gelmiştir. Böylelikle de İngiltere, Fransa ve Almaya'nın kendi çevresi ekseninde şekil almıştır. 17. ve 18. Yüzyıl deizminin ortak noktası, dinin olağan dışı yanını yok ederek erk üzerine dayanmayan ve akılla temellendirilen bir din yorumunu kabullenmesiydi.

GÜNÜMÜZDE DEİZM

Günümüzde deizm dünyayı bütünüyle etkisi altına almaya başlamıştır.

Dünyaya hükmetmek arzusundaki küresel güçler bizatihi menfaatleri için deistleri himaye ediyorlar. Bunlar dinleri, bilhassa da İslâm dinini kurdukları düzenin önünde büyük bir mani olarak görmektedirler. Uluslararası deist kuruluşları birtakım web siteleri kurarak ve diğer medya araçlarını kullanarak dünya çapında bir çalışma yürütmektedirler. Onlar Müslümanların düşünce yapısı deizm olmalıdır diyorlar. Deizmi bir dünya dini haline getirmenin çabasındalar. Sosyal medyada, internet ortamında olsun pek çok genç deizmin tesrinde kalmakta. İman, ibadet, kurallardan oluşmayan bir inanç genç nesillere oldukça ilgi çekici gelmektedir. Allah'a inanma ihtiyacı hisseden fakat, sorumluluktan kaçan gençler için deizm bir cazibe kapısıdır adeta.

Bu sapkın akım Türkiye'de 01.10.2018 tarihinde legal yapıya büründü, dernekleşti. Dini ve siyasi üst düzey yetkililer "Türkiye'de Deizmin yayılması uydurmadır, böyle bir tehlike söz konusu değildir" diye açıklamalar yapsa da genç nesiller için tehlike çanları çoktan çalmıştır. Muhafazakarların iktidarında Liberalizm yürürlüktedir. Liberalizm dine karşı nesillerin özgürleştirilmesi, dinden uzaklaşmasını doğuruyor. Dinde sınırlar var haramlar var, liberalizmde haram yok her yol mübah görülmektedir. Kısacası liberalizm kişisel özgürlüklerin kullanılmasıdır!Bugün toplumda dindarlaşma değil din istismarı söz konusudur. Sözde dindarların yanlış uygulamaları gençlerin İslâm'ın evrensel ilkelerinden uzaklaşarak dinin yanlış anlaşılıp yanlış yorumlanmasına yol açarken, yeni nesillerin İslam Dininden uzaklaşmasına, deist olmasına neden olmaktadır. Yine alimlerin siyasi tercihi ve durumu insanımızı dinden soğutarak uzaklaştırmaktadır.  Dindarlaşma fıkhın uygulanması ile olur, ifade edilmesi ile değil sadece. Dindarlaşma ise fıkhı uygulayan insanların artmasıdır.

Velhasıl ''Ahlaklı olmak için dine ihtiyaç yoktur" mottosunun altında yatan gizli şey deizmdir işte.

Selam ve dua ile...

***

Kaynak:

Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

''Deizm Kavramı ve Ortaya Çıkardığı Problemler'' Vahdettin Başçı

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nazmiye Gülbaş Arşivi
SON YAZILAR