Pazar günü Ankara sıcağında binlerce vicdan sahibi Gazze için AKP Genel Merkezi’nden Cumhurbaşkanlığı Külliyesine doğru yürümek için yola çıktı…
Plan belliydi:
AK Parti Genel Merkezi önünden Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne yürünecekti.
Cumhurbaşkanına seslenilecekti:
“Ayağa kalk! Gazze için artık bir şey yap!” denilecekti.
Ama ne oldu biliyor musunuz?
Daha AK Parti binasına yaklaşamadan yollar kapatıldı.
Barikatlar dizildi.
Polisler geldi, kalabalığın önünü kesti.
Ve şu söylendi:
“Burada yürüyemezsiniz, gidin Amerika Büyükelçiliği’nin önüne. Derdiniz varsa oraya anlatın.”
Evet, yanlış okumadınız!
AK Parti Genel Merkezi’nin önüne Gazze için gelenlere “bizimle uğraşmayın, patron Amerika” denildi.
Bu cümleyi aynen böyle kurmadılar belki ama kurulan cümlelerin özü buydu.
O kadar net, o kadar aleni, o kadar yüzsüzceydi ki!
Düşünebiliyor musunuz?
Bu ülkenin iktidar partisine, yıllarca “ümmetin lideri” denilen adama çağrı yapacaksınız ama sizi Amerika’ya yönlendiriyorlar!
“Burada yürüyemezsiniz. Gidin Amerika Büyükelçiliği’nin oraya.”
Yani bu ülkenin karar vereni siz değilsiniz!
Yani Gazze için bir şey diyecekseniz, Beyaz Saray’a iletin!
Patron Amerika!
Barikatlar aşılmadı belki ama susulmadı da.
Yine de AK Parti binasının önüne kadar yüründü.
Binlerce kişi oradaydı.
Omuz omuza, yürek yüreğe, tek bir haykırışla bağırdık:
“Gazze için ayağa kalk!”
“Erdoğan! Tövbe et ve Gazze’ye yardım et!”
Orada öfke yoktu sadece…
İhanete uğramış bir halkın derin kırgınlığı da vardı.
Vicdanı susmuş bir iktidarın karşısında, hâlâ konuşan bir halk vardı.
Bugün bu ülkede İsrail’le ticaret serbest.
NATO tatbikatlarıyla, Amerikan üsleriyle iç içe yaşıyoruz.
Ama Gazze için yürümek yasak!
Soruyorum:
Bir İslam ülkesinde Gazze için yürümek neden yasak olur?
Hangi kanun, hangi ahlak, hangi iman bunu yasaklar?
Yasak olan yürüyüş değil aslında…
Yasak olan gerçekleri yüzünüze haykırmaktır!
Hangi yüzle Filistin’den bahsedeceksiniz şimdi?
Hangi yüzle Mescid-i Aksa nutukları atacaksınız?
Ey saraylarda oturanlar!
Ey camilerin minberlerinde siyaset yapanlar!
Ey Amerika’dan icazet almadan adım atmayanlar!
Gazze’nin çocuklarının ahı sizi bulacak!
O susturduğunuz sesler var ya,
Bir gün çığlığa dönüşecek,
Ve ne barikat tutacak, ne cop, ne gaz…
Tarih yazarken sizin için bir cümle yeterli olacak:
“Kudüs yanarken, onlar Amerika’dan icazet bekliyordu.”
Artık vicdanlar uyanıyor. Birilerini aksine halkın vicdanı uyanıyor.
Siz susturdukça, vicdan sahipleri daha çok bağıracak!
Çünkü biz Amerika’dan değil, Allah’tan korkarız!
Ve Allah, zalimlere asla dost değildir!

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.