Halim Selvi

Halim Selvi

Yaşamına tanıklık edemediğimiz “vakit”ler

Yaşamına tanıklık edemediğimiz “vakit”ler

Allah’tan korkan adam vakit israfından da korkar. Suyu ekmeği konuşuruz ama vaktin israfını ve dili (boşboğazlık) konuşan nerede? Zamanı insan yaşıyor. İhtiyarıyla genciyle. Boş zamanı en iyi dolduran ‘derdi olan’ insandır. Zaman kılıç gibidir; dertlenmez, aldırmaz isen keser seni, testere gibi hızar gibi. Saat insanın kafasında dönen bir akrep yelkovanıdır. Yelkovanların, hızını yakalayamayan, hızlı gençler, zayiat olan gençlerle doludur dışarısı.

**

Müslüman ibadetlere göre, sevaplara göre ayarlamalı hayatını. Uyku düzeni zamanı kullanmanın ilk yoludur. Çok konuşmak zamanı öldürür. Bedava kontör/konuşma; kendi paranla, kendi ömrünü harcayarak geçirmektir. Gelişmiş ülkeler ne kadar az konuşursan o kadar ahlaklısın! anlayışında. Bizde ise ne kadar konuşursan o kadar bedava dakika/kontör! Konuştukça kazan vs. Yazık çok yazık… Elif cüzünden önce kullanma cüzü öğrenilmelidir. Beş vaktin önemini imamlara anlat sor. Ne için beş vakte bölünmüş gün bir düşün! ‘Konfor ruhun bataklığıdır. Konfor insanı bir uyuşturucu gibi uyutur ve oradan büyük bir çile, ıstırap doğmadığı için hayatın sanatçısı olamaz hale getirir’ der Ali Şeriati. Erken kalkmak bizim için müzelik meziyet oldu. Rahatımızdan taviz vermek gibi algılandı. Sağlıklı ve huzurlu yaşamın adımları konforumuzu bölme oldu. Olumsuzlukları, keyfi yaşamları konforlu rahat yaşam gibi algıladık! Özne olabilirsek çağı şekillendirebiliriz, derdik hani. Bırakınız çağ şekillendirmeyi ‘çağı tanımazsınız; tanımlanırsınız’ modundandan çıkamadık. Nerede saatini hassasiyetle ayarlamak? Anını ayarlayıp dakik olmak? Tembellik ve miskinliği yenmek için gerekiyorsa arkadaş çevresi değiştir; Kalite senin kalitendir. Zamansız gelen plan bozuculara hayır diyebilmeli birey.

**

Bir yaşama zamanı vardır, bir de yaşadığına tanıklık etme zamanı. Öldürdüğümüz, yaşamına tanıklık edemediğimiz vakitlerin / zamanın aslında bizi öldürdüğünü unutmamalıyız. Bilinmesi gereken zamanın ayrımcılık yapmayan bir işveren olduğudur. Unutmayalım takvimlerin düzenli akışı herkes için aynı olsa da, zaman herkesin içinde başka türlü ilerler. Yeni bir güne başlarken herkes aynı sayıda saat dakika ve saniyelere sahiptir. Örneğin zenginler parayla daha fazla ‘zaman’ satın alamazlar. Aynı şekilde bilim adamları yeni dakikalar icat edemez. Ya da yarın kullanmak üzere bugünün zamanını biriktiremezsiniz. Adaletsiz, ayrımcılığı bozan bireyin kendisidir. Organize ettiğin zaman sana orijinal tatlar sunar. Bu bağlamda zamanı değerlendirirsen yaptıklarının ‘değerli’ olduğunu görürsün.

**

Boş zaman yoktur; boşa geçen zaman vardır. Zamanı uyuşuk kullanır, değer katman gereken zamanı unuttursan seni uyuşturur; tembelliğe/ atalete mahkûm bırakır. Teessür içinde kalırsın. Zamanımı kullanmasını bilemedim, şimdi o beni kullanıyor diye dolaşır durursun. Boşa geçen zamana üzülmek ise rüzgârı kovalamaya benzer. Kalkmak için enerji harcamalısın! Elinden tutulmasını beklemek biçare mucize beklentisidir. Ne zaman adam oluruz? Muhammed'in (s.a.v.) "iki günü eşit olan zarardadır" hadis-i şerifi bizim için bir düstur olduğu an. Günün her saatini, dün olduğundan daha iyi olabilmek için kullandığımız an. ‘Şimdi her günümü, sanki gördüğüm ilk gün ve göreceğim son günmüş gibi yaşıyorum’ bilincinde olduğumuz an. Ahmaklar zamanı nasıl öldüreceğini, akıllılar ise nasıl kazanacağını düşünür. Örneğin imtihana girmiş bir öğrenci, her anının geleceği için ne kadar önemli ve etkili olduğunun bilincinde en ufak bir dakikasını bile boşa harcamamak için elinden geleni yapmaya çalışıyorsa, aynı şekilde mümin de hayatının her anını yararlı ve nihai sonuca götürücü işlerle geçirmelidir. Saatlerce televizyon ve bilgisayar başında oturmaya, internet sitelerinde sörf yapmaya hiçbirimizin vakti yoktur. Hayat faydası olmayan işlerle meşgul olmak için çok kısadır, ömür dediğimiz yaşantımız eriyen bir sermayedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halim Selvi Arşivi
SON YAZILAR