Hüzeyme Yeşim Koçak

Hüzeyme Yeşim Koçak

Haydi, Millet Hop Hop

Haydi, Millet Hop Hop

Hoplayıp zıplayan insanlar; hareketli, faal enerjik görüntülü resimler, paylaşımlarla sık sık karşılaşıyoruz. Bir umudu, canlılığı, gençliği, belki dünyaya odaklanmayı hatıra getirse de esasen karamsar, bin bir meseleyle donatılmış, huzursuz, yorgun, yalnız insanlar ziyade.

Daha iyi bir dünyaya gitmiyoruz. Ancak fotoğraflarla, vitrimizle aksini söyleyip, göstermek, aksettirmek istiyoruz. (Genciz, güzeliz, güçlüyüz, dünyayı zaptedeceğiz).

Meselenin özünde olmasına rağmen elemden, hastalıktan, yaradan, ihtiyarlıktan, zaaf gibi gözükenlerden alabildiğine bir kaçış, hoplama…

Elbette her gün karşılaşılan şoklarla, kara haberlerle sarhoşlayıp, bir feveranla yüksek atlama yapanlar da mevcut.

Fakat aslında fazla havalanma iyi sonuçlar getirmiyor. Yükselme, sıçrama ama nereye kadar? Hayat hep tokatlarıyla başımıza bastırıyor, ayaklarımız yerden kesilmiyor.

Bir yandan da bazen dans figürleri, raks eden öğretmenler, hatta pavyon dansları, kimsenin boy ölçüşemeyeceği siyasilerin fikren zikren akıl almaz hop hopları topları filan devreye giriyor.

Hep hareket, dünya ayaklarımız altında(!) lâkin meşhur bilge İbn Arabî Hz. nin kastettiği gibi değil tabii. O, “taptıklarımızı” (altın, madde) ayaklar altına almıştı.

Koreli düşünür Byung- Chul Han bu dinamik görüntülere, fotoğraf yüzlerine, konuya dair güzel tespitlerde bulunuyor. Özetle şöyle:

“Fotoğraflar eskiden öncelikle anı amacına hizmet ederken efendi pozlar verilirdi. O zamanlar, öncelikle, daha sonra hatırlanmak istenen anları yakalamaktı amaç. İnsan, olayın lehine geri planda kalırdı. Anıya dönüşecek ânın veya vesilenin önüne geçilmezdi. Kimse kendini sergilemek bir yana, göstermek niyetini bile taşımazdı. Kimsenin dikkat çekmek gibi bir derdi yoktu.”

Eski fotoğraflar da önemli olan insan yüzüydü.

İnsan siması günümüzde fotoğraf sanatını tamamen terketmiş durumda. Facebook çağı insan simasından bir face yapmakta, bu da tamamen onun sergilenme değerinden doğmaktadır. Face, bakışın aurasından yoksun, sergilenen bir yüzdür. Bakış içsel bir derinlik, bir sakınganlık, bir mesafelenme barındırır içinde. Dolayısıyla bakış sergilenebilir değildir. Yüzün, face olarak ticarileşme sürecine girmesi için yok edilmesi gerekir.”

Ve yazarın fotoğrafçılıkla ilgili ilginç görüşleri:

“Günümüzde anıdan, öyküden ve tarihten yoksun bir fotoğrafçılık, adeta sürekli hoplayıp zıplama halinde bir fotoğrafçılık, zamansal enginlik ve derinlikten yoksun bir fotoğrafçılık, gelgeç duygu anına dayanarak yükselen bir fotoğrafçılık, anlatısal değil, göstermeci bir fotoğrafçılık doğmaktadır. Hoplayıp zıplama anında tüm beden kendine işaret eden bir işaret parmağı gibi devreye girmektedir adeta.”

Yine Byung- Chul Han, Nietzche’ nin çarpıcı saplamalarını da gözümüze sokuyor:

Nietzche (Sılasız Sıla Özlemi- Gezgin) başlıklı fragmanında şöyle yazar: ‘Bir zamanlar onların yoktan var ettikleri Tanrı ama ne mucize! Şimdiyse onlar için yok hükmünde. Alelacele hoplayıp zıplayan örümcek maymunları.’ Nietzche, hoplayıp zıplayan bu örümcek maymunlarını ‘son insanlar’ olarak da adlandırmıştı. Onlar da ‘istekleri ve isteksizlikleriyle o anın kazıklarında oradan oraya hoplayıp zıplayan soğuk ve sevimsiz sürüye’ benziyordu. Nietzche’ nin ‘son insanları’ bugün kamera karşısında hoplayıp zıplıyor. Yeni bir insan doğuyor: Homo saliens –hoplayıp zıplayan insan. Bu kavram ses açısından Homo sapiens ile akraba olsa da, Homo sapiens’in özelliği olan idrak ve bilgelik erdeminden nasibini alabilmiş değil. Dikkat çekmek için hoplayıp zıplıyor.” (Byung- Chul Han, Kapitalizm ve Ölüm Dürtüsü, İnka Yayınları, sf. 63-66)

İnsanî biricikliğin, yüzlerin (şahsiyetin) de okumaz görmez, işitmez, işlemez oluşu, azaların aklın da durmaksızın oradan oraya oynaklığı… Bazen de kaçınılmaz manevi ölümlere işaret eden sıçrayışlar, hüsranla gidişler…


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüzeyme Yeşim Koçak Arşivi
SON YAZILAR