Hüzeyme Yeşim Koçak
Benliğin Anarşisi
Değerlerimiz seyyarlaştıkça, zahirden batına nüfuz etmedikçe, bir iç anarşi içinde
kıvranıyoruz. Dışta da bu olgu hükümranlığını kuvvetlendiriyor.
Şikâyetler yükseliyor, kısa uzun vadeli tedbirler isteniyor. Hâlbuki çoğu zaman geniş kitleler gafletini sürdürüp, sürece teslim oluyor, ya da uyananlar yeniden çeşitli araçlarla/metodlarla hissizleştiriliyor. Neticede sinersizlik, seslerin kakafonikliği, kalbin mukavemetsizliği ve ruhların anarşisi sürüyor.
Anarşi, benliğimizden başlıyor. Dahilî ve harici anarşi şeklinde birbirini besleyip, destekliyor. Eylem olarak, insanın iç ve dış muhitini yapılandıran ve karartan bir güç olarak ortaya dökülüyor.
“Egoizm ve anarşi akraba kavramlar.. Diğerkâmlık ve nizam’da” diyor Seyyid Ahmet Arvasi (Seyyid Ahmet Arvasi İnsanın Yalnızlığı, , Burak Yayınevi)
…
Çünkü ferdin dizginlenemez duyguları, muhterisliği var egoizmde. Karmaşa, âhenksizlik, dengesizlik, nirengi noktalarının kaybedilmesi bir “Düzensizlik”… Egoizmle, iletişim, mensubiyet, bütünlük kayboluyor; “kitap/kanun”, büsbütün şahsî hesaba dayanıyor.
Ferdî olanın/alanın, hiçbir değeri içine almayacak, toplumla hakikî bir irtibatlaşmayı koparacak kadar esnekliğini yitirmesi, daralması veya kapanmasıysa; insanın bir anlamda kendini “ötekileştirmesi” ve zulmetmesi oluyor.
“Diğerkâmlık”, sevecenlik, fedakârlık, sabır, feragat, başkasını öne alma gibi duygular ve bağlantılı davranışlar -nisbî de olsa- bir kısım değerlerin yerleştiğini, içleştiğini, dolayısıyla birtakım düsturlara, bir nizama bağlandığımızı gösteriyor. İçsel ilâhi bir Nizama.
Bazı meziyetlerin, davranışların, müspet fiillerin onca kargaşa içinde kendine yer açması, kökleşmesi ve yaygınlaşmasıysa rasgele, üstünkörü yahut tesadüflere bağlı olmuyor. Orda kendi gösteren, seçtiren ve dayatan bir güç var.
Anarşi, fertten topluma doğru ilerliyor. Benci(l)likde derinleştikçe, kavramların, üstün ilkelerin, “kutsalın otoriterliğinin”, bir model oluşturmasının hiçbir anlamı kalmıyor. Fertler de toplumlar da kendine göre, “benci(l) nizamsızlığına” göre yontuyor.
…
Egoizm, dünyayı, insanı farklı manalandırmamıza sebebiyet veriyor. Herkesin özel bir “dünya algısı” var. Ve dünyayı ona göre biçimlendirmeye çalışıyor.
EGO’nun şartlarına göre, farklı uygulamalar, hareket kalıpları. Menfaat aslî hedef… “Mukaddes öncelikler” ve kılavuzluğu yok. “Benlik” mutlak rehber...
Demokrasi, özgürlük, çağdaşlık, adalet gibi kavramlar aşırı bir yüklemeyle, “maymuncuk” görevi üstlenerek, kutsallık atfedilerek, “dokunulmaz, sorumsuz, evrensel kuvvetler” olarak takdim ediliyor. Ve “gasıbın” elinde, mutlaka tanınması, uyulması gereken “zorba tahakküm âletleri” haline geliyor.
Hususî bir ideolojiyle, milletler bölünüyor, düzenle(n)meye teşebbüs ediliyor, mefhumlar vasıtasıyla, topyekûn insan nesneleştiriliyor. Kendimizin dışındaki “sayılar, istatistikî konular, alt sınıflara giren toplumlar, insan malzemeleri artık bahis mevzuu... “Cihanşümul bir Benlik” ve “İktidarı” söz konusu.
Çünkü benlik güçlendikçe, gitgide devleşerek yaygınlaşmaya ve dünya üzerinde bir kuvvet olmaya bayılıyor. Esasen her kadar şık gerekçeler, masum hatta mazlum(!) sebepler gösterilse, karanlığımız evrensel projektörler ve aydın(lık)(!) projelerle örtbas edilmeye niyetlenilse de, malûm gizlenemiyor.
Anarşi, kollarını attıkça, toplumun mütecanisliği kırılıyor. Bölünme, toplumun çekirdeği ailede bile kırılmalar, Müslümanlıkta mühim ayrışmalar, beşeriyette yozlaşma halinde tezahür ediyor.
Vehmedildiği gibi, bireyciliğe değer verilerek, insanın yükselmesi sağlan(a)mıyor. Bilâkis hiçbir ortak değerin kalmayarak, ulaşımsızlık, bu meyanda da körleşme, manevî silâhsızlanma ve zafiyet artışı sonucu “insanî indirgenme” meydana çıkıyor.
Bireycilik/Egoizm, şahsî bir bakış açışı, zenginlik, yürüteç veya kaldıraç olmaktan ziyade; nifak ve bozgunculuk mahiyetini alarak, tersinden değişime, yıkıcılığa dönüşüyor. Müşterek özde, gözde ve tözde birleşilmiyor. En hayatî konularda mutabakat yok, şuur gözükmüyor.
Devlet siyaseti, aydın politikası, halk uyuşması toplumda yer etmiyor. Egoizm geliştikçe, gerçek bir nizamın yerleşmesini engelliyor.
Bencillik temelleşiyor. Anarşi nizamîleşiyor.





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.