Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Değerlisin ey insan!

Değerlisin ey insan!

Dünya içindeki değerlilere değer katan insanın ta kendisidir. İnsan yeryüzünde yüce Yaratıcı’nın eşsiz bir değerde yarattığı bir şahâserdir. İnsan kâinatta kendisi için yaratılan tüm değerli şeylerin en değerli seyircisi ve kullanıcısıdır. Ama nasıl kullanır orası tartışılır.

Vâr olan güzellikler insan adına yaratılmıştır ancak her yaratılmış da, insan ile güzeldir. İnsan güzelliklerin en son noktasıdır ve aslında insanın kendisi bir güzellik şahikasıdır. Her bir insan özeldir. İkiz olarak yaratılanlar dahi birbirine benzer sanılsa bile yine her birisi kendine özeldir kişi ikizinden farklıdır. İnsan yüce Yaratıcı’nın en muhteşem sanatının en mükemmel göstergesidir. Bu yönüyle; Ey insan! Lütfen değerini bil!

  İnsanın Yaratanı tarafından kendisine verilen değeri en kâmil mânâda idrak etmesi gerekiyor. Peki, nasıl olacak bu iş diye sorulsa, deriz ki;  Cenâb-ı Hak insanın kendisine nasıl değer verdiyse o da kendine bir insan olarak değer vererek bu güzel işi başarabilir. Biraz açalım konuyu; insan yüreğine, fikrine, zikrine değer addederek rûhunu yönlendirecek ve ona uygun davranışlar geliştirecek. Ruh neyle beslenirse onunla besleyecek. Değerli bulunup rûhun beslenmesinin üzerine titrenecek. Ruh doğru şeylerle beslenince doğru ve değer bulan davranışlar icra eder. Derken ahlak güzelleşir, iman kavileşir, yürek rakikleşir. 

Doğru davranışlar, güzel haller tam değerli bir müminden beklenen tavırlardır. Fakat günümüzde bu değerlerin yitirildiğini, insanın tavuk kadar değerinin olmadığını görebiliyoruz maalesef. Neden bu hazin tablo ortaya çıktı?

Bu istenmeyen netice insanın kendisini değersizleştirmesinden kaynaklanıyor. İnsan kendine bir değer atfetse kendisine yakışanı yapacaktır. İnsan kendine güzelliği lâyık görürse güzelliğe yaraşır davranışlar geliştirir böylece ortaya çıkan iyilik tablosundan hem kendi memnun olur hem de insanın çevresindekiler. Bu sonuç insandan beklenen, istenen ve özlenendir.

Bunu gerçekleştiremeyen insan dünyâda mevcut pek çok kıymetsizliklerin arasında kendisini kıymetsizleştirir ve ismi silik, kişiliği bitik mecralarda yok olur gider. Bu şekilde kişi kendisini değersizleştirmiş olur. Unutulmasın ki, insanı değersiz kılan kendi kıymetsiz davranışları, kötü ahlâkı, çirkin tavırlarıdır. İnsan bu menfilikleriyle yüce Rabb katında ve diğer insanlar nezdindeki kıymetini yitirir, değerini düşürür. İnsanı yücelten değerli kılan güzel davranışlarıdır. Güzel davranışlar ruhta bütünleşince kâmil ahlâk oluşur. Kamil ahlaklı insanlar her yerde silinmeyen izler, gerilerinde kalıcı güzellikler bırakırlar. Ne mutlu onlara!

Bunun tersinde insan fesad özellikler taşıyıp hep olumsuzluğa meylederse ne olur durum? Sormaya bile gerek yok değil mi? Fakat bâzen insan değerini idrak etse de, hep güzel davranışları yerine getiremeyebilir. Bu zâten imtihan gereği! Olsun; hata, kusur, günah olabilir, beşer şaşabilir. Bunlar da insan içindir. Ancak insan bu değersiz vasıfları itiraf ederek yüce Yaratıcıdan af dilemesiyle değer yerini bulur. Bu noktada insan cevherliğini de çamurluğunu da idrak ederek Hakk kapısına dayanmalıdır. Başka gidilecek kapı yoktur.

Kendilerine yasaklanan meyveyi yediklerinde koca cennetin muhteşem güzelliklerinden mahrum bırakılan Hz. Âdem ve eşi Havva annemiz ne demişlerdi: “Rabb’imiz, biz kendimize zulmettik, bizden umduğunu yerine getiremedik. Sen bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen kaybedenlerden oluruz.” (1)Böylesi tevbe yapmayan insan ziyandadır, hüsrandadır, kayıptadır.

İnsan ahret gerçeğini bile bile yaşayıp dururken, kendini kıymetsizleştiren davranışlara eğer ki yöneldiyse, o zaman ancak Rabb’inin rahmetiyle hatâlarının, kusurlarının bağışlanacağı, günahlarının affedileceği bir yüce mercie yönelmemesi idraksizliğin ta kendisi olur. Hâsılı gözümüzü, gönlümüzü, yüreğimizi çevireceğimiz mekanlara azâmî dikkat sarf ederek kendimizi değerli kılalım inşaALLAH. 

  ----------------

1- Â’raf, 23

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi
SON YAZILAR