Cennette Döşenmiş Tahtında Mısın

Bir sabah biri gider… Ve sen, onunla birlikte bir parçanı da yollarsın.
İnsan önce yaşlılar gider sanıyor. Çocukken hep öyle gördük. Babaanne giderdi önce, dedenin ardından dualar okunurdu. Gençler hep kalırdı, çünkü yaşamak onlara düşerdi.
Ama bir gün…
Seninle yaşıt birinin gittiğini duyarsın. Beraber güldüğün, hayal kurduğun, “İleride şöyle yaparız” dediğin biri… Daha sen hayattayken, o gider. İşte o an, neye uğradığını şaşırırsın. Ve ilk kez gerçekten anlarsın: Ölümün yaşı yokmuş.
O an büyürsün. Bir gece, bir kaza, bir haberle… Büyümek dediğin şey, meğer acıyla oluyormuş.
Genç biri ölünce insan konuşamıyor. Sanki kelimeler de onunla birlikte gidiyor.
Anlatamazsın. Çünkü kime, ne anlatırsan, nasıl anlatırsan anlat, hep eksik kalır.
Artık bazı şeylere dokunamaz olursun. Eskisi gibi konuşamaz, gülemez, plan yapamazsın. Sanki her kahkahanda birine ayıp ediyormuşsun gibi. Gülersin, ama gözünün kenarı nemlidir.
Bir de anneler var… Bir annenin rüyası mesela.
“Kuzumu aldım, gidiyorum” demiş. Meğer o rüya, bir vedaymış. Bir annenin kalbi, olacakları bazen önceden hissedermiş.
Genç yaşta ölüm, sadece bir kayıp değil. Bir ihtimalin ölmesidir. Olabilecek her şeyin, bir anda hiç olamayacak şeylere dönüşmesidir. Geriye bir sürü “keşke” ve “neden” kalır. Ve hiçbiri tam geçmez.
Bir gün biri eksilir hayattan. Ama onun yokluğu her günü acıtır. Sabaha, öğlene, akşama… Her anına bir yara düşer.
O günden sonra hayat, kaldığı yerden devam eder gibi yapar. Ama hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Ne zaman yalnız kalsan, ölümü biraz daha anlamaya çalışırsın. Biraz daha sessiz olursun.
Ve anlarsın artık:
Sevgi, söyleyince güzel.
Helallik, isteyince kıymetli.
Hayat, ertelenmeyecek kadar kısa.
Kimin ne zaman gideceği bilinmez.
Bazı yazılar, bazı sessizlikler, bazı konvoylar…
İçinde sadece bir kaybı değil, yarım kalan bir ömrü taşır.
Bu yazı da öyle…
Bir annenin ve bir evladın ardından, gözümüzün önünde düğün konvoyu olması gerekirken, cenaze konvoyuna dönüşen o yolun hatırasına…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İshak Şener Arşivi

Urganın Yeni Görevi!

21 Kasım 2025 Cuma 15:21

‘Türkiye Daha Yakın...’

04 Eylül 2025 Perşembe 15:19

Altın Kapılarımız Kan Oldu Tayfun

27 Ağustos 2025 Çarşamba 16:16

Samimiyet Katilleri

20 Ağustos 2025 Çarşamba 15:11

Hamster Tekerleği: Modern Başarı Mitolojisi

07 Ağustos 2025 Perşembe 06:15

Patron Amerika mı?

31 Temmuz 2025 Perşembe 06:15

Dünün Hainleri, Bugünün Ortakları

26 Temmuz 2025 Cumartesi 06:20

Ayağa Kaldırma Bakanlığı

05 Temmuz 2025 Cumartesi 06:20

Bilemiyorum Altan!

28 Haziran 2025 Cumartesi 06:25