Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Diploma ile Siyaset Kontrolü

Türkiye’de siyaset herkesin bildiği, herkesin konuştuğu, herkesin 1. Sınıf siyasetçi olduğu, meydanlarda atılan sloganlar ile televizyon programları üzerine yorumlar yaptığı ve sandık sonuçları ortaya çıkınca da, galiplerin de mağlupların da ben demiştim dediği, bir hayat tarzı olmuştur.

Ancak gerçek siyaset bütün bunların dışında, güçlülerin kameraların önünde değil de, kapalı kapılar ardında yapılan toplantılarda aldıkları kararlarla yapılır.

Kapalı kapılar arkasında kararlaştırılan siyasetin belirleyicisinin, vatandaşların kullandığı oyların olmadığı ve siyasetçilerin kendi aralarında oluşturdukları yazılı olmayan kurallar olduğu yıllardır bilinmekte iken, sonradan işin içine gizli belge ve görüntüler ilave edilerek siyaset yapılır oldu.

Bilerek veya bilmeyerek birilerinin arada bir de olsa basın yayın organlarına sızdırdığı belgeleri saymazsak, son zamanlarda birbirleri ile düşmanca davranışlara son vererek, kanka durumuna gelen siyasetçiler için bile bazı görüntülerin varlığı, laf arasında ifade edilmiş olsa da, henüz ortaya dökülen bilgi veya belge olmamıştı.

Seçmenleri olumlu ya da olumsuz etkilemek için eski dönemlerde en etkili araç dosya siyaseti veya gizli kamera çekimleri olurken şimdilerde iş diploma ile siyaseti dizayn etme aşamasına gelmiş bulunmaktadır.

Tek bir belge, tek bir resim veya tek bir ses kaydı ile siyaseti yeniden dizayn etme işinin sadece Türkiye ile sınırlı olmadığını biliyoruz.

Başta ABD ve AB olmak üzere dünyanın dört bir yanında yüzyıllardır bir siyaset pratiği olarak seçmenler ve siyaset konusunda karar vericiler üzerinde bir baskı ve yönlendirme mekanizması kurulduğunu parti başkanlarından medya patronlarına, iş adamlarından üst düzey bürokrat ve askerler hakkında toplanan bilgilerle stratejik kaldıraçlar kurulduğunu hep gördük ve yaşadık.

Eskilerde dosyalar ile siyasetin kontrol edilmeye çalışılması kamuya açık belgeler, bilgiler ve resmi soruşturmalarla elde edilemeyen bilgilerin kişiye özel olarak görüldüğü için üstüne gidilmemiş olan geçmişi, özel hayatı, mali ilişkileri ve siyasi bağlantılarının titizlikle incelenmesi ile elde edilir ve gerektiğinde kullanılmak üzere güvenli kanallarda saklanırdı.

Bu anlamda Rusya’da Putin’in iktidarının ilk yıllarında oligarkların servetlerini ve itibarlarını kaybetmeleri, Çin’de Parti disiplin komitelerinin düzenlediği yolsuzluk dosyaları, ABD’de FBI’ın politikacılar ve kamu figürleri hakkında tuttuğu dosyalar ile Türkiye’de resmi kayıtlara girmeyen ama siyaset kulislerinde sıkça konuşulan Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmeye kadar vardırılan özel dosya hatırlatmalarını hatırlıyoruz.

Susurluk kazası, derin devlet ilişkileri denilen usulde dosyaların gerektiğinde nasıl servis edilebildiğini, 28 Şubat sürecinde İrticai faaliyet iddiasıyla siyaset ve medya dünyasında nasıl dizayn yapıldığı ile 2000’li yıllar sonrasında telefon dinleme, yasadışı teknik takip ve FETÖ’nün kumpas davaları da hala unutulmuş değil.

Son bir iki aydır muhalefet belediyelerindeki yolsuzluk soruşturmalarına gündemi değiştirecek ölçüde piyasaya sürülen sahte diploma skandalı sadece muhataplarını değil üniversitelerin nasıl bir erozyona uğradığının ispatı olmuştur.

Bilgi ve değer ürettiği söylenen üniversitenin verdiği söylenen diplomanın sahte çıkarak beş para etmez içi boş bir belgeye dönüşmesi sadece toplumdaki güven unsurunun değil dini ilimlerden mühendisliğe, sağlıktan eğitim öğretime kadar tüm kamu kurum ve kuruluşlarının varlığını ve sorumluluklarını tartışmaya açmıştır.

Mesele sadece bir üniversitede imza taklidi ile düzenlenen diplomaya indirgenmemelidir.

Ulaştırma Bakanlığına bağlı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun 2024 yazından beri farkında olduğu ama bırakın suçlular hakkında dava açmayı iki satırlık bir açıklama bile yapamamış olmaları en büyük suç olarak görülmeliydi.

Ama her zamanki gibi iş partiler arası tartışma ve tabir caiz ise horoz dövüşüne dönüştürüldü.

Hatta iktidar işi “Biz her şeyin farkındayız, gerekenler yapılıyor ve arkadaşlarımızı yedirmeyiz” inatlaşmasına kadar gitmiş durumdadır.

FARKINDA MIYIZ?

İktidar ve muhalefet ne derse desin bu ülkenin zaman zaman gündeme gelen temiz eller operasyonuna ihtiyaç var.

Dosya siyaseti ile başlayıp, ses ve görüntü kayıtları ile devam ederek sahte diploma skandalı ile gelinen bu noktada yeniden bir dağ fare doğurdu olayı yaşamak istemiyorsak siyasi etik yasası bir an önce kabul edilmelidir.

Böylece tüm kamu kurum ve kuruluşlarında şeffaflık tam anlamı ile sağlanır, siyasi ve ekonomik güç birilerinin kilitli çekmecelerindeki dosyalarla olmaz, tam bağımsız yargı ile de toplumun beklediği güven ortamı sağlanmış olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi

Siyaset ve Din Bezirgânları

03 Aralık 2025 Çarşamba 15:22

Devletperestlik Putu

30 Kasım 2025 Pazar 11:36

Siz Kimsiniz?

26 Kasım 2025 Çarşamba 15:43

Fıkıh Mı, Hukuk Mu?

23 Kasım 2025 Pazar 11:24

Whataboutism Zulmü

19 Kasım 2025 Çarşamba 15:30

Müslüman Sadece Sen misin?

16 Kasım 2025 Pazar 12:57

Seküler Kemalizm Diyanet Açılımı

12 Kasım 2025 Çarşamba 14:51

10 Kasım Ayrışması

09 Kasım 2025 Pazar 12:30

Kur'an'a Karşı Saldırganlık

05 Kasım 2025 Çarşamba 15:04

Diyanetin Hutbeleri

02 Kasım 2025 Pazar 12:40