Aile Yılı Derken?
Bilindiği gibi hükûmet yeni gelen her yıla bir isim verip bu anlayışla ilan ediyor. Geçen yıl 'Emekliler Yılı' ilan edilmişti, bu yıl da "Aile Yılı' ilan edildi. Emekliler yılında emeklilerin yüzü gülecek diye beklerken birde baktık ki DİB emekliye fitre-zekat verilir fetvası vermiş!..
2025 yılı 'Aile Yılı' ilan edilince gayrı ihtiyari endişelenmeye başladık.
Üstüne Sn. Cumhurbaşkanımız
"Gelecek 10 yılı "Aile 10 Yılı" ilan edeceğiz.
Türkiye'nin doğurganlık hızı tarihimizde ilk kez 1,48'e gerilemiş durumda. Bu, bir felaket. Bu rakam, kritik eşik olan 2,1'in çok altında bir seviyedir" diye tekrar edince endişemiz katbekat arttı.
Nasıl artmasın Sn. Cumhurbaşkanı devr-i iktidarlarında meydana gelen bu durumla övünüyor mu yoksa yeriniyor mu anlaşılmıyor?
Sahi 23 yıldır bu ülkeyi hangi iktidar yönetiyor?
Sömürgeci Batı'nın AB Uyum Yasaları adı altında dayattığı yasaları yine batıdan fonlarak başarı ile gerçekleştirdik mi, yoksa bu yasaları çıkarırken "kandırıldık", düzelteceğiz mi demek isteniyor?
AB Uyum Yasalarıyla aile içi tecavüz, şiddet, kadın cinayetleri artmış mıdır, azalmış mıdır mesela?
Boşanmak zorunda kalan erkekler tazminatlar ile çökertilirken, bitmez bilmez nafakalar ödemek zorunda kalmış, serveti boşaldığı kadına aktarılmış mıdır, aktırılmamış mıdır?
Evinden atılan yersiz yurtsuz bırakılan babalar, babalarına düşman edilmiş çocuklar var mıdır, yok mudur bu ülkede?
Yaşı tutmuyor diye genç evliler içeri atılmış mıdır, atılmamış mıdır? Harama gitmemek için zar zor da olsa bir yuva kuran ahlâklı erkeklerin aşağılanmasına ve ailesiz toplum uygulamalarına devam mı edilecek, aile merkezli uygulamalara dönüş mü olacak?
Yoksa Sn. Cumhurbaşkanı'nın bu ifadeleri vatandaşın gazını almaktan öteye gidemeyecek midir?
Sn. Cumhurbaşkanı doğum oranlarının düştüğünü ifade ediyorlar etmesine de, peki bunun müsebbibi kimlerdir?
Yine yıllardır Sn. Cumhurbaşkanı "3 çocuk yapın." diye telkinde bulundular, buna rağmen doğurganlık hızı neden bu kadar gerilemiştir?
Misal bu düşüşün en başta gelen sebebi ekonomik nedenler olabilir mi?
Çoğu yerde kirayı karşılamaya bile yetmeyen asgari ücretli bir genç nasıl evlenecek bu şartlarda? Kadın erkek her ikisi dahi çalışsa aldıkları ücret insanca yaşamak için yeterli gelmiyor.
Bu şartlar altında evlenebilen gençler de ya çocuk yapmıyor ya da ayrılıyor. Bugün evlilik yaşı erkeklerde 28.3, kadınlarda 25.8 olarak gösteriliyor. Çevremize baktığımızda bu oranın daha yüksek olduğunu görmekteyiz. 30 yaş üstünde evlen(e)meyen ne çok genç var(!)
TÜİK 2024 verilerine göre evlenen çiftlerin sayısı 2023 yılında 567 bin 11 iken, 2024 yılında 568 bin 395 olmuş.
Boşanan çiftlerin sayısı ise 2023 yılında 173 bin 342 iken, 2024 yılında 187 bin 343 olmuş. Makas hızla açılıyor!..
Ekonomik nedenler bir yana birde ahlaki yozlaşma var. AB Uyum yasaları, altyapısı yapılmadan ve denetlenmeyen İnternetin hızla hayatımıza girmesi, TV'lerde yayınlanan gayriahlaki diziler, kadın programları vb. yayınlar iaile kurumunuzun temeline dinamit döşedi, şimdilerde neredeyse her ailede büyük sarsıntılar yaşanıyor. Kurum yıkıldı yıkılacak!..
Bu arada RTÜK denetleme yapmaya yapıyor lakin bu denetim zararlı yayınlardan ziyade hükûmet aleyhinde yayın yapan kanallara yayın durdurma, para cezaları gibi yaptırımlar şeklinde yapıyor genelde...
Maalesef aldatma da boşanmalarda en büyük sebeplerin başında yer alıyor.
Tabii birde hiç evlenmeden birliktelik yaşayanlar var. Kısacası nesil bozuluyor ve demografik yapımız değişiyor.
Halbuki demografik yapı bir BEKA sorunudur.
Dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.