Acısıyla tatlısıyla, hüzünüyle sevinciyle, kâh aldığı kupalarla kâh ligde kalma mücadelesi vermesi ile
birlikte Konyaspor 1 asrı geride bıraktı. Böyle okuyunca basit gibi olabilir ama dile kolay tam 100 yıllık
geçmişi olan bir kulüpten bahsediyoruz. Evet Cuma akşamı bu kulübün gala gecesi oldu, biraz geç oldu
ama oldu. Hem de Konyaspor’a yakışır şekilde, ses getirecek biçimde oldu. Tabi eleştirmek için eksikler
var mıydı? İllaki vardı. Ama şöyle bir baktığımız zaman Konyaspor Kulübü şuanda tarihinin en başarılı
sezonunu geçiriyor ve bizler Konyaspor’u bile eleştirebiliyoruz. Çünkü eleştirmek dünyanın en zevkli ve
en kolay işidir. Ben eksiklikleri ve o çok zevk aldığım eleştirileri övgülerle birleştirerek yazmak istiyorum
müsaadenizle...
ELEŞTİRİ DÜNYANIN EN ZEVKLİ İŞİ
Her şeyden önce programın profesyonelliği programa katılım sayısı ve kimlerin katıldığı çok önemliydi.
Program profesyonel miydi sunucusundan tutun da ses akustiğine kadar program Konyaspor Kulübü’ne
yakışır şekilde profesyoneldi. Konu sunuculara gelmişken evet profesyonel insanlar, işlerinde çok başarılı
saygın iki isim doğru, ama bizlerin beklediği o coşku o ruh yani tek soru ‘’sahneyi coşturabildiler mi?
Hayır.’’ Bunun nedeni de Konyaspor’a kalben destek vermeyen insanlar olmasından kaynaklı. Haa bunu
hatadan sayacaksak bu hata bu insanlara tabi ki yazmaz çünkü bu insanlar işlerinde profesyoneller ve
gayet de profesyonel şekilde icra ettiler. Peki, Konya’da Konyasporlu olup, profesyonel ve salonu
coşturacak biri içimizde hiç mi yoktu? Dedim ya eleştiri kolay ve zevkli diye, senaryo aynen böyle bu
şekilde gerçekleşmiş olsaydı da diyeceklerimiz şunlardı. Önce senci benci kavgası olacaktı ve çatlak
sesler çıkacaktı ‘’Neden oradan çağırdın buradan çağırmadın’’ vs. belli edilmese de ister istemez bir yer
kırılacaktı. Ve en sonda şu cümleler söylenerek eleştiri yapılacaktı. ‘’Madem bu kadar profesyonel
programa hazırlandın neden dışarıdan profesyonel bir adam getirmedin?’’
GALADA EFSANELER EKSİKTİ
Katılım sayısı da kalabalıktı onda da bir problem yok, salon tıklım tıklımdı. Ama katılımda ne yazık ki
eksiklikler vardı. Davet edildi ya da edilmedi bilmiyorum, bu konuda başta kulüp yetkililerinin ve
yönetimin günahlarını kesinlikle almak istemem. Belki de düşündüğüm isimler davet edilmiştir. Ama bu
isimler davete icabet etmemiş de olabilirler. Ama Konyaspor’a isimlerini altın harflerle kazımış isimlerin
hepsini bir arada görmek bizi daha çok gururlandırabilirdi.
MARŞLARI DA BİZ ATEŞLEYECEĞİZ
Gelelim herkesin yaklaşık 7 – 8 aydır merakla beklediği 100. Yıl marşına... Salona geldiğimde albüm
CD’sinin üzerinde birden fazla marş görünce ‘’vaaaay beee’’ dedim. ‘’Beklediğimize sanırım haddinden
fazla değecek’’ diye düşündüm. Marşların hiç biri ne yazık ki Konyaspor taraftarının büyük bir
çoğunluğunu tatmin etmedi. Çünkü, bu marşlarda da tıpkı sunucularda olduğu gibi coşku veren bir ruh
yoktu. Tabi tribünde taraftarlarımızın hep bir ağızdan söylediği andaki ambiyansa da bakmak gerekiyor.
Şahsi fikrim Konyaspor Kulübü’nün 100. Yıl Marşı’nın hepsi değil ama, en azından bir tanesi
‘’Konyaspor Geliyor Bak’ı’’ geçmesi, geçemiyorsa da onun seviyesinde bir marş olması gerekiyordu
kanaatimce.
Burada ’da galiba bu görev bize düşüyor. Dinleye dinleye, kulak aşinalığı oluşturacağız ve Konyaspor
isminin geçtiği her şey güzel deyip bu marşları da bizler ateşleyeceğiz. Çünkü asıl olan 100 yıllık çınar
Konyaspor..!
Tabi iyisiyle kötüsüyle ortada bir emek var emekçilere de saygısızlık etmiş olmayalım, ben şahsım adına
ne olursa olsun marşlar için de yürekten teşekkür etmek istiyorum.
Kalın sağlıcakla...