Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Müslümanların Dini Bayramı

Müslümanların Dini Bayramı

Müslümanların Hac görevini yerine getirdikleri Zilhicce ayının ilk 10 gününü tamamlamak üzere olduğumuz bu günlerde bir taraftan hac ve Kurban ile gönlümüzü ferahlatmaya çalışırken diğer taraftan Filistin, Uygur Özerk Bölgesi ve Keşmir ile Suriye deki zulümlerin devamı ümmet olarak üzüntülerimizin sebebi olmaktadır.

Kendimizi bildik bileli birbirimize sürekli olarak “Müslüman, İslam ahlakıyla ahlaklanmalı ve Müslüman şahsiyetler olarak İslam’ın alametifarikalarını muhafaza ettiğimizi ispatlamaz zorundayız” gibi uyarılar yapıyoruz.

Bu uyarı sonrasında bir de üzerine Kuranı Kerimdeki "iman ettim demekle yakamızın bırakılıvermeyeceğini” ihtar eden ayeti kerimeyi okumayı ihmal etmiyoruz.

Hepimiz inanıyoruz, Müslümanız diyoruz ama münkirler gibi yaşamaktan vaz geçmediğimiz için açık bir münafıklık alameti taşıyoruz her davranışımızda.

Arkadaş bildiklerimizden gelebilecek olan tenkit ve uyarılardan kendimizi müstağni gösterebilmek amacıyla yerine göre dost bildiklerimize bile farklılığımızı gösterebilmek amacıyla “Darul harp nedir, Türkiye’deki Anayasal düzene nasıl bakıyorsunuz ve Selefilik hakkında düşünceleriniz nedir?” benzeri sorular sorarak düşünce ve inanç sorgulaması yapmaktan bile çekinmiyoruz.

Baktık ki bu tavır tutmuyor o zaman da “Türkiye’deki anayasal düzende herkesin düşünce, ifade, inanç, ibadet özgürlüğü anayasal güvence altındadır” gibi saldırı savunma arası bir tavır takınarak tarikatları, selefi hareketleri hatta diyanet dâhil olmak üzere cami derneklerine varıncaya kadar herkesi kriminal yapılar olarak ilan edip hedef göstermekten çekinmiyoruz.

Bu ülke benim cakasıyla tıpkı cumhuriyetin ilk yıllarında kemalist elitlerin bir dönem hiçbir ayrım yapmadan tüm dini grupları, iç düşman olarak kodlayıp hedefe koyduğu gibi kendimizi devlet zannedip kendimize yeni iç ve dış düşmanlar türetiveriyoruz.

Hâlbuki bizim dışımızda bizim görmediğimiz veya işimize öyle geldiği için görmezden gelmeye devam ettiğimiz bir dünya var.

Bu dünyada 1960'lı yıllardan beri bizim itiraz edemediğimiz ve bir takım ticari gayelerle zaman zaman terörist bile ilan ettiğimiz Uygur Müslümanlarına karşı artarak devam eden bir çin zulmü var.

Bu dünya da Pakistan ile Hindistan çatışması olduğunda hatırladığımız sonradan ise unutulmaya terk ettiğimiz bir Keşmir zulmü var.

Güney Doğu Asya da çoktan unuttuğumuz Myanmar var.

Suriyeli Müslümanların ülkemize göçleri ile öğrendiğimiz ve artık kanıksadığımız Suriye felaketi var.

1947 Birleşmiş Milletler Planı ile başlayan ve 7 Ekim 2023 tarihinde Halas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarının Filistin genelinde başlattığı geniş çaplı saldırısı ile doruğa ulaşan siyonist işgal ve soykırım zulmü var.

Bizde Müslümandan beklenmeyen bir sessizliğe karşı batı ülkelerinde her geçen gün yükselen bir protesto ve boykot davranışı var.

“Zulüm Bizdense, Ben Bizden Değilim” diyerek 16 Mart 2003`te Filistinli bir ailenin evinin yıkılmasını engellemeye çalışırken bir İsrail buldozeri tarafından ezilip öldürülen Rachel Corrie nin arkadaşları var.

George Washington Üniversitesi mezuniyet törenindeki konuşmasında “Okul harçlarımın soykırımı finanse etmek için kullanıldığını bilmekten utanıyorum” diyerek siyonistlerin Gazze'de yaptığı katliamlara ortak olan ABD Üniversitelerini kınayan Cecilia Culver var.

Bizde ise, evinde rahat koltuğunda karnı tok sırtı pek bir şekilde televizyonda naklen seyrettiği Siyonist zulmü karşısında “aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık” diyerek karmakarışık duyguları içinde kalan ve “Müslümanların mukim olduğu çoğu ülke birer laik ülke ve bu nedenle laiklik korunması gereken bir değerdir” diyerek laikliği adeta yeni bir din gibi gören ve kutsayan Müslüman kalabalıklar var.

FARKINDA MIYIZ?

Son dönemde Müslümanlar arasında bazı yeni moda sözler ve davranışlar yayılmaya çalışılıyor.

Mesela küresel siyonist çetenin operasyonuyla bilgisiz kişilerce köksüz ve yalan yanlış İslami olarak hareketler üzerinden "eğer Müslümanlar iktidara gelirlerse dünyayı kaosa çevirirler" sözleriyle İslamî bir yönetim isteyenleri suçlayan seküler Müslümanlar türetiliyor.

Bir kısım kişilerin “İslam, yönetenlerin dini değildir.” sözüne de asla takılmayın.

Bu söz ve davranışlarla Müslümanları öyle bir noktaya getirmek istiyorlar ki, kendine Müslüman diyenler "laik olmak bu gün için en doğru idare şeklidir. Aksi durumda din eğer devlete müdahale ederse gerileme, anarşi, kaos olur” diyecek hale kendiliklerinden gelsinler.

İslam yaşayan ve yaşatan din dir, diğer inanç ve düşünceler ise batı diliyle kraliçe ve kralların “Religion” u dur.

Bayram yazısı gibi olmadı ama HER ŞEYE RAĞMEN BAYRAMDIR DİYORSANIZ, BAYRAMINIZ MUBAREK OLSUN.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi