Öğretmenler öğrencileri üzerinde bir değer bırakırlar, bırakmalılar. Eğer öğretmen öğrencileri gözünde bir kıymet oluşturabildiyse o mesleğini özveriyle ve özenle yapıyor demektir yoksa sıradan her öğretmen böyle bir değeri oluşturamaz. Genelde bu güzel kıymet birikimini oluşturan öğretmenler ideal öğretmenlerdir. Geçen yazımızdan bahisle biz yine ‘ideal öğretmen’ konusuna devam etmek dileğindeyiz. Öğretmenler seçkin kişilikler olmalıdır. Bu meslek eğer sıradanlığın dışında ifa edilirse meyveleri olur. Aksi ise meyvesiz ağaç tanımlamasına girer.

Öğretmenler öğrencilerinde nitelikli etkiler bırakmalıdır, dedik. Öğretmenin davranışları öğrencileri üzerinde kalıcı-silinmez izler oluşturmalıdır zira öğrenciler onu örnek alırlar. Sayın Milli Eğitim Bakanı da geçtiğimiz haftalarda öğretmenlere olan hitâbında; ‘Kâmil bir öğretmenin koridordaki yürüyüşü bile derstir.’ Demişti. Bu hakikaten asil bir söz! Öğretmen ahlâkî özellik ve güzellikleriyle öğrencisini mutlaka etkileyebilmelidir. Öğretmen talebelerine dâima olumlu, pozitif bir şahsiyet modeli çizebilmelidir. Halbuki nice saldırgan, kırıcı, kaba, agresif, anlayışsız öğretmenler var okullarımızda. Öğrencilerine iyi özellikleriyle yaklaşan öğretmenler sevgi-saygı ve hürmet oluştururken bunun tersinde ise korku-nefret ve endişe oluştururlar.

Bunları ideal öğretmenler yapar tabi ki o sebeple biz yazımızda ideal öğretmen formatından ilerlemek istiyoruz. Bize göre her öğretmenin ideali: ‘İdeal Öğretmen’ olmak olmalıdır. İdeal öğretmen kendi ahlâkî özelliklerinde titizlik gösterdiği gibi öğrencilerinin de doğru bir ahlâkî yapıya sâhip olması için dikkat gösterir. Onların ahlâkî gelişimlerini tâkip eder. Öğretmen dâima öğrencilerinin yanlışları düzeltmeye, eksiklerini gidermeye, eğriliklerini doğrultmaya çalışır. Ahlâkî zâfiyetleri görmezden gelmez o çirkinliklerin öğrencide yerleşmemesi için çeşitli yapıcı tedbirlere başvurur hatta gerekirse idâreyle veya veliyle yakın iletişime geçer. Yâni öğretmen her zaman yapıcı, önleyici, kollayıcı tatlı bir metot izler. Öğrencisine değer verir. Onları sever, sayar, haklarını korur.

İdeal öğretmen kendine sürekli yeni hedefler koyar ve o hedeflere uymak adına planlar yapar. Olmadıysa yeni planlar dener. Ulaşmak istediği hedef için yılmaz, bilinçle amaca varıcı çalışmalar yapar. Bunun neticesinde öğrencileri gözünde izleri hayırla yâd edilen etkin bir kişilik oluşturur. O her vakit kendini hesâba çeker bugünkü tâbirle kendini eleştirir ve tespit ettiği yanlışlarını düzelterek görevinde mesâfe kat eder.

   İdeal öğretmen yurdun her sathında köy-mezra, zor-kolay bölge, uzak-yakın demeden memleketin en ücra yerinde dahi görev yapmaktan çekinmeyen bir fedâkarlık âbidesi olmalıdır. O dikkat çekmeyecek şekilde uyumlu ve sâde giyinmelidir. Öğrenci, idâreci, diğer öğretmen arkadaşları, veliler ile ilişkileri sağlıklı seyretmeli yâni insan iletişimi çok iyi olmalıdır. Ayni zamanda ideal öğretmen nezâket sâhibi, yumuşak ve sevecen konuşan, argo ve tehdit içermeyen bir uslûba hâiz kişilikte bulunmalıdır.

İdeal öğretmen yarışçı değil paylaşımcı olmalı. Her öğrenciyle ayni tarzda ilgilenmeli sınıfında hiçbir öğrenci bir köşede kalmamalıdır. Öğrenci; ‘Öğretmen beni sevmiyor o yüzden de benimle ilgilenmiyor’, dememeli, o herkesin öğretmeni olmalıdır. Öğretmen sınıf içindeki her öğrenciyi özel hallerine kadar tanıma gayretinde bulunmalı. Öğrencinin otizm veya işitme engeli olan bir hâli veya başka bir rahatsızlığı var mı? Bunları öğrenmeli. Böylesi öğrencilerin velileriyle iletişime geçerek onlara kolaylıklar sağlamalıdır. İdeal öğretmen öğrencilerin öğrendiği özel sırlarını başkalarına ifşa etmemeli, sırları saklamaya, problemleri çözmeye gayret göstermelidir. İdeal öğretmen her zaman öğrencilerin eksiklerini tamamlayarak onları mutlu etmeye çabalar. ‘Mutlu ettiğin kadar mutlu olursun’ prensibiyle hareket eder.

Şimdilik hayırla kalınız efendim.