Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Zorunlu Din dersi

Zorunlu Din dersi

Malumunuz Yeni Şafak gazetesi yazarlarından Hilal Kaplan, CNN Türk’te Enver Aysever’in sunduğu “Aykırı Sorular” programına katıldı ve zorunlu din dersi hakkında şöyle dedi: “Zorunlu din dersi dinden soğutuyor. Ateist arkadaşlarım din dersine girmek istemediler, sınıf geçebilmek için ayete’l Kürsi’yi ezberlemek durumunda kaldılar, bu durum onları incittiği gibi beni de incitmiştir.  Din derslerinin çoğu zaman dine bağlamaktan çok dinden soğutmaktadır.” 03.12.2012
Bu haberi basından okudum, videodan da izledim ve çok üzüldüm. Söz konusu yazarın böyle konuşmasının sebebi, bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Psikolog olan yazar köklü bir din eğitimi almış olsaydı böyle zehir zemberek konuşmazdı. Kendisine tavsiye ediyoruz: Bir tefsir, Kütüb ü Sitte’den birini, bir İslâm tarihi ve bir de mezhepler tarihi okuyun. Gençsiniz, İlahiyat Fakültesini de bitirin. Umulur ki bilgi eksikliğinin insanı sürükleyeceği bataklığa düşmekten kurtulursunuz.
 Zorunlu din dersi diye bir ders yoktur. Zorunlu Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi vardır.  Adı üzerinde din kültürü, din dersi değil. Kenan Evren, “Biz din dersini kaldırdık yerine din kültürü koyduk. Çocuklar dinler hakkında malumat sahibi olacak o kadar,” demişti.  
 Türkiye laik bir ülke olduğu için Cumhuriyet’ten beri Türkiye’de din dersi okutulmamaktadır. Aslında daha geriye gitmek gerekir. Tanzimat’tan beri Türkiye’de doğru dürüst din eğitimi ve öğretimi verilmemektedir.  Din sadece ilmihal bilgilerinden ibaret değildir. Din, itikat, ibadet, muamelat ve ukûbâttan ibarettir. Din bir kurum ve bir müessesedir, hukuktur, dünya ve ahirette selamette olmanın yöntemini gösteren bir rehberdir.
 Bu böyle gitmez, yürürlükte olan rejim tıkandı, laik düzende ısrar etmenin bir anlamı yoktur, sorunlar daha da büyür, bir gün altında kalabiliriz. Onun için çözüm üretenlerin yanında yer almak daha uygun olur. Goethe’nin dediği gibi,  “Çözümde görev almayanlar problemin bir parçası olurlar.”
AK Parti sorunları çözmek için fikir üretmektedir. Buna engel olmak demek, problemin bir parçası olmak demektir. Hilal Kaplan’ın rahatsız olduğu husus haftada zorunlu olarak okutulan din kültürü dersi değil, o da biliyor, bu dersin yurttaşlık bilgisi dersinden fazla bir farkının olmadığını. Söz konusu yazarın rahatsız olduğu husus 4+4+4 eğitim sistemidir. Bu sistem sayesiyle imam- hatiplerin sayısının çoğalması, devlet okullarında seçmeli ders olarak Kurân-ı Kerim ve Siyer dersinin okutulması ve böylece devletin diğer okullarına da başörtünün girmesidir. Ateist arkadaşlarının din kültürüne girmek istememeleri ve sınıf geçebilmek için ayete’l kürsi’yi ezberlemeleri bu durumun kendisini ve arkadaşlarını incitmesini söylemesi işin kılıfıdır.
Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurur: “Her doğan İslâm fıtratı üzere doğar, anne ve baba Yahudi ise çocuk Yahudi olur, Hıristiyan ise Hıristiyan olur. Bu eğitimle olmaktadır. Dolayısıyla Tanzimat’tan beri bu millete dini ve diyaneti ve değerleri doğru- dürüst öğretilmediği için istikametten sapmalar olmuştur. Söz konusu yazarın ateist arkadaşları da bu laik düzenin kurbanlarıdır. Bu gençlere beşikten itibaren din teferruatlı bir şekilde öğretilmiş olsaydı belki de ateist olmayacaklardı. Yarın bu gençlerin ateist olmasını telkin edenler den şikâyetçi olmayacağını kim garanti edebilir? Hem gençleri fıtrata aykırı yetiştireceksiniz ve hem de bu durumdan gençlerin kurtulması için uğraşanların yolunu tıkamaya çalışacaksınız; bu suçtur. Muhafazakâr olmak ve başörtüsü takmakla bunun vebalinden kurtulmak mümkün değildir.
Din dersleri değil, laik eğitim başka bir ifade ile seküler eğitim çoğu zaman dine bağlamaktan çok dinden soğutmaktadır. Din eğitimi almış olsaydınız böyle zehir zemberek bir açıklama yapmazdınız, sorunlara çözüm arayanlarla birlikte hareket ederek istikametten ayrılan laik düzenin kurbanı olan ateist arkadaşlarının elinden tutardınız. “Kendisi muhtac-ı himmet bir dede, nerde kaldı gayrıya himmet ede!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi
SON YAZILAR