Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Karbon Ayak İzi Zulmü

Karbon Ayak İzi Zulmü

Bayram geçti, seyir seyran bitti, normal hayata döndük.

Ortadoğu yine savaş haline geçti. İran’ın vurulmasına sevinenler olmuştur, israilin vurulmasına da sevinenler olacaktır mutlaka.

Yaz rehaveti başlayacak derken karşılıklı danışıklı dövüşü andıran saldırılardan daha önemli bir hatırlatmaların fayda vereceği hükmüyle tekrar gündem getirme zamanıdır.

2 husus dikkat çekiyor. Birincisi Gazze’deki soykırım ve Filistin’in geneline yaygınlaştırılan işgalin bu vesile ile unutturulmasıdır.

İkincisi ise, insanların gıdaları ile araçlarının üretiminde hesaplanacağı söylenen karbon ayak izinin savaş araçları için hiçbir şekilde hesaba katılmıyor olması.

Davos'ta konuşulan bütün konular yavaş yavaş ve fark ettirmeden uygulamaya alınıyor.

Mesela karbon ayak izi uygulamasının hayata geçirilmesi bunların en önemlilerinden birisidir.

“Karbon Ayak İzi” denilen meret; Bir ürünün üretiminden kullanımına, geri dönüşümünden atık bertarafına kadar, yani ürünün veya hizmetin tüm kullanım süresince üretilme aşaması da dâhil olmak üzere ortaya çıkan sera gazının miktarın şeffaf bir şekilde belirlenmesi ve raporlamasına verilen addır.

Karbon ayak izinin hesaplanması varsayılan sisteme göre, kişilerin ne kadar karbon ürettiklerinin ve bunu azaltılmasının öğrenilmesi için kullanılan bir yöntemdir.

Dayatılan bu sisteme göre insanların faaliyetlerinde ne kadar karbon üretildiği ve çevreye ne kadar zarar verildiği öğrenilebilecektir.

Bunun için de seyahat, konut, ulaşım araçları hatta satın alabileceğiniz giysiler gibi toplum hayatını yakından ilgilendiren hemen her alanda karbon ayak izi sürülecek ve sertifikalandırılacak, sonrasında belirlenecek olan limitler aşılacak olursa kısıtlamalar gelecektir.

Sistemdeki en büyük eksiklik, mal ve hizmetlerin kullanımında karbon ayak izi hesaplanırken, mal ve hizmetler üretilirken ve bertaraf edilirken kullanılacak olan fosil yakıtların karbon ayak izinin hesaba katılmaması veya en azından şeffaf bir ölçülerin belirlenmemiş olmasıdır.

Böylece insanlar karbon ayak izi ile ülkeler ve hükümetler ise karbon ayak izi vergisi ile küresel bazdaki şirketlere haraca bağlanacaklardır.

Çünkü küresel karbon sertifikası ve üretim sertifikası izni Londra borsasından temin edilebilecektir.

Karbon ayak izi hesaplanması için verilecek olan karbon sertifikasına çok önem veriliyor gibi görünse de yine petrol ve doların sahipleri muhtemelen korunacak ve az gelişmiş ülkelerin kaynakları petro dolar olarak sanayileşmiş ülkelere akıtılacaktır.

Bu güne kadarki bütün söylenenleri ve bundan sonra söylenecekleri bir kenara bırakın.

Dünya para sisteminde dolar rezerv para olarak kalmaya, faiz ve enflasyon uygulamasıyla küresel soygun devam edeceği için, klasik petro dolar sistemi yerine yeni model olarak karbon izni destekli dijital para modeli gelmiş olacaktır.

Bunun için devlet aklı diyerek millete büyük bir azim ve gayretle zulmeden, milletin ne kadar ekonomik değeri ve kazanımı varsa insanların sırtını sıvazlayarak firavun yasalarıyla yahudi çetelere peşkeş çeken bir yapılanmayı vatan ve millet için kurtarıcılar olarak takdim edilecektir.

Bu siyonist destekli siyasi yapının Avrupa ve okyanus ötesinden aldıkları iktidar yetkisini kaybetmemek adına Londra bankerlerine vatanı ve milleti satmalarını adı da maalesef yabancı yatırım olarak pazarlanmaktadır.

Bunların siyonistlerin hayat kaynağı olarak gördükleri kâğıt paranın piyasada yeteri kadar bulunmadığı zamanlarda, bastıkları kâğıt parçasına yüzde 50 den fazla faiz vermeleri ise millete yüzyılın projesi olarak sunulmaktadır.

Müslümanım diyenlerin ahilik teşkilatlanması ile Hz. Peygamberimizin(sav) Sahih Sünnetlerine sarılarak karşı durmayı akledip önceden önlemini almamaları ise, laiklere ekonomik gerçekler, muhafazakârlara ise yaradılış yasaları Sünnetullah, değiştirilemez kurallar olarak açıklanır.

Bir propaganda olarak sunulan ve tarihe yön veren kadim devlet aklı veya aksakallılar projesi olarak tanımlanan durum olarak gösterilen durum aslında Londra veya Astana kararları olarak açıklasa da, küresel stratejilerin Avrasya merkezli kara ve deniz hâkimiyeti altında tam kontrollü YDD gerçekleştirilmesinden başka bir şey değildir.

Küresel ısınma, İstanbul sözleşmesi, DSÖ aşı politikaları, aşı kaynaklı kalp krizleri, İsrail ilaç ve gübreleri ile üretilen GDO'lu gıdalar, 6284, 5816, 6251, 5199 vs. ise siyonist merkepleri tarafından oyalama taktikleri olarak bir süre daha uygulanacaktır.

FARKINDA MIYIZ?

İsmet Özel’in deyişiyle bu ülkede bir süredir hastaneler hastalık, mektepler cehalet, mahkemeler zulüm, piyasaların ise yoksulluk ürettiğini görüyoruz.

Yıllardır desteklemiş olduklarınızca bu korkunç düzenek inşa edildi.

İşte bunu aştığımız gün, bu ülkenin gerçekçi bir gelecek perspektifi olacaktır.

Belki anlar da aklınızı başınıza alırsınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi