Hüzeyme Yeşim Koçak

Hüzeyme Yeşim Koçak

Bu Yazı Hoşunuza Gitmeyecek

Bu Yazı Hoşunuza Gitmeyecek

Dikkatinizi çekmiştir elbette; bazı haberler, karşılaştığı aykırı sahneler hadiseler insanı rahatsız edip üzüyor. Özellikle bizim gibi belli bir yaşın üzerinde olanları.

Sadece birkaç haber başlığı vermekle yetineceğim.

Mesela yeni başlayan bir diziyle ilgili “pavyon dansları kursu” açılıyor. Tekstil sektörünce, dizideki pavyonda çalışan karakterin giydiği kıyafet üretilip, satışa sunuluyor yok satıyor. Pavyonlarda çalışmak için binlerce kadının başvurduğu ifade ediliyor.

“Özellikle internet ortamında en çok iş başvurusu yapılan iş konumuna dönüşürken, en çok 25-45 aralığındaki kadınların başvurduğu” öğreniliyor. Verilen bir ilana bakıyorsunuz: “5000 TL günlük yevmiye, içki başına 100 TL, oyun başına 100 TL, konaklama yeme içme servis hizmetleri...”

Kadın programlarına göz atıyorsunuz, sosyeteye belli bir kesime mahsus diye kendimizi avuttuğumuz rezaletler, gayrimeşru ilişkiler, çürümüş kokuşmuş aile muhabbetleri(!), gecekondu kesimine bile neredeyse yayılmış ve bu ifsat edici programlar asla yayından kaldırılmıyor, kıyılamıyor(!).

Kimileri münferit olaylar gibi görebilir ancak sokaklarda görmezden gelemiyorsunuz. Kış günü, bazı genç kızlarımızda süper mini elbiseler, bacaklarında incecik çoraplar dahi bulunmuyor, tamamen açık kıyafetler; sanki bilmem ne dizisinin somut görüntüleri.

Aklınız havsalanız almıyor, nasıl bir mantık ve teşhir merakıdır bu. Çoğu da aile kızları görünümlü. Neyin modası, neyin merakı isyanıdır, neyin mecburiyetidir öne çıkan? Sokaklara savrulan zavallı hemcinslerinden ayrımlarını nasıl gösterecek, özlerini nasıl savunacaklar.

İşin başka acıklı tarafı, hevesleri üç beş günlük bile olsa; sevgilileri(!), erkek arkadaşları bunları hiç mi kıskanmaz, sahiplenmez.

Neden meta muamelesini kendine reva gör(dür)ür bu kızlar. Gençlikte her insanın genellikle belli bir cazibesi vardır, ilgi çekebilir, çok da önemli değildir; kanaatimce başka özelliklerle şahsını donatmak gerekir.

Niçin sadece bedenleriyle var olmak istercesine, kimi uzuvlarını vurgularlar. Etiketlenmek pis nazarları üstüne celp etmek ne gibi bir doyum yarar sağlar, gururlandırır? Salt cinsellikleriyle algılamaktan, küfürlerden hiç mi gocunmaz, yaralanmazlar.

Zekâlarıyla, saygın meslekleriyle, örnek temsillerle, itibarlı rollerle toplumda neden yer edinmek istemezler, kusura bakmayın anlamıyorum. Gittikçe azalan giysiler, artan sapkınlıklar, altı çizilen ahlaksızlıklar. Neyin mesajıdır bu tuhaf gösteri(ş).

Evvelce pek dindar olmayan aileler dahi sokak kıyafetine özen gösterirdi. Kimsenin giydiğine karışmıyoruz, erkeklere de söylenecek çok laf var fakat kıyafetin de bir ölçüsü olması icap etmez mi?

Üstelik bazıları yaşını başını almış, torun sahibi olabilecek kadınlar. Fizik olarak da, madden de manen de hiçbir şekilde yakışmıyor.

Türkiye’de alttan alta veya en üst perdeden yozlaşma sanki destekleniyor; halkın en çok rağbet ettiği mecralarda yerini, varlığını koruyor, reklamı yapılıyor.

Sözgelişi yeni bakanımızla uyuşturucuyla mücadele, ilk defa fark ediliyormuş gibi başladı ama daha yakın zamanda “lüks arabalarda pudra şekeriyle hava atan, şatafat içinde yaşayan parti görevlilerini” gördük.

Basından bir haber daha: “Türkiye zehir kavşağında. Uyuşturucuyla mücadele amacıyla her gün onlarca operasyon yapılıyor. Emniyetin hazırladığı raporlar, Türkiye’de dünya kokain trafiğinin bölgesel bir merkezi haline geldiğini ortaya koydu. Emniyet Genel Müdürlüğünün 2023’de hazırladığı 2022 raporuna göre; Türkiye’de yakalanan kokain miktarı yüzde 44,9, şüpheli sayısı ise yüzde 6 oranında arttı. Bu aynı zamanda cumhuriyet tarihinin de rekoru. Sadece Mersin Limanında son iki yılda yakalanan kokain miktarı iki buçuk tona ulaştı. BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin küresel kokain raporunda, Türkiye’deki yakalamaların 2014-2021 yılları arasında 7 kat arttığı belirtildi. Artan trafik uyuşturucu bağımlılığının yükselmesine de yol açtı. Madde kullanma yaşı 12’nin altına düştü.”

Bizim Batı gibi bir madde üstünlüğümüz, söz gücümüz, hâkimiyetimiz de yok. Bir de millî manevî değerlerimizi kaydedersek ne olacak?

İsterseniz konforumuz bozulmasın, bu haberleri vermeyelim, görmeyelim, düşünmeyelim.

Niçin hep geç kalınıyor, zamanında gerekli tedbirler alınmıyor, durmaksızın günah keçileri muhalifler düşmanlar filan bulup muktedirlerimize hiç soru sormayalım. Ucuz siyasetle meşgul olalım.

Ürkütücü gerçeklerden uzak, birbirimize masal anlatıp, oyalanıp duralım. Duralım da, tablo vahim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Hüzeyme Yeşim Koçak Arşivi
SON YAZILAR