Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Düğün Endüstrisi VİRÜSÜ

Düğün Endüstrisi VİRÜSÜ

Konya’mızda yaz ayları sadece çiftçilerin ve tarım sektörünün harman zamanı değildir.

Yaz ayları aynı zamanda düğünlerin yapıldığı zaman dilimi olması nedeniyle düğün sektörünün de harman zamanı olarak görülür.

Düğün sektörü söz konusu olunca temel olarak manifatura ve tuhafiyeden hazır giyime, mobilya sektöründen kuyumcular ve sarraflara kadar pek çok ticaret ve esnaf grubu akla gelir.

Ancak bizim düğün sektöründen kastımız sadece bunlarla sınırlı değil.

Son zamanlarda şehrin belli bölgelerinde yoğunlaşmaya başlayan düğün salonları ile yemek organizasyonu yapan firmalarını da dâhil etmek gerektiğine inanıyoruz.

Ne güzel işte, sokak aralarında yapılan düğün eğlenceleri ve yemek organizasyonları artık bu işletmeler sayesinde kapalı mekânlarda yapılıyor diyenler olacaktır.

Kapalı mekânların yapılmasını sokak ortasında düğün veya asker eğlencesi yapılmasının önüne geçtiğine dair iddiaların gerçek dışı olduğu herkesçe malumdur.

Yine de inanmayanlar hafta sonlarında polis merkezlerine kaç düğün için belli saatlerde eğlencenin sona erdirileceğine ve eğlence sırasında silah atılmayacağına dair taahhütleri n verildiğini buna rağmen hafta sonları kaç şikâyet aldıklarını sorabilirler.

Bunun düğün endüstrisi ile ne ilgisi var diyeceklere de sazcısından davulcusuna, türkücüsünden ses sistemlerini kiralayanlara kadar bir araştırıverin demek yeterli olacaktır.

Düğün sezonundayız diye din ve ahlaki kabullerimizden nasıl savrulduğumuzu ifade için söylenecek sözler sadece bu kadarla kalsa iyi.

Ta en başından dine diyanete, vatana ve millete faydalı olmaları düşüncesiyle “Allah’ın(cc) emri Peygamberin(sav) kavli ile” diyerek başladığımız evlilik ve düğün sürecindi en başlarda insanlar size Hz. Ebubekir(ra) ve Hz. Ömer(ra) Hz. Osman(ra) ve Hz. Ali(ra) ile Sahabe Efendilerimiz(ra) gibi görünürler.

Fakat sürecin ilerleyen aşamalarında bir süre sonra dine, diyanete ve örf ile adetlerin çiğnenmesine geldi mi en yakınındaki kişilerin inanması güç ama bir anda Ebu Cehil’e ve benzerlerine dönüşüvermelerini görmek insana çok zor geliyor.

Ebu Cehil’e benzemek ifadesi ağır gelmiş olabilir.

Hiç ağır gelmemeli bu ifade. Çünkü maalesef memleketimizin ve şehirlerimizin genelinde olduğu gibi evimizin ve düğünlerimizin de ayarı, miyarı bozuldu.

Etrafımızı çepeçevre kuşatmaya ve bizi dini hayattan koparmaya azimli bir düğün endüstrisi nedeniyle din adına, ahlak ve edep adına ölçüsü olmayan hatta kural tanımayan bir toplum hailine dönüşmek üzereyiz.

Bu işin bir kıstası veya ölçüsü yok mu diyecek olanlara söylenecek tek bir cevap var.

Maalesef sünnet, nişan veya düğün söz konusu olduğunda tabir caiz ise bütün kırmızıçizgilerimizin bir bir çiğnenmesine sebep olan tek bir kural var.

Başkaları ne der” kuralı bütün kuralların yerine geçmiş oldu.

Daha doğrusu evimizin, barkımızın, düğünümüzün, derneğimizin yeni putu oldu çıktı.

Söz açıldığında hasırda yattığı için sırtına hasır izi çıkmış olan bir peygamberin kuaförlü, kozmetikli, çelenkli, çiçekli ve kulak tırmalayan müzikli düğün yapan ümmeti oluverdik.

Veya Dede, nine, anne ve baba duasıyla girip çıkılan evlerden yıldızlı otellerin balo salonlarında, saray ve kasırlarda daha olmadı hususi yapılan kır bahçelerinde düğünler yapan ümmeti olduk maalesef.

Nereden çıktı bu konu diyecekler için ise 23 Nisan 1920'de toplanan Birinci TBMM nin çıkardığı 25 Kasım 1920 tarihli ‘’Düğünlerde Men’i İsrafat Kanunu’’ nu hatırlatıyoruz.

O zaman yedi düvele karşı mücadele veriyorduk ve bu kanun gerekliydi diye düşünebilirsiniz.

Şimdi de dış güçlere karşı son bağımsız Türk devletinin mücadelesini veriyoruz diyenlerin kulaklarını çınlatalım istedik bu hatırlatma ile.

Umarım nasıl bir virüs ile karşı karşıya kaldığımız tam olarak anlaşılmıştır.

FARKINDA MISINIZ?

Evimize, ailemize ve şehrimize bulaşan düğün virüsünden korunmak için maske falan yeterli olmaz.

Öncelikle sizi bu kötü virüsten koruyacak karantinayı sağlayacak sağlam bir Ehli Sünnet itikadı gerekir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR