Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Benliğin Tanrısı Şeytandır

Benliğin Tanrısı Şeytandır

Müslümanların Rabbinin Hz. Allah(cc) olduğu konusunda hiç kimsenin bir şüphesinin olmadığına inanıyoruz.

Yine de sözümüz Müslümanlaradır.

Başkaları için başlık çok yanlış, hatta farklı anlamlara gelebilir.

Bu bakımdan yaratılışta Hz. Âdem’e(as) secde edilmesi istendiği zaman İblis’in secde etmemesinin nedenini “Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın onu ise topraktan” sözleriyle açıklamasının ilk benlik tezahürü olduğunu unutmamaları gerekir.

Âlimlerimiz bu sözün insanoğlunun tarihindeki ilk ırkçılık beyanı olduğunu ifade etmişlerdir.

Daha geniş bilgi almak isteyenler, Kuranı Kerimdeki sıralamada 7. Sırada olan Araf Suresinin tefsirini okuduklarında, baştan sona insanlık tarihini okumuş gibi olacaklardır.

Benlik konusunda erkeklerin mi yoksa kadınların mı suçlu olduğu tartışmalıdır.

Benlik konusunda suçu erkeklere atanlar, Rasulullah (sav)in Erkeklere hitaben: "Siz namuslu olun ki kadınlarınızda namuslu olsunlar." buyurduğunu öne sürerler.

Benlik konusunda erkek kadın arasında ayrım yapmak hatalı olsa da, benliğin egoya dönüşmesi konusunda kadınların erkeklerden daha önde olduğunu iddia edenleri haklı çıkaracak olaylar yaşanmıştır.

Son yıllarda partiler üzerinde kendi beklediklerinden bile daha başarılı bir baskı oluşturan feminist anlayışlar nerede ise kadınları dokunulmaz kutsal varlık haline getirdiler.

Bu davranış sonunda bir taraftan erkekler maddi ve manevi kayıp yaşarken diğer taraftan da asıl maddi ve manevi kaybı erkeklerden daha fazla kadınlar yaşamış oldular.

Asıl büyük kayıp ise, ayrımsız bütün insanların güvendiği “kadın var, yok olanı var eder, kadın var, var olanı yok eder.” şeklinde ifade edilen Anadolu kadını varlığının elbirliği ile yok edilmesi oldu.

Bunun en büyük nedeni “biz yaşamadık kızımız yaşasın” diyen anneler ve ninelerdir.

Çünkü büyütüldükleri ortamda, oyunlarında, sakinleştirilmek, uyutulmak istenildiklerinde annelerinden, ablalarından veya ninelerinden dinledikleri masallarda ya doğuştan prenses olmaları veya bir prensle evlenip kapağı kralın sarayına atmaya çalışan prenses adayı olarak büyütülmeleridir.

Oyunlarında ise geleceğin anne adayı olarak ellerine verilen Cindy bebeklerle canlı bebeklermiş gibi oynamalarının istenmesinin onları bu hale soktuğu söylenir.

Kadınların aşırı hassas ve kırılgan, saldırgan, emir yağdırmayı seven ve kaprisli olmalarına rağmen her şeyin en iyisine layık olduklarını öne sürüyor olmaları bu şekil eğitimle kafalarında oluşturulan düşüncelerin sonucudur.

Şimdilerde feministler artık böyle düşünmüyor, kaldı ki herkes çok iyi bilmektedir ki o beyaz atlı prens ve prenses masalları yazanlarda erkeklerdir diyenler çıkabilecektir.

Doğrudur. Masalları erkek milleti yazar ama masallardaki yazılanları okumaktan öte içselleştirmekte kadınların üstüne yoktur.

Çevrelerindeki herkesi ve her şeyi fütursuzca tüketirken yaptıklarını “'kendimi seviyorum bu yüzden şımartıyorum” adı altında meşrulaştırmanın adı benlikten öte bir şey oluyor maalesef.

"Prenses Sendromu" olarak adlandırılan bu durum herkese her istediğini yaptıramayacaklarını anladıklarında "Prenses olmak için prense ihtiyacım yok, ben zaten kralın kızıyım" havasına dönüşerek gerçek hayatla yüzleştiklerinde, etrafındaki insanların hayatlarını zehir etmenin kendine bir faydasının olmadığı ortaya çıktığında oluşan kalp kırıklığı çok kötü neticeler doğurabiliyor.

Kimse üstüne alınmıyor ama ailecek seyretmekte mahzur görmediğimiz pembe diziler ve filmler konusunda suçun büyüğü babalarda yani erkeklerdedir.

Bu toplum pembe diziler ve filmler ile gerçekten çok büyük değerlerini kaybetti

Kaybettiği değerlerin ağırlığı ile ailelerinde dengeyi kuramayan babalar ve anneler ne istedikleri gibi evlat yetiştirebildiler, nede toplumun temeli olacak aileler olabildiler.

FARKINDA MIYIZ?

Ailedeki bozulma erkeklerin fıtrata mugayir olan halleri benimsemeleri veya fıtrata uygun olanları terk etmeleriyle başladı. Bunun mimarları da maalesef her şeyden şikâyetçi olan eşler oldu.

Bu durumun bu güne yansıması toplumuzdaki Müslüman feminist kadınların sosyal medyadaki gösterişleri için gerekli olan “Bizim düğünümüz en lüksü olacak” videolarını paylaşmalarıdır.

Kadının ve erkeğin benlik putundan sıyrılarak fıtratlarına dönerek geçmişten daha değerli görülmeye başladıkları zamanları görmeyi dileriz.

O zaman eskinin kavvam, dürüst, delikanlı, çalışkan, sözünün eri, eli iş tutan, mahrem namahrem bilen erkekleri yetiştirildiğinde erkek zorbalığı yok edilir, bunun karşılığı olarak da sahte prenses zorbalığı yok olacağı için kendine tapınan, benliğinin kıskacından kurtularak benliğin tanrısı şeytana kulluğu reddeden hanımefendiler yetişecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi