Mehmet Anıl Demiröz: Filistin Ve Doğu Türkistan Kanayan Yaramızdır

Mehmet Anıl Demiröz: Filistin Ve Doğu Türkistan Kanayan Yaramızdır

Siyasi Partilerin Meram’daki ilçe başkanları; siyasi görüşlerini, fikirlerini, ilçenin sorunlarını ve çözüm önerilerini Merhaba Gazetesi “Siyasetin Nabzı” sayfaları için kaleme aldı.

BBP Meram İlçe Başkanı Mehmet Anıl Demiröz

Filistin Ve Doğu Türkistan Kanayan Yaramızdır

İngiliz ve Fransız emperyalistlerinin Ortadoğu'yu paylaşım planı olan Sykes-Picot anlaşması ve devamı olarak hazırlanan deklarasyonla İngiliz devleti, Filistin topraklarında bir yahudi devletinin kurulmasını destekleyeceğini ilan etmişti. Daha sonra İsrail devletinin temellerini 1917 yılında İngiliz emperyalistlerinin yayımladığı Balfour Deklarasyonu ile temellerini atmıştı. Emperyalistlerin desteklerine bağlı olarak bölgeye yahudilerin getirilmesi ve Filistinlilerin topraklarının işgal edilmesi, 1948 yılında İsrail devletinin kuruluşu ile sonuçlanmıştı. Sonrasında ABD Ortadoğu'da İngilizlerin yerini alınca bu kez ABD, İsrail devletinin en büyük destekçisi haline geldi. Çünkü İsrail demek, ABD'nin Ortadoğu'daki saldırı üssü demekti. Her ne kadar örüntü anlattığım şekilde ise de, halen bilinmeyen bir durum vardır. O durum İsrail mi ABD'nin babası? Yoksa ABD mi İsrail'in babası? Bir başka değişle, İsrail mi ABD'nin yoksa ABD mi İsrail'in YARAMAZ ÇOCUĞUDUR? Ki Müslümanlara karşı Ortadoğu'daki bu hain saldırılara tüm dünya sessiz kalmaktadır. Zira tüm dünya ülkeleri tarafından BU HAİN PLANLAR ve OYUNLAR bilinmektedir. ANCAK dünya burada ÜÇ MAYMUNU(Görmemiş, Duymamış ve Söylememiş) oynamaktadır.
 
​DÜNYA BİZİM UMRUMUZDA DEĞİL. Onlar üç maymunu oynamaya devam etsinler. Biz tüm farklılıklarımızdan önce MÜSLÜMANIZ. Her nerede olursa olsun, tek bir müslümanın burnunun kanamasına tahammülümüz yoktur. İslam aleminin umudu TÜRKİYE'dir. Bizler bu umudun bilincindeyiz ve ne zaman ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Genel Başkanımız Sayın Mustafa DESTİCİ'nin de ifade ettiği "Hiçbir Müslüman'ın, vicdanı olan hiçbir insanın buna seyirci kalmaması gerekiyor. Birleşmiş Milletler, bölge ülkeleri, Arap Birliği, İslam dünyası, Türkiye yarını beklemeden ayağa kalkmalı ve bu SOYKIRIMA DUR demelidir. Bu çevrelerden gelecek ciddi tepkiler İsrail'i durduracaktır." görüşü bu katliamın sona erdirilmesi anlamında ciddi önem arz etmektedir. Tüm dünya bu anlamda İsrail'in kalkıştığı ve mütemadiyen devam ettirdiği teröre karşı ağır bir şekilde tepkisini koymalıdır. Masum insanların, kadınların ve çocukların bu terör hareketiyle zalimce katledilmesinin önüne geçilmelidir. Her şeyden önce insan olmak bunun gerektirir. Bir insan ve Müslüman olarak yüreklerimiz dayanmaz haldedir. Masumca orada şehit olan kardeşlerimiz bu kayıtsızlığı affetmeyecektir.
Bizler; ALLAH yolunda olanlar hiçbir zaman bu zalimlere karşı sessiz kalmayacağız. Müdahale edebildiğimiz kadar elimizle, elimizle müdahale edemiyorsak dilimizle, dilimizle de müdahale edemiyorsak kalben buğz edeceğiz. (Bir kötülük gördüğünüz zaman elinizle, gücünüz yetmezse dilinizle, ona da gücünüz yetmezse kalben buğz ediniz./ Müslim, İman 78; Tirmizi, Fiten 11) Haksızlık karşısında dilsiz şeytan olmayacağız.  Onlar zulümlerinden vazgeçmiyorlarsa, zalimliklerinden vazgeçmiyorlarsa bizler de inanlar olarak davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Sonunda ölüm dahi olsa ne mutlu o uğurda şehit olanlara. Cihad emrolunduğunda bir saniye dahi tereddüt etmeyeceğimiz herkes tarafından bilinmelidir.
 
         Zalimin ismi değişse de zulüm gören tarafın Müslüman olduğu gerçeği hiç değişmiyor. Müslümanlar zulüm görmeye ve zulme sessiz kalmaya alıştırılmaya çalışılıyorlar. Ancak bilinsin ki böyle bir şeyin ihtimali dahi söz konusu olamaz. Batılı ülkeler, olaylar Müslümanlarla ilgili olduğunda hep sağır ve dilsiz olmayı tercih etmişlerdir. Oysa insan hakları bölünmez bir bütündür. Sadece bir dinin, bir bayrağın ve bir coğrafyanın malı değildir. Her bir insan için aynı şekilde geçerli ve yaradılış gereği insana bahşedilmiş bir haktır. Zulme ve zalime hiçbir zaman sessiz kalınmamalıdır. İSRAİL TERÖRİSTTİR ve BİR TERÖR DEVLETİDİR. Filistin'e karşı her yıl ramazan ayında ve bayram öncesinde yaşattıklarının başkaca bir tarifi de yoktur.
 
​KUDÜS ÜMMETİN YETİM EVLADI, GÖZÜNDEKİ YAŞ BOĞAZINDAKİ DÜĞÜM, ÜMMETİN ONURU, NAMUSU ve İLK KIBLESİDİR. KUDÜS MESCİD-İ AKSADIR.
 
​Başka bir kanayan yaramızda Doğu Türkistan'dır. Doğu Türkistan Orta Asya'nın Filistin'idir. Doğusunda Kızıl Çin'in zulmü, Batısında Rus zulmü ile devamlı ezilen Müslüman kardeşlerimizdir. Tarihimizde asırlar önce birçok devletin kurulmasına vesile olan ve İslam'a büyük hizmetleri geçmiş bir coğrafyadır. Doğu Türkistan, Kızıl Çin'in 1949'dan bu yana işgali altındadır. Onlar her şeyden önce TÜRK, UYGUR TÜRKÜ ve de MÜSLÜMANDIR. Onlara karşı millet olarak sorumluluğumuz olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Birleşmiş Milletler'in raporuna göre, bir milyondan fazla Müslüman Türk yüksek duvarlı kameralarla ve dikenli tellerle çevrilmiş kamplarda SÖZÜM ONA EĞİTİM ADI ALTINDA ZULÜM görüyor. Dünya maalesef bu zulmü de SESSİZCE izliyor. Küresel güçlerin adaletsizliğine, hukuksuzluğuna, zulmüne, akıttıkları kanlara ve kirlettikleri namuslara kimse ses çıkarmıyor. Bu durum bizler için hem manidar hem de acı ve elem verici nitelikte yüreklerimizi parçalamaktadır.
 
​Birleşmiş Milletler Filistin'deki bu zulmü yapanlara da, Doğu Türkistan'da Kızıl Çin'in zulmüne maruz kalan din ve ırkdaşımız olan Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin uğradığı baskı ve zulme sessiz kalmaktadır. Kadınlar, çocuklar ve masum insanlar bu vicdansızlıklar karşısında çaresiz bir şekilde yardım beklemektedir. Bilinmelidir ki;​
 
​Zalim Zulüm Eder. Ancak Kaderi İLAHİ ADALET Tayin Eder.
 
 
​Sabır, saygı ve özenle görüşlerimi okuyan herkese selam ve saygılarımı sunuyorum.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum