Nazife Demirhan: Tarım, Tarım, Tarım…

Nazife Demirhan: Tarım, Tarım, Tarım…

Siyasi Partilerin Konya’daki il başkan yardımcıları; siyasi görüşlerini, fikirlerini, şehrin sorunlarını ve çözüm önerilerini Merhaba Gazetesi “Siyasetin Nabzı” sayfaları için kaleme aldı.

CHP Konya İl Başkan Yardımcısı Nazife Demirhan 

Tarım, Tarım, Tarım…

Hayati öneme sahip olduğu için bir kez daha vurgulamakta yarar görüyorum.

Küresel kuraklık,iklim değişikliği,tarım ve M.Kemal Atatürk’ün tarıma bakışı,

Bu yy dünyamızda iklim değişikliği,kuraklık ve pandemi ile başladı. 21.yy başında toprakların verimliliğinin azalarak bitmesi,su kaynaklarının kuruması ve önümüzde ki ,yılların su savaşlarını getireceği beklentisi, gözleri tarıma ve tarımsal üretime çeviriyor.

    Uzmanlar bu durumu İnsanoğlunun uyguladığı yanlış tüketim politikalarına bağlıyor. Bilimsel olmayan kısa vadeli politikalar felaketin boyutunu daha da artırıyor. Türkiye’nin ekilebilir tarım arazisi Avrupa’nın bir çok ülkesinden fazla olan Konyamız bu felaketin ilk mağduru olmak üzere. Bilimsel üretim yerine popülist uygulamalar tarımı neredeyse bitirme noktasına getirdi Konya’da.Yaşanan iklim krizinin ciddiye alınmaması ve gerekli çözüm yollarının hayata geçirilememesi,sadece şimdiye değil Çocuklarımızın ve onların kuşaklarının daha büyük felaketler yaşamasına da, yol açacak. Meke Gölünün kuruması, çölleşmenin artması,erozyonun önüne geçilememesi,yeraltı sularının bilinçli kullanılamaması,gün geçtikçe artan obrukların oluşması,felaketin boyutunu derinleştiriyor. Acil önlem alınmazsa,bu sadece Konya’nın,Bölgemizin değil, Ülkemizin felaketide olacaktır. Oysa Ülkemiz hem ekilebilir tarım arazilerinin çokluğu,hem de sulama alanlarının zenginliği ile adından söz ettirmiştir. Yıllarca Avrupa’nın kendi kendine yeter yedi Ülkesinden biriyken,neredeyse ithal etmediğimiz tarım ürünü kalmadı.

    Mercimeği bilmeyen,bizden ithal eden Kanada günümüzde,en büyük mercimek ihtacatı yapan ülke oldu. Alıcısı da – ne acıdır ki – Türkiye oldu. Daha 1920 ‘li yıllarda büyük bir tarımsal atılım yapan,bu yönde politikalar geliştiren Türkiye’nin geldiği nokta bu olmamalıydı.

    Bakın M.Kemal ATATÜRK daha o yıllarda Tarımın ve Çiftçinin önemini nasıl dile getiriyor.

    ‘’ Milli Ekonominin temeli tarımdır.Bunun içindir ki, tarımda kalkınmaya büyük önem vermekteyiz. Köylere kadar yayılacak programlı, pratik çalışmalar bu amacı kolaylaştıracaktır.

    Fakat bu çok önemli işi isabetle amacına ulaştırabilmek için ilk önce ciddi etütlere dayalı bir tarım politikası tespit etmek ve onun içinde her köylünün,bütün vatandaşların kolayca kavrayabileceği bir tarım rejimi kurmak lazımdır.Bu politika ve rejimde yer alabilecek başlıca önemli noktalar şunlar olabilir.

    Bir defa ,memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır.Bundan daha önemli olanı ise bir Çiftçi Ailesini geçindirebilen toprağın,hiçbir sebep ve surette bölünemez bir nitelikte olması,büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliği,arazinin bulunduğu memeleket bölgelerinin nüfus yoğunluğunun ve toprağın verim derecesine gore sınırlandırılması lazımdır.’’

    İşte yaşadığımız dönemin sorunlarına çözüm neredeyse yüzyıl once bize anlatılmış ama gafletinve delaletin,yanlış uygulanan politikalrın gelip dayandığı nokta küresl felakete neden olmaktadır.

    Buradan  çıkış yokmu ?

Olmazmı ! Bize gösterilen ilkelerin ışığında bu sorunlar çözülür.Yeter ki,bizim BİLİME,ÜLKEMİZE ve kurucu ÖNDERİMİZ M.KEMAL ATATÜRK’ÜN  ilkelerine bağlılığımız devam etsin.

   Umarım BOLLUK VE BEREKET bizimle olur.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.