Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

İskender Pala’dan Cuma Hutbesi ve Mısır Darbesi

İskender Pala’dan Cuma Hutbesi ve Mısır Darbesi

Kameri aylardan dokuzuncusu ve Müslümanların oruç tutmakla mükellef oldukları, on bir ayın sultanı kutlu misafirimiz Kur’an Ayı, Ramazan Ayının gölgesi üzerimize düştü elhamdülillah.
Hz. Peygamberimizin diliyle evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan Ayı bütün Müslümanlara ve İslam âlemine hayırlar getirsin.
Bu vesileyle de Cenab-ı Allah(cc)’dan Ramazana salimen ulaşmayı ve Ramazan Ayında bağışlanıp af edilenlerden olmamızı niyaz ederiz.
Ramazan Ayını diğer aylardan daha değerli yapan temel özellik Kur’an-ı Kerim’in Ramazan Ayında indirilmeye başlanmasıdır. Kur’an’ın Ramazan Ayında indirildiği Bakara suresinin 185. ayetinde şöyle ifade edilmektedir: “O Ramazan Ayı ki, Kur’an o ayda indirildi.” Kur’an’ın Ramazan Ayında indirildiğinin bildirildiği cümlenin hemen akabinde, “İçinizden kim bu aya ulaşırsa oruç tutsun” buyrularak, orucun Ramazan Ayında tutulması emredilmiştir. Ramazan orucu, Bakara suresinin 183-184. ayetlerinin inmesiyle hicretin ikinci yılında Bedir savaşı öncesinde Şâban ayında Müslümanlara farz kılınmıştır
Ramazan Ayı Müslüman milletler için bir rahmet, bir mağfiret ve bir bereket ayıdır.
Ramazan Ayının rahmet, mağfiret ve bereket ayı olduğu ve bitip tükenmez özellikleri Sahabe-i Kiramdan Selman-ı Farisî (ra) rivayetiyle Peygamberimiz Hz. Muhammed(sav) tarafından ashabına yaptığı şu hutbede açıkça belirtilmiştir:
“Allah(cc)’ın elçisi Şâban Ayının son günü bize bir konuşma yaptı ve şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Bereketli ve büyük bir ayın gölgesi üzerinize düşmüştür. Bu öyle bir ay ki, onda bin aydan daha hayırlı olan bir gece vardır. O öyle bir ay ki, Allah(cc) o ayda oruç tutmayı farz kılmış, gecelerini nafile ibadetle (teravih namazı) ile geçirmeyi teşvik etmiştir. Kim Ramazan Ayında hayır işlerse, Ramazan Ayı dışında farz bir ibadeti yapan kimse gibi sevap kazanır. Kim Ramazan Ayında bir farzı eda ederse, Ramazan Ayı dışında yetmiş farzı eda eden kimse gibi sevap kazanır. Ramazan Ayı sabır ayıdır. Sabrın sevabı ise cennettir. Ramazan, yardım etme ve ihsanda bulunma ayıdır. Bu ayda müminin rızkı artar. Kim bu ayda oruç tutan bir mümine iftar yemeği verirse bu, günahlarının bağışlanması ve cehennem ateşinden azat olmasına vesile olur, iftar verdiği kimsenin oruç ile kazandığı kadar sevap kazanır, oruç tutanın sevabında da eksilme olmaz.” Sahabe-i Kiram efendilerimizin (ra), “Ey Allah(cc)’ın elçisi! Hepimiz iftar verecek güce sahip değiliz ki” demeleri üzerine ise Hz. Peygamber(sav), “Allah(cc), bu sevabı bir tek hurma veya bir bardak su veya bir içimlik süt ikramı ile de verir” diyerek konuşmasına şöyle sürdürmüştür “Ramazan, evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtulma ayıdır. Kim bu ayda işçisinin/hizmetçisinin işini hafifletirse, Allah(cc) onu bağışlar ve cehennem ateşinden azat eder. (Ey insanlar!) Ramazan ayında dört şeyi çok yapın. Bunlardan ikisi ile Rabbinizi razı edersiniz. Diğer ikisine ise sizin ihtiyacınız var. Rabbinizi razı edeceğiniz şeyler; kelime-i şahadet ve tövbe-i istiğfardır. Sizin muhtaç olduğunuz iki şey ise, Allah(cc)’dan cenneti ister, cehennemden O’na sığınırsınız. Kim oruç tutan bir mümine su ikram ederse, Allah(cc) da onu benim Kevser havuzumdan içirir. Bu havuzdan içen cennete girinceye kadar bir daha susamaz.”
Müslümanlar için evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtulma ayı olan Ramazan Ayı aynı zamanda milletimizce farz olan oruç ibadetini yerine getirme haricinde bir diğer farz ibadet olan Zekât yükümlülüğünü de yerine getirme ayıdır.
Müslümanlar Ramazan Ayında ibadet ve taatlarını diğer aylara göre daha da artırarak teravih ve gece namazı kılmayı, sahura kalkmayı, itikâfa girmeyi, mukabele okumayı, sadaka vermeyi, müslüman kardeşleri için dua etmeyi de artırırlar.
Böylece orucu sadece bedenlerine değil evlerine, işlerine ve hatta şehirlerine, memleketlerine de tutturmuş olurlar.
Bu Ramazan ayında da bu tür iyilik ve güzelliklerin her zamankinden daha da fazla artacağına inanıyoruz.
Geçen haftaki yazıda da işaret ettiğimiz gibi İslam Dünyası bir buruk Ramazan Ayına daha giriyor. Dünyanın diğer bölgelerinde Müslümanlara karşı yapılan zulümler yetmiyormuş gibi Mısır’da da İslam karşıtları tarafından bir başka zulüm daha başlatıldı.
Ümid ediyoruz ki Mısırlı Müslüman Kardeşler yaklaşık 40 yıldır çekmiş oldukları zulmü bu defa bir daha geri dönmemek üzere defedecekler ve hak ettikleri refah ve mutluluğa erişeceklerdir.
Mısır da bu olumsuzluklar olurken ve Müslümanların zulüm altındaki kardeşlerine en azından dua etmeleri istenmesi beklenirken geçen haftaki Cuma Hutbesinde Diyanet belki de ilk defa kendi teşkilatı dışında hazırlanmış bir hutbeyi tüm Türkiye’de bütün camilerde okuttu.
Cuma Namazında okunan ve edebiyat Araştırmacısı İskender Pala tarafından hazırlandığı açıklanan hutbede “Ramazan ve Oruç” konusu ile “Ramazan Ayının fazileti” farklı bir edebi üslupla cami cemaatine anlatılmış oldu.
Yıllardır cami cemaatinin karşısına etliye sütlüye dokunmayan ve çiçekten böcekten bahseden hutbelerle çıkan Diyanetin bu davranışı umarız sürekli olur ve farklı kesimlerden insanların hazırlayacağı hutbelerle farklı bir güzellik olarak insanımız karşısına çıkılmasına devam edilir.
Cenab-ı Allah’(cc)dan alçakça planlanmış askeri darbeye direnen Mısırlı Müslümanlar başta olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde zulüm gören Müslümanları bir an önce başarıya ulaştırması dileğiyle Ramazan-ı Şerif Milletimize mübarek olsun ve hayırlar getirsin İnşâallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR