Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Din adına konuşanlar

Din adına konuşanlar

 

Bu ülkede din adına konuşanların maşallahları var.

Kuranı Kerimi en iyi onlar bilir ve en iyi onlar anlar. Öyle ki Kuranın bizatihi kendisine nazil olduğu Hz. Rasulullah ’tan(sav) bile daha iyi anlar ve anlatırlar.

Hatta bu konuda o kadar ileri giderler ki kimileri Kuranı Kerimi bir geçmiş dönem bilgileri içeren ve günümüz bilgileri ile uyuşmadığı için pek çok ayetinin terk edilmesi gereken bir tarihsel kitap olarak görürler.

Kimileri ise Kuranı Kerimi rakamlar ve sayılarla anlaşılabilecek bir cifir kitabı olarak görür.

Kuran işle ilgili konuşanlardan 1400 yıl sonra sadece kendilerinin anladığını iddia eden ve sapkınlıkta birbirlerinden geri kalmayan daha birkaç grup daha sayabilmem mümkün.

Kuranı Kerimi tebliği eden, anlayan, anlatan ve kıyamet gününe kadar geçerli olacak şekilde örneklendirerek hayata uygulayan âlemlere rahmet olarak gönderilen Allah(cc) Resulü(sav) hakkında konuşanlarda böyledir.

Birisi çıkar Rasulullah(sav) en iyi kendisinin anladığını iddia eder ama 10 yıl Mekke’de 13 yıla yakın da Medine’de olan biteni siler atar.

Diğeri çıkar özellikle Mekke dönemini öne çıkarır ve İslam Dininin hayata uygulanışının bir dönemini görür diğer dönemine kördür.

Bir başka diğeri çıkar Rasulullah’ın(sav) Mescidi Nebevisinde yaşanan olayları hatta ibadetleri yok sayar ve İslam Dinin de şimdiki adıyla Namaz olan bir ibadetin olmadığını iddia eder.

Kimileri de çıkar İslam’ın kurucu nesli olan Sahabe Efendilerimiz(ra) ile Kuran tabiriyle onları güzellikle takip eden Tabiin(ra) ve Tebei Tabiin(ra) efendilerimizi yok sayar.

Hatta bazıları bu yok saymayı o kadar ileri götürenler vardır ki, Kuranı Kerimin iki kapak arasında toplanmış bir Mushaf olması için insanüstü gayretler gösteren Sahabe Efendilerimize(ra) olmadık iftiralar ederler.

Hz. Peygamberimizin(sav) Sahabelerine(ra) yapılan iftiralardan çok daha fazlasını Tabiin nesline(ra) yaparlar bu sapkınlar.

Kuranı Kerimin Sahabe Neslinden(ra) başlamak üzere Tabiin Nesli(ra) tarafından yazıdan daha çok ezberlemek suretiyle elden ele dilden dile aktarılması konusunda iftiralarını yoğunlaştırırlar.

Tabiin Nesline(ra) yapılan bir büyük iftira da Hz. Rasulullah’ın(sav) Sahih Sünneti ve Hadislerinin aktarılması ile ilgili olandır.

24 saatlik bir günün herhangi bir 8 saatlik kesiminde Hz. Peygamberin(sav) risaleti döneminde söylediği sahih hadis sayısından daha çok cümle kuran bu edepsiz ve sapkın kişiler bir türlü Hz. Rasulullah’ın(sav) din konusunda konuşmuş olabileceği gerçeğini kabul etmezler ve bir postacı benzeri bir görevle görevli olduğunu iddia ederler.

Allah(cc) Resulünü(sav) konuşturmadıkları için de 1400 yıldır tıpkı Kuran gibi elden ele dilden dile aktarılarak gelen sahih Sünnet uygulamaları ve bu uygulamaların yazılı hali olan Sahih Hadisleri kabul etmezler.

Öyle olunca da Sahih Hadisleri bizlere aktaran başta Hadis İmamlarımız(ra) olmak üzere tüm sahabe(ra) ve Tabiin(ra) nesline yalancılıkla hatta Rasulullah(sav) adına yalan söz uydurmak iftirasında bulunurlar.

Şimdi hep birlikte düşünelim.

Kuranı Kerim ayetlerine göre bir insanın özellikle de Müslümanların en temel özelliği Müslümanlar hakkında dillerini iftiradan sakınması değil midir?

Kuranı Kerimi bu çağın insanlarını bir kenara bırakın Sahabe Neslinden(ra) bile daha iyi anladıklarını iddia eden bu sapkın güruhun davranışları ile Kuran ayetlerine açık bir şekilde karşı uygulamalar içinde olmaları esasen nasıl bir sapkınlık içinde olduklarını göstermektedir.

Bütün Müslümanlar bilirler ki Kur'an'ı Kerimi doğru anlamanın ve anlatmanın altyapısı ve usulü Hz. Peygamberimizin(sav) Sahih Sünnet doğrultusunda Sahabe Nesli(ra) ve onların takipçileri olan Tabiin Nesli(ra) tarafından ortaya konulmuş ve uygulanmıştır.

Din Konusunda konuşanlar bu iki sahih nesli(ra) red ediyorlarsa bilinmelidir ki söyledikleri hiçbir şey sahih bir din değildir ve konuştukları her şey en baştan red edilmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR