Sizlerden Biri
En Güzel İbadetlerden Tefekkür
Yüce Rabbimiz Alak (1) ayetinde buyuruyor “ Yaratan Rabbinin Adıyla Oku “
Rabbimiz, mümine gereken tahsili emretmiş, İnsan önce kendini, sonra kâinatı tanıyacak. İnsan kâinatın merkezinde tecelligahtır. En güzel şekilde (Ahsen-i Takvim) olarak yaratılmıştır.
Kainat mektebinin iki türlü kitabı var; Sözde Kuran-ı Kerim, fiilde kainat. Her ikisinde de insanı hayrette bırakan mucizeler vardır.
Göz, kulak, kalp ve böbrek gibi organların işleyişini düşünelim; 70-80 yıl kendi elektriğini üreten bir kalp, binlerce m’küp kanı süzen bir böbrek, tabaka tabaka içinde göz ve bunları yöneten beyin, Yıllardır ciltlerle kitaplar yazılmış, hala insanda teşhis edilmeyen organlar var; hâsılı say say bitmez.
Bir de kâinata bakalım; torağın altında solucanlar toprağı teneffüs ettiriyor, arılar döllenmeyi sağlıyor. Daha birçok harikulade haller. Bu tablo karşısında, kulun diyeceği tek şey, alnını secdeye koyup; Ya Rabbi, sen benim bir tek olan Rabbimsin. Ben de senin aciz kulunum. Yani tefekkür etmek (düşünmek)
Rabbimizin büyüklüğünü tasdik eder, iman ederiz Elhamdülillah. Kâinat, tefekkür mektebi, bir iman laboratuvarıdır. Buna inanmamak için, aklı yok saymak lazım, kalbin de kör olması gerekir.
Bu satırları yazma aklını veren Rabbimize, ne kadar şükretsek azdır. Büyüklerimiz diyorlar ki; Secdeye kapanıp ağlasak, o gözyaşlarından otlar bitse yeridir. Hz. Âdem Peygamberimiz (as) yeryüzüne inince, 300 yıl ağladı. Gözyaşlarının toplamı, kâinatta bütün insanların ağlama yaşlarından daha fazladır. Bu halde bile Rabbimize tam şükretmiş olamayız.
İslam tarihinde şu olay anlatılır; Çok uzun yıllar inzivada yaşayan bir kul öldü. Huzura çıkarıldı. Cenabı Hak sordu; Amelinle mi Rahmetimle mi muamele olunmak istersin. Kul, amelimle dedi Cenabı Hak , meleklere ; Ölçün, tartın kuluma cevap verin. Melekler dediler ki; Ya Rabbi , kulun bütün ömründe yaptığı ibadetler, bir göz nimetini karşılamıyor. Kul tövbe etti. Rahmetinle dedi. o zaman kurtuldu.
İslam bunun için, derin derin düşünüp, Rabbini hatırlamayı ibadet saymıştır. Allah (cc) dostları bir kulun, her anda eli, dili, kalbi ve organlarından biri Allah’la (cc) beraber olmalı diyorlar.
Allah’a (cc) yakınlığı murat eden dostları, abdestsiz yere basmamışlar, hep murakabe halinde bulunmuşlardır. İşlerinde, aldığı ve verdiği her nefese ayrı ayrı şükretmişler. Bir an gaflete düşünce tekrar tekrar abdest almışlardır.
Neyi anlatmaya çalıştık; Rabbimizi anmanın, yani tefekkürün önemini
Her şeyin iadesi, ilerisi, gerisi vardır ama zamanı geri getirmek mümkün değildir.
Davete her zaman hazır olmak lazımdır.
Bu cümleler nefse gelir, hatta nefis bu cümleleri duymak istemez. Onun için Peygamberimiz (sav) bir seferden dönerken buyurdu ki; “ Küçük cihattan, büyük cihada gidiyoruz. “ Sahabi sordu. Büyük cihat nedir. Cevap ; “ Nefse muhalefettir.”
Allah (cc) dostlarından biri Muhammed Nakşibend (ks) hazretlerini rüyasında gördü. Efendim neyle meşgul olalım. Cevap ; “ Ölüm anında neyle meşgul olmak lazım gelirse, onunla meşgul olun.”
Muhterem Konyalı büyük veli HacıveyisZade Mustafa Efendi son nefeslerinde, ellerini kaldırmış, mealen şöyle dua ediyordu “ Ya Rabbi çare tükendi, yetiş Ya ResulAllah “
Peygamberimiz (sav) son anında, mealen sık sık “ Yüce Dosta, Yüce Dosta “ diyerek vefat etti.
Özetle söylemek gerekir ki ; Allah’ı (cc), azametini tefekkür ederek acizliğimizi hatırlayalım. Çok şey istemiyoruz. Sizi Allah (cc) rızasına davet ediyoruz. Bir Müslüman olarak, okuyucularımız üzerinde hakkımız olduğuna inanıyoruz. Yazanı da, okuyanı da tefekküre davet ediyoruz.
Hoşça kalın. Allah’a (cc) Emanet olun.





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.