İçinde olduğumuzdan mıdır bilinmez, Konya’nın hızlı büyümesini çoğu zaman ıskalayıveriyoruz… Kendi kısır gündemimizde boğuşurken, şehir kendi halinde sessiz sedasız genişleyerek büyüyor…

***

Hızlı tren seferleri başladığında, “Otobüs firmaları batar” diyen çoktu…

***

Bugün hem otogar da hem de gar da bilet kuyrukları uzuyor…

***

Konya ilk sivil uçuşlara açıldığında dün “Uçağı dolduramıyoruz, THY Konya’ya uçmak istemiyor” serzenişleri bugün bir yılda (2015 yılı rakamları)  bir milyon kişinin Konya’ya seyahatte hava yolunu seçtiğini görüyoruz…

***

Eski stadyumu doldurmaktan aciz seyircimize bakarak; “Kim dolduracak 42 bin kişilik stadı” cümlesiyle yeni stadyum inşaatını eleştirirken, bugün ağzına bir dolu stadyum ile gurur duyuyoruz…

 ***

Dün Yeni Mahalle; “Aptalların ora…” dediğimiz mekanlarda, bugün sermaye sahipleri milyon dolarlık yatırımların peşinde koşuyor…

***

Şehir kabuğunu çatırdata çatırdata büyüyor…

***

Bu büyümeye şehrin sakinleri olarak, belki de birbirimizi yemekten yetişemiyoruz… Dışarıdan çok sayıda yatırımcı alan şehir, birbirini sevemeyen, büyük konsorsiyumlar kuramayan yerlilerini zaman zaman elleri böğründe koyuveriyor…

***

MEDAŞ ihalesi, Doğalgaz ihalesi, Karapınar Termik Santrali bunlara örnek teşkil edecek düzeyde… (Karapınar için hala vakit geçmiş değil)

***

Konya merkez nüfusu; 16. yüzyılda 20 bin, 19. yüzyıl sonunda 45 bin, 21. yüzyıl sonunda ise, 1,2 milyon…

Yani 400 yılda 2.2 kat, son 100 yılda ise Konya merkez nüfusu 30 kat artmış… Rakamlar AK Parti Konya Milletvekili Mehmet Babaoğlu’ndan…

***

Merkez nüfusumuz çoktan bir milyon iki yüz bini geçmiş durumda… Şehir de neredeyse küçük bir ülke nüfusuna denk 100 binin üzerinde mülteci yaşıyor… Konya’ya göç akın akın sürüyor…

***

Sanayiler, Afrikalı, Suriyeli, Iraklı, İranlı, Çinli, işçilerle dolu…

***

Düne kadar Konya’nın büyükleri;

“Nere giderseniz gidin aman minareyi kaybetmeyin...”

(Şehirden uzaklaşmayın, dışarıya çıkmayın) mealindeki sözlerle  sıkı-sıkı tembihledikleri bu şehrin insanı bugün sabah İstanbul’da, öğle Paris’te gece yarısı Konya’da geziyor…

***

Netice olarak; yerlisinin ilgisinden uzak hızla büyüyen bir şehir, zaman içerisinde yerlisini şehirde yabancı yapar… Şehir elinizden kayar gider… Aynı sermayenin şehirde el değiştirdiği gibi…

***

Birleşmeliyiz, STK’larımız, şehir idarecilerimiz, küçük sermaye sahiplerini bir araya getirerek güçlü konsorsiyumlar kurmalı… Şehrin sakinlerini yeni yatırımlarla bir arada toparlamalı… Yoksa; kendi şehrinde yabancıların işçisi oluverirsin…

***

Öz memleketinde, “gurbeti” yaşarsın…