Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Bitlerin İhalelerdeki ve Mevzuattaki Yerleri

Bitlerin İhalelerdeki ve Mevzuattaki Yerleri

Belediyeler, kendilerine Belediye Kanunuyla yüklenen görevleri yerine getirebilmek için zaman zaman mevzuattan kaçmak maksadıyla çok çeşitli yöntemlere başvurabilmektedirler.
Belediye bünyesinde şirket kurma ya da önceden farklı bir konuda kurulmuş bir şirketi belediyenin mutemet elemanları aracılığıyla devralıp yönetmek bu yöntemlerden birisidir.
Görünüşte Belediye Kanunlarının ilgili maddelerine göre özel hukuk hükümlerine tabi ticaret şirketleri kurulduğu ifade edilse de belediyelerin şirket kurabilmek için, ticari ortaklıkları düzenleyen Türk Ticaret Kanunundaki şartlara ilave olarak, 5393 sayılı Kanunun ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun bazı maddelerine de uymaları gereklidir.
Türk Ticaret Kanunundaki şartlara uygun olarak kurulan şirketler kanunen yasak olmayan her türlü iktisadi maksat ve konular için kurulabilirken, belediyelerce kurulan veya devralınan şirketlerinin sınırları diğer şirketler kadar geniş değildir. Belediyelerin şirketlerinin faaliyet alanları kanunen belediyelerin görevleri ve hizmet alanlarıyla sınırlı olmak zorundadır.
Bu sebeple de şirketin faaliyet yapacakları konular kanunun ilgili maddelerinde tadat edilmiştir.
Ama gelin görün ki şirketlerin kuruluş veya devralma aşamasında bakanlar kurulu kararı al(a)mayan belediyeler, şirketlerin faaliyet alanlarında da nerede ise sınır tanımaz hale gelmişlerdir.
Kurulacak veya devralınacak belediye şirketlerinin görev ve hizmetlerin neler olduğu yukarıda belirtildiği gibi kanunun ilgili maddesinde belirtilmiştir.
Bu görev ve hizmetlerde aranması gerekli ilk husus, yerel nitelikli ortak ihtiyaç olması gerekirken kanunda sayılan 15 maddelik görev ve sorumlulukla hiç ilgisi olmayan konularda şirketler kurulmuş, kurulmuş şirketler devralınabilmiştir.
Şirket devralmak tabiri her nasılsa belediyelerin literatürüne girmiş bir yanlış uygulama ve bir hukuksuzluk örneği olarak ortada durmaktadır.
Aslında bu hukuksuzluk bu günkü mevcut mevzuat hükümleri çerçevesinde anonim şirketlerin tasfiyesinin yapılmayıp, kimin ne adına hangi menfaat karşılığı yaptığı bilinmeyen bir hisse devri yapılmasından kaynaklanmaktadır.
Çünkü mevzuatta şirketlerin belediyelere devri diye bir şey söz konusu değildir.
İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü, İstanbul Kartal İlçesinden ayrılmak suretiyle kurulan Maltepe İlçe Belediyesi ile Kartal İlçe Belediyesi arasında, Kartal Belediyesi bünyesinde var olan ticari şirketlerin devrinin ne şekilde olacağı konusundaki tereddütlerin giderilmesi için İstanbul Valiliğine gönderdiği 18.02.1993 tarihli yazısında; “Mevcut mevzuat hükümleri çerçevesinde anonim şirketlerin devri değil, tasfiyesi söz konusu olur.” demek suretiyle konuya açıklık getirmiş bulunmaktadır.
Ancak başta Sayıştay Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı olmak üzere, Başbakanlık Teftiş Kurulu, Maliye Teftiş Kurulu, Hesap Uzmanları ve Gelirler Kontrolörleri, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teftiş Kurulu ile Kamu İhale Kurumu elamanları kendi mevzuatları yönünden belediye şirketlerini yeterli aralıklarla teftiş etmediklerinden/edemediklerinden denetimsizlik ortamından yararlanma had safhaya ulaşmış durumdadır.
Özellikle de belediyelerin büyük-küçük demeden her tür ihale ve mal-hizmet alımlarının kendi şirketleri aracılığı ile yapmaları konusunda oluşabilecek şikâyetlerin yerel anlamda örtbas edilmesi de, şikâyet sonucu oluşacak denetim mekanizmasının da yeterince çalışmamasının sebeplerindendir.
2002 yılından bu yana iktidar olan ve kar eden kitlerin özelleştirilmesinde iyi bir performans sergilediğini iddia eden Ak Parti, hukuki yapıları ve kuruluş gerekçeleri farklı olmakla beraber aslında merkezi idarenin dışında bir tür kamu sermayesi olan belediye şirketlerinin özelleştirilmesini bir türlü gündemine almamıştır.
Yerel yönetimlerle ilgili çalışmalar yapan akademisyenlerinin zaman zaman ortaya koydukları görüşlere göre belediye şirketlerinin özelleştirilmesi sonucunda, Belediyelerin sınaî ve ticari etkinliklerinin en aza inmesi ve böylece rekabete dayalı piyasa ekonomisinin oluşturulması, belediye bütçesi üzerindeki belediye şirketleri finansman yükünün azaltılması, yerelde sermaye piyasasının geliştirilmesi ve yerel atıl tasarrufların ekonomiye kazandırılması ile elde edilecek kaynakların bu güne kadar yapıl(a)mayan altyapı yatırımlarına kanalize edilmesi sağlanabilecektir.
Belediyeler, şirketleri ile ilgili olarak özelleştirme yolunu tercih ederler mi?
Hiç zannetmeyiz.
Ama şirketleriyle ilgili özelleştirmeden kaçan Belediye Başkanlarının yapmaları gereken çok önemli bir görevleri daha vardır.
Aylar boyunca şehirdeki bil boardlarda birbiri peşi sıra boy göstererek daha fazla hizmet yaptıklarını iddia eden belediye başkanlarına düşen bu görev, belediye şirketlerine kuruluş veya devralış aşamasında ne kadar miktar nakit para aktardıkları ile bu şirketlerin son 3–5 yıllık karlılık durumlarının ne olduğu ve yaptıkları hizmetin kaçta kaçının belediye imkânları ile kaçta kaçının belediye şirketleri eliyle yapıldığını hemşerilerine açıklamalarıdır.
Bu yazı, 2012 yılı ihaleleri için yavaş yavaş hazırlık yapmaya başlayan belediyeler için şikâyetlerle karşılaşmadan önce umarız ki bir hatırlama ve hatırlatma olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR