Hüzeyme Yeşim Koçak
Bir Şairin Doğuşu: Ukdem
Evet, kabul ediyorum, sabır güzeldir; çileli fakat “Kitap’a uygun” aşklar soyludur. Ama evet hep dik duramazsınız, insan bazen bıkar, bezer; mantık muhakeme envaiçeşit duyguya yenilir, yüzler gelip geçer, hissiyat eritir bitirir.
Bir noktada doyum da ister insan, biteviye engele çarpmayı değil dümdüz ilerlemeyi; tam tekmil beden ölçülerini dünyayı...
Sadece merhametli nazarları değil; gıptayla hayranlıkla hatta belki kıskançlıkla bakılan gözlerle buluşmayı; iletişimi, kalbince keyfince hareketleri de özler. Ketlenmeyecek bir cesareti, ‘ayrıksılığı’ değil bütünleşmeyi. Tatlı emellerinin gerçekleşmesini, hayal kırıklıklarının tamiratını, ferahfeza yürüyüşleri…
Sıra dışı, müstesna bir şairin doğuş hikâyesi: UKDEM*... Ki bazıları ‘sevdalı’ kelimeleriyle yaşar, temayüz eder, büyürdü.
Değerli Yazar Yakup Çak; yakın bir dostluğun verdiği ünsiyet ve tecrübeyle, berrak akıcı bir dille, içine sıkıştırdığı devaî cümlelerle, Hasan Ukdem’in hüzünlü ancak bir o kadar aşk dolu ibretlik hayatını bize aktarmış. Tebrik ediyorum.
“Okunup geçilecek biliyorum” diyor seçkin Şairimiz; çünkü her insan biricik aslî olanın kendi hikâyesi olduğunu düşünür ve ‘diğerleri’ bir manada çokluğuyla yabancılığıyla dışarda kalmak zorundadır. Şahsî yük fazlasıyla ağır gelir, başkalarını da taşıyamazsınız.
Fakat bu ferdî öz (Şairin macerası), yeni hikâyelere de geçer Hasan’ın ve Ayşe’nin hazin yaşantısı farklı bir yerdedir artık. Onlar bir aşk kahramanıdır.
Engelli yazar Hande Dağ’ın yarım kalmış öyküsü Hasan’da tamamlanır. O, Bayraktır umuttur.
Şekle, kabına sığmaz bir cevherdir; şiirinin sancağı altında sadırdan sadra dolaşan hür bir nefestir, ruhtur.
Hasan’ın sesi küçük kasabaların yolda kalmış ıssız kızlarına, çocuklarına yol gösterir.
Bazen Çoban Ateşi’dir. Uçuruma düşmüşlere uzatılan bir daldır.
Aşk hilati giymiştir. Yedi katlı bir dağın zirvesine oturmuştur.
Ukdem, “ukde” düğüm olmaktan çıkmış; çözülmüş, yarası başka dertlerin, manilerin şifası olmuştur.
Hasan belki bundan böyle bir Gönül hekimidir. Konyalı bir Ferhat’tır. Küllerinden doğan bir Kaknüs’tür.
Defalarca türlü türlü okunacak bir kitaptır. Müstesna sözcüklerle kuşanmıştır.
Ebesi Aşktır, Mürebbisi Hikmettir. Mübarek ellerle sırtı sıvanmış; sırrî meyveler bahşedenlerdendir.
O hep taze filizler veren bir Aşk Söğüt’üdür. ‘Ölmeden evvel ölenlerin” esrarına eren mütevazı bir öncüdür.
Hasan ‘Ukde(m)’ değildir. O bizim aş (ı)kımızdır, şarapla başı hoş olanlardandır. Ser hoşluğunu sevdiklerimizdendir.
Hayır, bazı hikâyeler okunup geçilmez. Geriye, Hakikate adanmış, boyun eğmiş, İsmail’leşmiş nefisler kalır.
Uzuvlar gitse, bedenler çürüse de zulmü, zulmeti, şeameti yarmış ziyalı gönüller kalır.
Yakup’un, Hüsniye’nin açılan gözleri kalır.
Pirüpak Yusuf Gömleğidir, yiğitlerin üstünde kalır.
Bir sabrın, direnişin macerasıdır, alkışlanası dostluklardır.
Bilinmez belki yüce bir talihtir; penceredir, kapıdır, ufuktur.
Aşk herhalde bakî kalır.
Geriye Ukdem’de ki ismiyle Şair “HASAN KARANFİL” kalır.
ESER kalır.
*Yakup Çak, UKDEM, Selçukya Kültür Sanat Yayınları, 2025





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.