Seküler güruh açıkça Müslüman değilim, İslam’a da karşıyım diyemedikleri için, Müslümanlara kimin ne amaçla icat ettiği bile belli olmayan bir ifade olan, “siyasal İslamcı” şeklinde bir itham kullanıyorlar.

Müslümanlara geçmiş dönemlerde ithamlarına irtica ile başlayan laik güruh, gerici ile devam edip bugün iftira ve suçlama amaçlı olarak “siyasal İslamcı” ithamıyla kelimeleri değiştirse de kafalarının asla değişmeyeceğini ilan etmiş oluyorlar.

1930 ların özlemiyle kendilerini devletin sahibi olarak gören ve bu ülkedeki olan biten her şeye kendilerinin karar verebileceğini iddia eden dönmeler de, aynı şekilde Müslümanlar için “siyasal İslamcı” şeklinde bir ithamda bulunuyorlar

Nefsini ilah edinen ithal Alman ve Rus Yahudileri de, geçmiş ümmetlerdeki atalarının olduğu gibi bu günde Allah(cc) dinini yalanlamaktan ve iftira etmekten vazgeçmedikleri için, İslam’a “siyasal İslam” Müslümanlara ise “siyasal İslamcı” demekten geri durmuyorlar.

Müslümanlara karşı kendilerince güya hakaretvari bir anlama gelen bu ifade karşılığı olarak da, bütün Müslümanların siyonist laik seküler kesime, “siyasal kâfir” deme haklarının olduğuna inanıyoruz.

Bir de kimine göre inançlarının putperest paganlıktan gelme olduğu, kimine göre bütün din ve inançlardan başka bir şey olduğu, kimine göre İslam’ın bu ülkedeki özel bir uygulaması olduğu, kimine göre ise İslam’ın Türk yorumu olduğunu iddia eden alevi kesim var ki, onlar da Müslümanlara “siyasal İslamcı” demekten geri durmuyorlar.

Siyasal İslam oluyorsa, siyasal alevi de vardır ve bu asla ayrıştırıcı, ötekileştirici bir itham da değildir.

Siyasal İslam ithamında bulunan siyasal kâfirler dinden diyanetten demokrasiden ve çoğulculuktan bahsediyor olsalar da sözlerinin aksine asla çoğulcu olmadılar.

Arada bir de olsa toplum içinde bahsettikleri çoğulculuk ifadesini kullanmaktan kasıtları, normal Müslümanlar dedikleri insanlar ile siyasal İslamcı dedikleri Müslümanlar arasında çatışma ortamı oluşturmaktan başka bir amaç taşımadığı görülmüştür.

Müslümanlara siyasal İslamcı ithamında bulunanların hemen hepsi nefsini ve hevasını ilah edinenler oldukları için, Müslümanlar hakkında haksızca hüküm vermekten çekinmezler.

İslam’ın fert ve toplum olarak yaşanmasından rahatsız olan ve çevresinde Müslüman görmeye tahammül edemeyen bu güruhun, bir kısmının selanik yahudisi, bir kısmının da siyasal alevi olmasını anlıyoruz da, Müslümanların kendilerine söylediklerine karşılık siyasal kâfir ve siyasal alevi denildiğinde alınmalarını anlamak mümkün değildir.

Söz siyasal kâfirlik ve siyasal aleviliğe gelince, bu güruhta olanları tanımanın en kolay yollarından birisi, Sünni İslam’ın siyasal ve sosyal hayatta bütün görüşlerden daha önemli bir hale gelmesini, sadece 8 yıla sığdıran Yavuz Sultan Selim Han’a olan düşmanlıklarından anlayabilirsiniz.

Ya da halifeliği devralarak İslam dünyasının birleştirildiği, dönemin siyasal alevilerinin tarihin çöplüğüne atıldığı, safevi tehdidini önleyerek Osmanlı’da Sünni İslam anlayışının öne çıkarıldığı günden bu yana, aleviliğin tekrar siyasal bir güç olmak için Müslümanlara yaptıkları itham ve iftiralardan da anlayabilirsiniz.

Seküler laik ve alevi kesimin siyasal İslam’dan kastettiği, İslam’ın hayatın her safhasına dair bir görüşünün varlığını ifade etmek ise; Müslümanlar sadece siyasette değil ekonomide, sosyolojide, psikolojide, hukukta, sanatta, felsefede ve hayatın tüm alanlarında İslamcıdırlar.

Aksi durumda söyledikleri yalan ve iftira olur.

Seküler kesim aslında kendilerini hiç zorlamadan direkt Müslüman demeliydiler, çünkü bu tanım kullarına Allah(cc) tarafından verilmiştir.

Siyasal İslam ifadesini direkt olarak İslam Dinini kötülemek için kullanıyorlarsa bilsinler ki; 1400 yıldır gelip geçen laik seküler dinsiz atalarının gayretlerinin boşa çıktığı gibi, onların da çabaları boşa çıkacaktır.

Siyasal İslamcı ifadesi ile dini olduğu kadar, ekonomik ve siyasi kuralları da olan İslam’ı sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarda görmek istemiyoruz demenin ahlak yoksunu adice bir ifadesi ise, Müslümanlar 1000 yıldır bu coğrafyada var olduğu gibi, daha gelecek binlerce yılda da var olacaklardır.

FARKINDA MIYIZ?

Direkt olarak İslam Dini diyemeyenlerin kullandığı kelime olan Emevi İslam’ı ifadesi de bilgisizlikten daha çok ihanetten kaynaklanmaktadır.

İthamlarını ve karalama çalışmalarını siyasal İslamcı ifadesi ile gizlemeye çalışanların akıl hocalarının Sahih İslam’ın Emevi İslam Devleti ile bir ilgisinin olmadığını bilmelerine rağmen ahlaksızlıklarını bu ifade üzerinden devam ettirdiklerini görmekteyiz.

İslamofobiklerin bilmediği bir şey daha var: Çünkü onlar İstemese de Allah(cc) nurunu tamamlayacaktır.