Ayşe Aslı Duruk

Ayşe Aslı Duruk

Birbirimizi kandırmayalım

Mizah ve şaka kavramları arasındaki farkları incelemeye çalışacağız, bu hafta. Öyle ya, birbirlerine adeta dirsek temasında olan bu kelimeler, esasen, bambaşka dünyalara kapı aralarlar. Bu ne benzerlik ama bu ne farktır böyle?!

Mizah ve şaka.

Sırasıyla gidelim…

Mizahtaki nükte ve hiciv, kesinlikle ince ve kıvrak bir zekanın eseridir. Yapanı da, anlayanı da, bu işe kıymet vereni de, en azından ortalama derecede zekidir. Çoğunlukla daha fazla ama kesinlikle daha az değil… Kimseyi kırmama düsturu da vardır hem, mizahın içinde. Mizacı insancıldır bir kere! Gülen ve gülümseten, mutlaka da bir parça düşündüren mizahla ne zaman nerede karşılaşsam, gönülden gülümseyip, bir selam gönderirim ona. Demek ki bendeniz de, en az ortalama bir zekaya sahibim yani. Laf aramızda, aslında daha fazlasına sahibim ama “bu cümle de bizzat bir mizah örneğidir” deyip, kişisel bahsi geçelim şimdi. Sırasıyla gidecektik hem!

Şimdi sıra, şu ‘şaka’ mevzuunda.

O değil de, kelime anlamlarının sınırlarını esnetip genişletmeyi, pek seviyoruz. Elastikiyet, bir süre sonra laçkalaşmaya başlıyor, bunu yaparken de. Gerçek amacından çoktan uzaklaşıp şaşmış, bal gibi bir kandırma eylemine, ‘şaka’ deyip geçiveriyoruz, mesela. Evet, şaka denilip geçilen, bu, hiç de yüz güldürmeyen, hatta aksine; kalp bile kırabilen nice laubali ve af buyurun zevzekçe edilen sözlere ve yapılan davranışlara, “ama ben şaka yapmıştım” yaklaşımından yana dertliyim. O kandırma ve yanıltma işine de illa bir kılıf ve isim aranacaksa, ‘yalan’ denmeliydi ona, hem. Birisini açıkça yanıltıp, gerçek’ten saptırmaya, tüm bunları yaparken de onu üzmeye ve korkutmaya, ancak yalan sözcüğündeki hainlik ve alçaklık çağrışımları uyup yakışır, çünkü. Ha bir de ‘eşek şakası’ diye bir tanım vardır bakın. Doğru. Bu da uygun. “bütün şakalar, eşeklerden çıkmadır” diyelim o halde… Mizahı ise, bundan çok ayrı bir yerde tutup, “işte o yalnızca akledebilen ve gönül kırmayan insana özgüdür” deriz. Bir kalbi, yalnızca sizi, şeytani bir şekilde gülümseyerek, ‘çat!’ diye kırmaya, geyik yapmak falan da deniliyor tabi, son yıllarda. İşte o geyikler, onu yapanların rüyasına girsin gece, olur mu?

Eşekler, geyikler, şakalar… Bunların hepsi aynı sınıfta. Oysa mizah… O çoktan mezun olmuş, eline ekmeğini almış ve mizacıyla kalpleri; zekasıyla da yüzleri gülümsetiyor.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayşe Aslı Duruk Arşivi

Okumak

28 Kasım 2025 Cuma 15:48

Sen Hep Giderdin Zaten

21 Kasım 2025 Cuma 15:24

Gizli Saldırılar

14 Kasım 2025 Cuma 14:03

Odadaydım

07 Kasım 2025 Cuma 14:34

Bu Göl

31 Ekim 2025 Cuma 15:07

Kış Geliyor

24 Ekim 2025 Cuma 14:16

Ani Tepkiler

17 Ekim 2025 Cuma 14:19

Sen Kendin Ettin

10 Ekim 2025 Cuma 14:14

Çelişki

03 Ekim 2025 Cuma 14:00

Savaşım ve Ordu

26 Eylül 2025 Cuma 15:25