Yüce Rabbimiz el-Ahzab (41) de buyurdu yüksek meali;

“ Ey iman edenler, Allah’ı (cc) çokça zikredin “

Ez-Zariyat (50) “ O halde, Allah’a (cc) koşun “

El-Müzzemmil (80) “ Rabbinin ismini zikret ve bütün varlığınla ona yönel “

İbn-i Abbas (ra) ayetlerin tefsirinde özetle; Allah (cc) kullarına namaz, oruç, zekat gibi farz kıldığı ibadetlere belli bir sınır tayin etmiştir. Zikir ise bunun dışındadır. Zikre sınır koymamıştır. Zikri terk edenin özrünü kabul etmez. Zikrin amacı, insanı Allah’tan (cc) uzaklaştıran her şeyden arınarak, Allah’ la (cc) beraberliği temin etmektir. Zikir sadece lafzatullahın tekrarından ibaret değildir. Kâinatta her gördüğün varlıkta Allah’ı (cc) hatırlamaktır.

“ Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldür “ sözü, çok yerindedir. İnsan çabucak unutur, insanın telkine, hatırlatmaya ihtiyacı vardır.

Allah (cc) Kehf (24) de “ Unuttuğun zaman, Rabbini zikret “ buyurmaktadır.

İnsanların dünyaya dalıp, ahiret için çalışmalarını az göre Hasan Basri (ra) ; “ Dualarınız kabul olmayacak diye korkmuyorum (kabul edilir), sizin gaflete düşüp dua edemez, Allah’ı (cc) zikredemez hale gelmenizden korkuyorum.” Bizlerin bugünkü halini yıllar öncesinden adeta görmüş gibidir.

Hadis-i Kutsi’de Cenabı Hak buyurdu ki “ Ey Habibim Muhammed (sav) , kullarımı davet ederken La ilahe illallah üzerine sabit kıl, çok söylesinler, kul böyle Allah’ı (cc) zikredince, Allah (cc) meleklere döner, Ey meleklerim kulum kendisi için benden başka rabbi olmadığını anladı. Şahit olun onları affettim. Devamla, her kim böyle zikre devam ederse, büyük günahlarından dört bini silinir. Sahabe sordu; dört bin günahı yoksa Peygamberimiz (sav) cevap verdi, Ailesinin ve komşularının günahları silinir.

Ehlisünnet âlimlerinin bazıları dediler ki; La ilahe illallah diyerek zikreder de, gereğini yapmazsa, kendilerine yalan söyledin denir. Yani kalbiyle tasdik, diliyle ikrar, ameliyle ispat gerekir.

Büyük Sufi Yakup Çerhi (ra) talebelerine nasihat ederken, bizlere de nasihati şöyledir ; “ Gaflete daldın, nefse uydun, zikirden uzaklaştın vuslata eremezsin. Vuslata ermek için; Kuran-ı Kerim okuyun, tesbihat çekerek Allah’ı (cc) çok zikredin, teheccüd ve tefekkürle acziyetinizi Allah’a (cc) arz edin “ Devamla, lokmalar helal olmadıkça, maksat hâsıl olmaz. İbadet on kısımdır. Dokuzu, helal lokmadır. Şimdi, neden zikredemediğimizi veya az zikrettiğimizi, arzu edilen faydanın temin edilemeyişinin sebebini anlamış oluyoruz.

Yine ulema buyurdu ki ; “ Zikir yaptın, huzur yok, devam et çünkü zikir yapmamak beladır. Zamanla gaflet içinde yaptığın zikirler, feyizli zikre döner Allah (cc) her şeye kadirdir.“

Hz. Süleyman (as) Peygamberimize, şeytan, ihtiyar bir insan kılığında geldi. Peygamber (as) sordu, İsa’nın ümmetini nasıl kandırıyorsun, Cevap, onları birkaç ilahla aldatacağım. Peygamber (as) devamla Ümmet-i Muhammed’i nasıl kandıracaksın, Cevap, onları altınla gümüşle kandıracağım, malı ve mülkü La ilahe illallah demekten daha iyi gösterecem. Bugünkü halimizin özeti bu.

Kendi kendimize şöyle bir soru sorsak; Yukarıdaki ayet ve hadisler muvacehesinde, Bugün hayat defterini nasıl açtın kapattın. Kiram-en Katib’in melekleri oraya neler yazdı. Farz edelim ki, kıyamet koptu, mahşerde hesabımız ne olacak. Bugün daimi bir hayat kasetinin dolduğunu düşün.

İlahi bir kamera ile izlendiğimizi, geçirdiğin son yirmi dört saatin muhasebesini yapıp, nefsimizle hesaplaştık mı, Hesabını iyi yapanlara ne mutlu.

Hoşça kalın. Allah'a (cc) emanet olun.