Nasıl düşündüğümüz nasıl hissettiğimizi belirler

Hepimiz zaman zaman sıkıntılı dönemler yaşıyoruz. Bu sıkıntı bazen başımıza gelen olumsuz olaylara bir tepki olarak ortaya çıkar. Fakat söz konusu sıkıntının önemli bir kaynağı olayın kendisi ise başka bir kaynağı da duruma ne şekilde baktığımız, olayları ne şekilde algıladığımızdır.

Hayata bazen olumlu bazen de olumsuz yönden bakarız. Aslında olaylara bakış açımız, durduğumuz yer önemlidir.

Kimi zaman kaldıramayacağımız yükleri kolayca sırtlar, çok basit olaylar karşısında ise dağların altında kalmış gibi hissederiz. İçerisinde bulunduğumuz durumların ve koşulların olumlu mu olumsuz mu olduğu tabii ki önemlidir.

Eğer biz daima negatif olumsuz düşünen bir birey isek elbette hayattan çok zevk almamız beklenemez. Bu düşünceler bizi yavaş yavaş aşağıya çekmeye başlar ve sonucunda ise kendimizi kötü hissetmemize sebep olur. Kendini kötü hisseden bir birey ne kadar kaliteli bir yaşam sürer orası da meçhul.

Önce kötü düşünceler tüm bedenimizi kaplar sonra kendimizi kötü hisseder ve son olarak da bu içinde bulunduğumuz durumu çevremizdekilere ve empoze etmeye başlarız.

Çoğumuzun çevresinde de böyle insanlar vardır öyle değil mi felaket tellalı diye adlandırdığımız. Hiçbir güzel olay ya da yapılan sürprizlerden keyif almayan hayata sürekli olumsuz bir çerçeveden bakan.

Albert Einstein ne de güzel söylemiş “Negatif insanlardan uzak durun, onların her çözüm için bir problemleri vardır.” diye. Siz ne kadar çözüm üretirsiniz üretin onlar daima problemlere odaklı olacaklardır.

Negatif insanlar daima o mutsuz ve şüpheci derler. Peki neler yaparsak negatif düşünen insanların düşüncelerini pozitife çevirebiliriz bunun için 8 aşama vardır: