Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Öğrenciler Müşteri Olunca

Öğrenciler Müşteri Olunca

Yeni eğitim öğretim yılı bir kez daha, yeni bir bakan ile açıldı. Törenler yapıldı, kurdeleler kesildi, başarılar dilendi, büyük atılımlar yapılacağı ifade edildi.

Geçen sene de tıpkı bu sene gibi törenler yapılıp sözler verilmişti.

Milli Eğitimde değişen bakanların sayısını unuttuk.

Tabiatıyla değişen eğitim ve öğretim sistemi sayısı da unutuldu bu arada.

Kaç bakan ve kaç sistem daha değişirse değişsin, hangi yıl kim ne söylese söylesin, sonuç değişmiyor ve bu gidişle de asla değişmeyecek gibi görünüyor.

Çünkü kapitalist sistemin mantığına uygun olarak okullar birer ticarethane, öğrenciler ve dolayısıyla da veliler birer müşteri olarak kabul ediliyor artık.

Doğrusunu söylemek gerekirse bu olan bitenler, yeni bir durum değil.

Uzun yıllardır eğitim öğretim adına yapılanlar hep böyleydi de, biz yeni fark ediyor gibi yapıyoruz.

Ortada bir şekil değiştirme de yok.

Dün de okul idareleri para istiyorlardı, elbise ve kitap hatta servis dayatması yapıyorlardı, bu gün de yapıyorlar.

Çünkü değişen ve değiştiren kapitalizm değil, insanın tercihleridir.

Ancak bunu dün eğitim, öğretim adına yapıyorlardı, bu gün ise çocuklarının, daha doğrusu kendi haz ve imaj eksenli tercihlerin öncelenmesi adına yapılıyor.

İktidarların ve bakanların değişmesi önemli değil.

İnsanın şişkin ego iştahı ile haz olarak gördüğü mefhumların zirve yapması kapitalist sisteme sürdürülebilirlik kazandırıyor sadece.

Dolayısıyla kabahatin önemli bir kısmı insanda oluyor.

Ne yazık ki bu dönüşümü en fazla ayakta tutan aldatma yönteminin sebebi ise, "okumuş cahillerin cehaleti” oluyor.

Aynı yerden yıllarca, hatta her yıl defalarca aldandığı halde, hala sistemi besleyen damarlardan biri olmaya can atıyorlar.

Bu arada problem sadece okullarda mı diyecek eğitim öğretim camiasına, öğrenciyi müşteri gören özel okulların yanında aynı delikten defalarca ısırıldığımız, hastayı müşteri gören özel hastaneleri ve yolcuyu müşteri gören otoyolları ilave etmiş olalım.

Kapitalizm şekil değiştirdi ve küresel vahşi kapitalizm haline geldi diyerek işin içinden sıyrılıp çıkmak kolay.

İnsandaki, özellikle de Müslümanlardaki değişimi göz ardı ederseniz, kendi kendinize sorumluluktan kurtulduğunuzu zannederseniz.

Ama ilahi adaletten kurtulmanın kolay olmadığını bildiği halde kendini müstağni görmek, sadece kendini kandırmak olur.

Tamamen ücretsiz olması gereken temel eğitim dâhil, okul açılış sezonunda devletin ücretsiz verdiklerine ilaveten aldırılan ders kitapları üzerinden ciddi rantlar elde ediliyor.

Okullarda okul üniformaları adı altında da aynı sistem dayatılıyor.

Okul kıyafetini ve kitabı aynı kitap, aynı kıyafet olmasına rağmen, istediğin yerden alamıyorsun ve illaki okulun belirttiği noktadan almak zorunda bırakılıyorsun.

“Bizim hocalarımızın hazırladığı test ve kaynak kitaplarını almak zorundasınız. Dersleri bu kitaplardan işleyeceğiz.” diyerek velilere binlerce lira masraf yaptırıp, yıl boyunca kapağını açmadan sözde eğitimi tamamlayan okullar var edildi elbirliğiyle.

Okullarda dijital üyelik denilen yeni model bir kölelik daha var edildi.

Özellikle bir de son yıllarda yabancı dil ve matematik sınıfları için yeni bir soygun şekli olarak 4 misline yakın para, haraç gibi alınıyor.

Okul müdürüyle, aile birliğiyle, okul annesiyle, servisçisiyle ve kırtasiyecisiyle herkes, yukarıda ifade ettiğimiz şişkin egolarını tatmin etmek için kurbanlık koyun misali, bu sistemin bir parçası olmaya can atıyor.

Milli eğitimin bu işten haberi yok diyenler bile, Milli Eğitimle birlikte tüm rezilliğe ortak olmuşlardır.

FARKINDA MIYIZ?

MEB in verdiği kitaplar içerik olarak yetersiz diye yıllardır söylenmesine rağmen üzerinde doğru dürüst çalışma yapılmadığı için, baskı kalitesi ile övünüp içeriği es geçilen kitapları dağıtırken tören düzenlemeyi ihmal etmeyen yetkililerimiz var oldukça bu soygun devam edecek.

Bu arada MEB in her öğrenciye bir tabletin verileceği söylenen meşhur bir “Fatih” projesi vardı. Sahi milyarlar harcanan o projenin akıbeti ne oldu, bilen var mı?

Öğrenciyi ve velisini müşteri olarak gören bu bakış değişmedikçe, her türlü tezgâh dönmeye devam edecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR