Olumsuz tablo hamasetle örtülüyor

Olumsuz tablo hamasetle örtülüyor

Saadet Partisi Konya Milletvekili ve Gençlik Kolları Genel Başkanı Abdülkadir Karaduman, basın açıklaması düzenledi. Karaduman, “Git gide kötüleşen tablo hamasetle örtülmeye çalışıyor” dedi

Saadet Partisi Konya Milletvekili ve Gençlik Kolları Genel Başkanı Abdülkadir Karaduman, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde basın açıklaması düzenledi. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Karaduman, “2022 yılı dünya mutluluk raporuna göre ülkemiz 112. sırada yer alıyor. Aynı rapora göre 2020 yılında 93. sırada yer alıyorduk, 2 yıl içerisinde 19 sıra gerilemişiz. Mutsuzluğumuz yıldan yıla artarken işin kötü tarafı gençler arasındaki mutsuzluğun daha görünür şekilde artıyor olmasıdır. Yapılan gençlik araştırmaları ile ortaya çıkan sonuçlar son derece üzücüdür. Gençlerin yüzde 82,9'u “Türkiye’de gelir dağılımında adaletsizlik vardır” diyor. Türkiye'de gelir dağılımının dengeli ve eşit olduğunu söyleyenlerin oranı ise sadece yüzde 1,8’dir. Aynı araştırmada gençlerin yüzde 87,3'ü Türkiye'de işsizliğin çok fazla olduğunu söylüyor. Yine genç arkadaşlarımızın yüzde 64,1'i işe alımlarda torpilin liyakatten daha belirleyici olduğunu ifade ediyor. Her iki genç arkadaşımdan biri mutlu olmadığını söylüyor ve yine yüzde 72,9 gibi bir oranla “imkânım olsa yurtdışında yaşamak isterim” diyor. İktidar, bu sonuçları masaya koyacak ve bunları çözüme kavuşturacak merciidir. Ancak git gide kötüleşen tablo, her gün dozu biraz daha arttırılan hamasetle örtülmeye çalışıyor. Bu tablodan habersiz olmalı ki sayın cumhurbaşkanı dün gençlere; “hayallerinizden asla vazgeçmeyin” dedi. Hayallerin peşinden sonuna kadar gitmek önemlidir tabi ki ama önce doğru hayali kurabilmek gerekir. Siz, gençlerde hayal kuracak mecal bırakmadınız. Gençler borçla, işsizlikle cebelleşiyor. Yurtdışında yaşama hayali kuran gençlere “hayallerinizden asla vazgeçmeyin” demekle onları bu ülkeden göndermek mi istiyorsunuz? Genç arkadaşlarım! hayallerinizin peşinden sonuna kadar gidin. En büyük hayaliniz de huzurlu, müreffeh ve hiçbir vatandaşının başka bir ülkede yaşama hayali kurmayacağı bir Türkiye’yi inşa etmek olsun” ifadelerini kullandı.

TARIM VE SANAYİDE YATIRIMLAR AZALDI

Tarıma dayalı sıkıntılara da değinen Karaduman, “Ülkemiz Marshall Yardımı almaya başladığı ve akabinde hazırlanan Barker Raporu’nun uygulanmaya konulmasıyla zaman içerisinde tarım ve sanayideki yatırımlarını azaltmıştır. Bu süreç; Türkiye’nin gelişmesini engellemek üzerine kurgulanan bir plan olarak hayata geçirilmiştir. Geçen süre zarfında yönetime gelen iktidarlar, 11 ay süren 54. Refah-Yol Hükümeti hariç iç siyasette çeşitli farklılıklar göstermiş olsalar da uygulamada hiçbir fark ortaya koymamışlar, batı tarafından adeta ev ödevi gibi verilen direktifleri harfiyen uygulamışlardır. Geçmiş dönemler incelediğinde sanayiye, tarım ve hayvancılığa gereken önemin verilmediğini kendi kendine yetebilen bir ülke konumundan bugün nasıl ithalata bağımlı hale gelindiğini görebileceksiniz. Bakınız, AK Parti iktidarlarının belki de en büyük yanlışlarının başında, uyguladığı ithalata dayalı tarım politikaları vardır. Bugün ülkemiz en önemli gıda maddelerini ne yazık ki ithal etmektedir. Sadece yem hammaddesi için ödediğimiz para 4 milyar $’ı aşmıştır. Yine ciddi bir gübre ithalatımız var. Yıllık ortalama 1 milyar $’ın üzerinde bir parayı gübre için ödüyoruz. İthalat, girdi maliyetlerinde ciddi bir artışa sebep olmakta, bu artış tarımsal üretimi olumsuz etkilemekte, neticede ürün fiyatları oldukça artmaktadır. Özellikle son iki yılda tarımsal üretimin yerli imkânlarla yapılmasının ne kadar önemli olduğunu görmüş olduk” şeklinde konuştu.

ÇİFTÇİMİZ BORCA ESİR OLDU

Çitçilerin zamlar karşısında belinin büküldüğünü de kaydeden Karaduman, şunları kaydetti: “Önümüzdeki yıllar tarım ve hayvancılık açısından sıkıntılı geçecek. Büyük bir gıda krizinin yaklaştığını görmemek mümkün değil. Yapılması gereken şey acilen, ama acilen Tarım Eylem Planı hazırlanarak ithalatın neredeyse sıfırlanacağı bir üretim ve tarımsal kalkınma hamlesi başlatılmalıdır. Bugün gerek hayat pahalılığıyla gerek zamlarla mücadele etmenin başka yolu olmadığını artık görmemiz gerekiyor. Ayçiçek yağı ithal ettiniz, fiyatlar daha da arttı. Hayvan ithal ettiniz, et fiyatları daha da arttı. Sebze-meyve-bakliyat ithal ediyorsunuz, fiyatlar daha da artıyor. Tüm ithalatları fiyatlar düşsün diye yapıyorsunuz, ama düşmüyor. Çünkü ithalat, üretim mantığının doğasına aykırıdır. Toprağını ekmeyen çiftçimizin, toprağını eken çiftçiden daha fazla kar ettiği bir modelde siz hiçbir sorunu çözemezsiniz. Yatların, katların yakıtından vergi alınmazken çiftçilerimizin vergiler altında ezildiği bir modelde siz hiçbir sorunu çözemezsiniz. Holdinglerin yüzlerce milyonluk vergi borçlarının tek kalemde silindiği ancak çiftçinin borcundan dolayı traktörünün ve toprağının haczedildiği bir modelde siz hiçbir sorunu çözemezsiniz. Süt üreticilerinin hayvanlarını kesime göndermek zorunda kaldığı bir modelde siz hiçbir sorunu çözemezsiniz. Bu sebeple bir an önce bu anlayış terkedilmeli, yemden gübreye, tohuma kadar tarımsal üretimin her aşamasında yerliliğe geçilmelidir. Aksi halde, önümüzdeki yıllarda paramız olsa dahi gıda bulamayacağımız bir dönemi yaşayabiliriz. Daha önce buradan yaptığımız ikazlarımızı tekrarlıyoruz, İktidar sokağa inmeli ve vatandaşı dinlemelidir. İktidar, vatandaşın sorunlarını geçiştirmek veya suni gündemlerle örtbas etmek için değil, bu sorunları çözmek için çalışmalıdır.”

EYYÜB KARAKUZU

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum