Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

İslam Dininin Hakikati

Son zamanlarda basın yayın organları ile sosyal medya denilen internet ortamlarında peydahlanan bir takım kişiler, İslam Dininin 1400 yıldır yanlış anlaşılıp yanlış uygulandığı iddiası ile İslam’ın hakikatinin kendileri tarafından anlaşıldığı ve anlatıldığı iddiası ile bir takım sapık ve batıl fikirleri doğru şeylermiş gibi pazarlamaya çalışmaktadırlar.

Özellikle de Emevi ve Abbasi Hilafetleri döneminde Kuranı Kerimin değiştirilerek aslının yok edildiği gibi abuk sabuk iddialarını dayanak edinerek İman, İbadet ve Salih Amel gibi mefhumların yeniden aslına döndürülmesi düşüncesini dillendirmektedirler.

İslam’ı veya Müslümanlığı ilk vahyedildiği günkü gibi asli haline döndürmek iddiasının cazibesine kapılanların bilerek veya bilmeyerek alet oldukları bu fitne rafizilerin ve şianın Kuranı Kerimin değiştirildiği iddiasından bile daha kötü bir iftiradır.

Bu kötü düşünce sahipleri bu iddiaları ile İslam’ın Kurucu Nesli Sahabe Efendilerimizden(ra) başlayarak Hz. Peygamberimize(sav) oradan da Cibril-i Emin(as) den Rabbimize(cc) kadar uzanan tüm silsilenin eksik, hatalı ve hatta yalan olduğu gibi bir ahlaksızlığı içermektedir.

Kısaca “Hak ve Hakikat hırsızlığı” dediğimiz bu durumda Sahabe Neslini(ra) yalanlayarak aradan çıkardıklarında direkt veya dolaylı olarak Hz. Peygamberimizi(sav) de aradan çıkararak değiştirildiğini iddia ettikleri Kuranı Kerimi kendi heva ve heveslerine göre yeniden değiştirerek ilimsiz, edepsiz, ahlaksız, ibadetsiz ve fıkıhsız bir din icat etmek istediklerini görmekteyiz.

İslam Dinini ve Hz. Peygamberimizin(sav) en çok titizlendiği yalan söyleme ve yalan şahitlik etme hususunda diledikleri gibi davranmak isteyenlerin önünde set olan bir Hadisi Şerifi hatırlatarak meseleyi anlatmış olalım.

Yukarıda “Hak ve Hakikat hırsızlığı” olarak ifade ettiğimiz hususu yani İslam Dininin hayat kitabı Kuranı kerim ayetlerini yalan yanlış tevil edip, Kuranın yaşayan tefsiri olan sahih Hadis ve sünneti inkâr ile de bütün bir sahabe neslini(ra) yalan söylemekle itham edenleri ifşa için bir Hadisi Şerifle meramımızı anlatmış olalım.

Hz. Peygamberimiz(sav) Sahih Hadislerinde bir Müslümanın içki, zina ve hırsızlık gibi büyük günahları işleyebileceği, ama asla yalan söyleyemeyeceğini kesinlikle ifade etmiştir

İlgili hadiste geçen ifade ile Rasulullah (sav)'in “Zina etse de, hırsızlık yapsa da” buyurması, bu suçların işlenmemesi için bir uyarı niteliğinde olması yanında, yalan söylemenin sayılan bu büyük günah ve suçlardan çok daha farklı olduğuna işaret eder.

Bu düşünce ile Müslümanların İslam dini konularında Kuran ayetlerini ve Hz. Peygamberimizin(sav) Sahih Hadisleri söz konusu olduğunda, ister lehte olsun, isterse de aleyhte olsun ayetler veya hadislerde olmayan ifadeleri ekleyerek veya çıkararak söz söylemelerinin, ayetler üzerinden Kuranı Kerimi ve hadisler üzerinden Hz. Rasulullah’ı (sav) yalanlama anlamına geleceğini hatırlatmak istiyoruz.

Kısaca “Hak ve Hakikat hırsızlığı” diyebildiğimiz bu hırsızlık türü, genelde iman, ahlak, ibadet ve salih amel ile muamelat konularında İslam dininde bir şeyin var veya yok olduğunun iddia edildiği konular gündeme geldiğinde ortaya çıkmaktadır.

Bunları yazmamızın nedeni malum milletimiz tarafından, Ramazan Ayının Müjdecisi 3 aylar olarak tanımlanan Receb Ayına girmiş bulunmaktayız.

Müslümanların her zamankinden daha çok ibadet ve hayır yaparak ve Ramazan ayında da zekâtlarını vererek ruhlarını tezkiye etmeye çalıştıkları bu ayda Regaib Kandili ile başlayan tartışmaların ortaya çıkmasıdır.

Bu günlerde olduğu gibi birileri çıkıp “Din kimsenin tekelinde değildir. Dini Allah’ın(cc) indirdiği şekilde alalım” ya da “Bir gecede yapılan ibadet ile bütün bir yılın günahlarının üzerine çizgi çekilmez” gibi abuk sabuk iddialarıyla din adına Müslümanları çekiştirmeleridir.

Ramazan Ayı sonuna kadar Mübarek Gecelerden başlayıp, sabah ezanlarının erken okunduğu ve Oruç ibadetinde zaman hesabının yanlış yapıldığı düşüncesiyle her yıl yapılan itirazların yanın bir de Müslüman Milletimizin genelde Ramazan ayında verdikleri zekât oranının yanlışlığı gündeme getirilmektedir.

FARKINDA MIYIZ?

Müslümanlara herhangi bir dini mesele hakkında haram, mekruh gibi bir yasak koydukları iddiasıyla sataşanlar, Kuranda açık bir şekilde izin veya ifade yoksa o konunun İslam’da yok olduğuna hükmedilir düşüncesi ile iman ve ibadet konusunda açık bir saptırma yapmaktadırlar.

Bunun için de İslam Dininde hakkında yasaklayıcı bir delil bulunmadığı için mubah kabul edilen kısım, ibadetler değil, elbise, yiyecek, içecek, araç-gereç gibi eşyalardır demektedirler.

İbadetler konusunda ise uygulamada kaide tam aksi şekildedir iddiasında bulunurlar.

Bundan dolayı “İbadetlerde aslolan tevkifiliktir.” şeklinde kural oluşturulmuştur diyerek kandil gecelerine karşı çıkmaktadırlar.

Hâlbuki yapılanlar dua, zikir ve istiğfadır, yani salih amellerdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi

Oksimoron Müslümanlık

21 Aralık 2025 Pazar 11:42

Diriler Mezarlığı

17 Aralık 2025 Çarşamba 15:26

Haddini Aşan Zıddına Dönüşür

10 Aralık 2025 Çarşamba 15:28

Siyaset ve Din Bezirgânları

03 Aralık 2025 Çarşamba 15:22

Devletperestlik Putu

30 Kasım 2025 Pazar 11:36

Siz Kimsiniz?

26 Kasım 2025 Çarşamba 15:43

Fıkıh Mı, Hukuk Mu?

23 Kasım 2025 Pazar 11:24

Whataboutism Zulmü

19 Kasım 2025 Çarşamba 15:30