Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Devletin Sağ ve Sol Eli

Devletin Sağ ve Sol Eli

İnsanlar gibi toplumların da oluşturduğu siyasi ve ekonomik yapılanmalar olan devletlerin de güçlerini ifade eden sağ ve sol elleri vardır.

Devletlerin sağ ve sol elleri ifadesi, bu gün genel olarak kullanılan sağ ve sol kelimelerine yüklenmiş olan kapitalist sağ ve sosyalist sol görüşten farklı anlamlar ifade eder.

Devletin sağ eli devlet kurumları ve bu kurumlar tarafından oluşturulan siyasi ve ekonomik yapılanmalar, şimdilerde sivil toplum kuruluşu diye adlandırılan dernek ve vakıflar, askeri ve siyasi antlaşmalarla oluşturulan uluslararası ve yerel birliktelikler, ticaret ve sanayi ortaklıkları ile öğrenci topluluklarıdır.

Devletin resmi ideolojisi doğrultusunda yer alan din ve ırk düşüncesine dayalı oluşumlar da devletin sağ eli diye ifade edilen tarafta yer alırlar.

Devletin resmi ideolojisi tarafından kanun dışı ilan edilen tüm dinler ve ırklara dayalı dinin, ideolojik ve siyasi yapılanmalar ise devletin sol eli diye ifade edilen reddedilmişler tarafında yer alırlar.

Devletin yurttaşı olarak yaşayan insanlar genelde yetiştikleri çevreye ve aldıkları eğitime göre devletin sağ veya sol elini başlarını okşarken, sırtlarını sıvazlarken veya zorlukları aşmak için uğraştıklarında önlerinin açılıvermesi ile ya da hayatlarının en verimli çağında istek ve arzularının gerçekleşmesi aşamasında önlerinin kesilivermesi ile hissederler.

Devletin kamu hizmeti olarak görülen her şeyin, demokrasideki hak eşitliğinin, cumhuriyet yönetimindeki eğitim, sağlık, kültür, sanat ve daha önemlisi insanların kamuda çalışma hakkının kazanılmasında veya kaybedilmesinde devletin sağ veya sol eli sürekli olarak görünür haldedir.

İlköğretim kurumlarındaki hademelik görevinden üniversite profesörlüğüne kadar tüm eğitim kademelerindeki görevliler ile çarşı mahalle bekçiliğinden asker ve polis bürokrasisindeki en üst düzey görevliye kadar herkes devletin sağ eli olarak güç kullanır ve bu yapılanma bürokratik yapı olarak bilinir.

Medyanın mecbur kalmadıkça söz hakkı vermediği insanlar olan yoksul kesim, banliyölerin gençleri, küçük çiftçiler, sanayi çalışanları ile alt gelir grubundan çıkma telaşındaki öğrenciler ise devletin sağ eli olarak sürekli kendilerine engel çıkaran bu yapıya köhne bürokrasi der.

Devletin sağ eli ile sol eli olarak bilinen kesimler sağ elin ne olduğunu ve nelere kadir olduğunu normal zamanlarda neler yaptığını bilmek veya hatırlamak istemeseler de ya seçim zamanlarında veya devletin ve toplumun zor zamanların da birbirleriyle ve gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalırlar.

Geçtiğimiz ay güneydoğu Anadolu bölgemizde yaşadığımız deprem ve hemen peşinden başlayan seçim süreci, insanlara aynı coğrafyalarda yaşamış olsalar da devletin sağ ve sol elinin ne olduğunu bir kere daha göstermiş oldu.

Aralarındaki ideolojik ve sosyolojik fay hatları ne kadar derin olursa olsun yaşanan acıların bedelini birlikte ödeyen sağ ve sol elin umutsuzluğunun en büyük nedeni, devletten beklenen yükümlülüğün hiç olmazsa bu acı ve zor günlerde ayrıcalıksız olarak herkese açık ve herkese eşit sunulmuş bir hizmet olarak almak istemelerinde uğradıkları umutsuzluktur.

Devlet insanlar için her farklı dönemde, her yaşanan farklı olayda ve tamamladığı her farklı eğitim süreci sonunda çok farklı anlamlarla ifade edilen bir kurumsal yapıdır.

Devleti vatandaşlar karşısında tümüyle yansız ve dünya coğrafyasından tümüyle bağımsız bir yapı olarak görmediğimiz gibi, sadece küresel kapitalizmin egemenlerinin hizmetinde olan bir araç olarak da görmemeliyiz.

Çünkü devletten önce iktidar konusunun ciddi biçimde sorgulanabilir olduğunu kabul etmeyen toplumların sağ veya sol el olmalarının çok önemi olmadığına inanıyoruz.

Bunun nedeni sağ veya sol el seçimini kendi elleri ile oluşturdukları devlete bırakmış olmalarındaki hatalarıdır.

FARKINDA MIYIZ?

Devletlerin var olmasındaki asıl unsur olan insan topluluklarının kendilerini topluluk olarak gördükleri günden bu yana kendilerine şunu yap, bunu yapma, sadece itaat et ve boyun eğ diyen bir tür kalıplaşmış yapıyı doğuştan bir ihtiyaç görmeleri en büyük yanlışları olmuştur.

Üstelik bu tepeden inme buyurgan yapıların kutsallaştırdıkları isimlerini ve unvanlarını kendileri belirledikleri halde.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR