Hamide Yıldırım
Toplu Taşımada Sabır İmtihanı
Her gün toplu taşıma araçlarını kullanıyoruz. İşe, okula, alışverişe giderken sık sık tercih ettiğimiz araçlarda olay sadece yolculuk etmekle kalmıyor. Konya’da özellikle de toplu taşıma araçları kullanan insanların birçoğunda sıkıntılar var. Diyelim ki, sabahın erken saatlerinde kalktınız ve işe gideceksiniz. Otobüs dakikasını ayarladınız ve evden çıktınız. Artan maliyetler yüzünden araba kullanamayan veya trafiğe çıkma korkusu olup araca binemeyen insanlar da doğal olarak toplu taşıma araçlarını kullanıyor. Haliyle epey kalabalık bir ortamda yolculuk ediyorsunuz. Şehir içi otobüs şoförlerinin fizik kurallarına meydan okuyan şu çağrısını sık sık duyarsınız, “Biraz ilerleyelim.” Tam o esnada herkes başka birinden bir hareket bekler. Yeterince havasız bir ortamda, rahatsız bir şekilde sabır sınavınız başlar. Gideceğiniz yer kısa mesafede ise şanslısınız. Saatlerce yolculuk yapan insanlar da var.
KAMU ALANI MI, OTURMA ODASI MI?
Konya’da ulaşımı kolaylaştıran bir diğer araçlar da tramvaylar. Okul çıkışı, iş çıkış saatlerinde de onların da ne yazık ki otobüsten farkı kalmıyor. Çalışmayan klimalar, deodorant kullanmayı daha keşfetmemiş insanlarla birlikte bir sabır sınavı da orada verilir. Tüm bu hengamenin arasında en çok sinir olduğum nokta ise, yüksek ses tonuyla konuşan ve son ses video izleyen insanlar. Teknoloji çağı geliştikçe davranış şekillerimiz de kabalaşıyor. İnsanlar işten çıkmış yorgun olabilir, hasta olabilir, sakin bir yolculuk geçirmek istiyor olabilir ama gel gör ki bu durumu karşımızdakine anlatabilelim. Kamuya açık ortak bir alanı kendi oturma odası gibi kullanan kimseler sabır taşını çatlatır. Video sesine herkesin tepkisi ortak, kulaklık takmak zor geldi herhalde diye düşünülür ve mecburen o videoyu yolculuk boyunca dinlemeye mahkum kalırsınız.
ÜSLUP DA TRAFİĞE TAKILIYOR
Bir diğer karşılaştığım konu da yaşlı teyze veya amcalarımızın sert bir üslupla o koltuğa oturmak istemesi. Yazılı olmayan bir görgü kuralı olarak yaşlılarımıza, hamile kadınlara, dezavantajlı bireylerle öncelik sağlanır, bu konuya karşı bir duruş sergilemem ama bazı yaşlı büyüklerimiz, “Utanmıyor musun, kalk ben oturacağım” gibi nezaketsiz ifadelerle sizi yerinizden kaldırmak ister, istemsiz ve mahcup olarak kalkarsınız. Bazı insanlar bu durumdan o kadar rahatsız olmuş ki, duymamış gibi yolculuğa devam edebiliyor. Bakıldığı zaman gençlere saygısız ifadesi yerleştirilir ama bu durumun da temel nedeni zaten saygısızlıktan doğar. İnsanlarda ciddi bir hoşgörüsüzlük ve üslup sorunu var ve bu durumun için belirli bir yaş aralığı hedef gösterilmemeli. Asıl sorun kalabalıktan çok birbirimize tahammül edemeyişimiz. Bir günaydın, iyi günler, müsaadenizle, buyurun gibi ifadeleri kullanmak güç hale getirildi. Sadece araçlar değil üslup da trafiğe takılabiliyor. Günün neredeyse her saatinde trafikte sabır testine tabii tutuluyoruz. Bir omuz çarpması bile kavgaya dönüşebiliyor. Aslında ufacık bir tebessüm, saygılı bir ifadenin çözmeyeceği bir sorun yok. Nezaketin, hoşgörünün ve tebessümün önceliğimiz olduğu günler görmek dileğiyle…





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.