Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Değerlerimiz

Değerlerimiz

Toplumları ayakta tutan inanç değerleri, kültürel birikimleri, yerleşik âdet ve gelenekleridir. Bunlar milletleri uzun süreli ayakta bırakan dâimî değerlerdir. Zaman içinde yıpranan, yozlaşan, aşınan bu birikimler o toplumların güçsüzleşmesine sebep olur hatta tarih sahnesinden silinmesine dâhi yol açabilir. Toplumu meydana getiren bireylerin birbirleriyle sağlıklı iletişim içerisinde olması bu genel değerlerin muhafazası ile mümkündür. Toplumlarda neredeyse zaruret mesâbesinde bulunan temel birikimlerle oynanırsa o toplumun âkibeti hakkında çok da olumlu gelişmeler kaydedilemeyeceği âşikardır.

Bugün hassâten kendi ülkemizde uzun süredir çağdaşlık ve modernite adına yürütülen ve sistemli bir şekilde toplumun tüm katmanlarında yaygınlaştırılmaya çalışılan temel değer yozlaşması üzerinde önemle durmak icap ediyor. Zira bu yozlaşma sürecinde harcanan insanımız oluyor. Küçüğünden büyüğüne, yaşlısından gencine, kadınından erkeğine kadar ahlâki değerlerde müthiş değişimler yaşanıyor. Şüphesiz çağın donatılarından faydalanmamız icap eder ve bu kaçınılmazdır, inkar edilemez. Fakat çağın donatıları ahlâki yapımızı bozup değiştirmemeli. Bilâkis davranış ve aksiyonlara kalite getirmeli. Örneğin; cep telefonu ahlak dışı mesaj ve görüşmelere, internet ahlak dışı chatlere vasıta yapılmamalı. Teknoloji bize hizmet etmeli nefsin süfli emellerine değil.

Aynı zamanda insanlara kolaylık sağlayan teknolojik âletler insanları tembelliğe sevk etmemeli. Onlarla en ileri teknik değişimler yaşanmalı, çağ aşılmalı. Fatih Sultan Mehmet elindeki imkanları seferber ederek yeni bir çağ ve çığır açtı. Bizim o fazilet âbidesi büyüklerimizden hangi imkânımız eksik. Sâdece eski şuur ve bilincimiz yok. Bu tespiti yapalım artık. Elin İngiliz’i bu tespiti yüzyıllar öncesi yapmış seni beni yozlaştırmak için emek sarf etmiş ve amacına ulaşmış. Sömürgeler Bakanlığı kurarak İslam medeniyetinin o zamanki temsilcisi Osmanlı Devletini içten tahrip ederek hedefini gerçekleştirmiş. Bugün âdeta üzerimize serpilmiş ölü toprağını atıp doğru tespitler yaparak bizim de geleceğimiz adına sistemli bir şekilde hamleler yapmamız gerekmiyor mu?

Bu güzel hamle için toplum bazında ve bireysel bazda ben neler yapabilirim? Diye düşünmememiz şart.

Bize unutturulmaya ve bıraktırılmaya çalışılan ne kadar değerlerimiz varsa onları yeniden bir incelemeye tâbi tutarak sahip çıkmalıyız. Bilhassa bizi birbirimizle kaynaştıran, yaralarımızın tedâvisinde merkez bir güç olan inanç değerlerimizin yozlaşmasına izin vermemeliyiz. Onları her devir ve her zeminde diri tutmalı ve sıkı sarılmalıyız. Kültürel kimliğimizin muhafazasına özen göstermeliyiz. Bunlar hem bireysel olarak ailelerde yaşanırken hem de devlet katkı sağlamalı. Devlet toplumun genel inanç ve kültürel değerlerinin korunması için bir dizi tedbirler almalı çalışmalar yapmalıdır. Örneğin; Devlet Bakanlığına bağlı alt kademede görev yapabilecek kurum ve kuruluşların bu hususla ilgili etkin çalışmaları olmalı, diye düşünüyoruz. Toplumu oluşturan bireylerin ahlâki seviye ve kaliteleri o toplumun geleceğine ayna olur. Bu sebeple bireylerin ahlâki değerlerinin ve kimliğinin muhafazası milletin bekâsı için olmazsa olmazdır. Bireyler, her türlü değerin ayaklar altına alındığı medyanın eline bırakılmamalıdır. Devlet vatandaşının değerlerine sahip çıkmalı, bozulmasına izin vermemek adına etkin faaliyetler düzenlemeli. Hatta elinden ne gelirse yapmalıdır. Bunu zaruri görüyoruz. Bir devletin otobüsüne bindiğimizde gençlerimizin kılık kıyafetlerindeki ve davranışlarındaki bozukluklar bizi yaralamıyorsa ne diyelim o zaman bizde bu bozulmuşluktan nasibimizi almışız demektir. Özellikle ahlâki yozlaşma çok önemlidir. Tez elden bu tahribatın giderilmesine çalışılmalı, diyoruz efendim.

Hoşça kalın, hayırla kalın.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi
SON YAZILAR