Sıtkı Kars: Milli İrade Ve Milli Egemenlik

Sıtkı Kars: Milli İrade Ve Milli Egemenlik

Siyasi Partilerin Karatay İlçe Başkanları, siyasi görüşlerini, fikirlerini, ilçenin sorunlarını ve çözüm önerilerini Merhaba Gazetesi “Siyasetin Nabzı” sayfalarına yazdı.

DEVA Partisi Konya İl Başkan Yardımcısı Sıtkı Kars

Milli İrade Ve Milli Egemenlik

 

Milli irade; bireysel olarak insanların kendilerini ilgilendiren konularda karar alabilme ve kendi kendini yönetebilme gücünü ifade eder. Milli egemenlik ise; toplu halde yaşayan halkın yetki verdikleri temsilcileri vasıtası ile idare edildikleri, esası demokrasiye, insan onuruna, temel hak ve özgürlüklere dayanan çağdaş bir yönetim sistemidir. Yani karar alma gücü ve yönetme gücü halkın kendisindedir. Bu sistem halkın geleceği ve bekası ile ilgili arzularını, isteklerini ümitlerini ve beklentilerini temsilciler vasıtası ile gerçekleştirir.

Milli irade tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. İnsan fıtratı gereği; baskıyı, haksızlığı, otoriteyi, başkalarından emir almayı hiçbir zaman kabullenememiştir. Zoraki hallerde ise baskılara, haksızlıklara, zulme ve zalimlere hep itiraz etmiş;  başkaldırmış ve bazen de bu itiraz isyana dönüşmüştür. İnsanlık bu uğurda büyük bedeller ödemiştir. Canlar vermiş kan ve gözyaşı akıtmıştır. Milli iradeyi koruyabilenler ise bir araya gelerek milli egemenliği tesis etmişlerdir. Onun için milli irade ve milli egemenlik önemlidir ve değerlidir. Milli egemenlik demokrasinin de özgürlüğün de eşitliğin de adaletin de tam bağımsızlığın da dayanağıdır. Milli egemenlik milletin namusudur, onurudur, şerefidir. Ülkemizde milli egemenlik uzun, zor ve tarihi bir mücadele sonunda Mustafa Kemal’in önderliğinde 23 Nisan 1920 'de TBMM'nin açılması ile tam anlamını bulmuştur. "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." ifadesi ile yönetme gücü ve yetkisi halka teslim edilmiştir.

Milli egemenliğin ülkemizde tecellisi; halkın hür iradesi ile seçtiği milletvekillerinden oluşan TBMM’nin egemenliğine, demokrasiye ve adaletin tam anlamı ile yerine getirilmesi esasına dayanır. Ülkemizde milli egemenlik zaman zaman ilkel, kaba, lanet darbelerle kesintiye uğrasa da eksik aksak yürümeye devam etmiştir fakat günümüz Türkiye’sinde nevi şahsına münhasır cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile milli egemenlik de demokrasi de adalet de hukuk sistemi de adeta rafa kaldırılmıştır. Milletin iradesinin garantisi olan TBMM işlevsizleştirilmiş; TBMM, cumhurbaşkanının ve etrafındaki şürekâsının aldığı keyfi kararları onaylayan noter haline getirilmiştir. Milletvekilleri değersizleştirilmiş, cumhurbaşkanınca atananlar milletvekillerinden üstün tutulmuştur. Hatta bu atanmışlar milletvekillerine parmak sallar hale gelmişlerdir. Kanunlar cumhurbaşkanın talimatları ile çıkarılmaya başlamış, mecliste reddedilen kanunlar teamüllere aykırı olarak cumhurbaşkanı istedi diye tekrar görüşülmüştür. Meclisin kanunla kabul ettiği İstanbul Sözleşmesi meclisin yetkisi gasp edilerek cumhurbaşkanın tek imzası ile feshedilmiştir. Meclisin gensoru verme ve denetleme yetkileri elinden alınmıştır. Yani bugünkü sistemde milli egemenlikten söz etmek mümkün olmadığı gibi buna paralel olarak milli iradeden de söz edilemez olmuştur. Çünkü İnsanlarımızın önemli bir kısmı işsiz, insanlar aç, muhtaç, insanlar geçim derdine düşmüş, yarınlarına güvenle bakamaz olmuş, çaresizlik boyunlarını bükmüş. Temel hak ve özgürlükler gasp edilmiş. İnsan onuru aşındırılmış, ifade özgürlüğü kısıtlanmış, adeta korku imparatorluğu inşa edilmiştir. Dahası, cumhurbaşkanını, bürokratları ve hükümeti eleştirenler zorlama yorumlar yapılarak hakaret suçu ile takibe alınıp talimatlı mahkemelerce tutuklanıp içeri atılıyor. Böyle bir durumda milli iradeden söz edilebilir mi?

Sonuç olarak nevi şahsına münhasır cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ülkede milli iradeyi de milli egemenliği de yok etti.

Ağzımızdan düşürmediğimiz "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." ilkesi adeta unutuldu. Bütün bu olumsuzluklara rağmen DEVA Partisi olarak biz ümidimizi korumaya devam ediyoruz. DEVA iktidarında milli iradenin ve milli egemenliğin temelini oluşturan güçlendirilmiş parlamenter sistemle birlikte; demokrasi, adalet, ifade özgürlüğü ve insan onuru ile ilgili tüm hakların tam anlamı ile hayata geçirilmesini sağlayacağız. TBMM’yi eski onuruna ve gücüne kavuşturacağız. Denge denetleme sistemini inşa edeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın!

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum