Kutuplaştıran siyaset, gençleri ülkeden koparıyor

Kutuplaştıran siyaset, gençleri ülkeden koparıyor

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ersan Bilgin, düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’deki gençliğin durumunu irdeledi

“Yanlış sistem, hükümran devlet, buyurgan hükümet, kutuplaştıran siyaset gençleri zora koşuyor, işi yokuşa sürüyor” diyen Bilgin, gençlerin Türkiye’de mühendis, doktor, avukat, öğretmen olmak yerine Batı ülkelerinde fast-food zincirinde garson ya da kasiyer olmayı hayal ettiğini kaydetti.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ersan Bilgin, düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Sözlerine Saadet Partisi olarak uyarı vazifesini yerine getirdiklerini hatırlatarak başlayan Bilgin, “Erdoğan hükümetinin, Türkiye’yi siyasi, mali ve hukuki açıdan sürüklediği sorunlu, krizli, kaoslu alanlar; milletimizin ne talebi ne makus talihi ne de kararıdır. Siyasi iktidarın yönetme şekli, hükümet modeli tercihi, gündemi ve gerçeği örtme hamleleri, toplumu ve gençleri anlamak görevi yerine taraftar yapmak hevesi, bugün yaşadığımız meselelerin asıl sebebidir. Ne yazıktır ki; Türkiye’de çok uzunca bir süredir büyük yanlışlara ısrarla devam ediliyor. Faturası millete çıkarılan, fahiş hatalardan vazgeçilmiyor ve ders alınmıyor. İktidar tarafında her şey yolunda algısının, millet tarafında ise huzursuzluk ve umutsuzluğun hakim olduğu bir iklimi yaşıyoruz” dedi.

“MİLLETİN GELECEK SERMAYESİ GENÇLİĞİDİR”

Bu süreçte en umutsuz kitlenin ne yazık ki gençler olduğunun altını çizen Bilgin, konuşmasına şöyle devam etti: “Saadet Partisi olarak, gençlik ve gençlerimiz, her zaman gündemimizdedir. Yarınları emanet etmeye hazırlandığımız, günü birlikte yaşadığımız, yarına dair heyecanlarına ortak olmaya çabaladığımız gençler; ne hayal ne de hayat kurabiliyorlar. Unutulmamalıdır ki, devletin dayanağı ve beka kaynağı, adaletidir. Milletin güvencesi ve gelecek sermayesi ise gençliğidir. Her genç, bir yarın demektir. Genç kelimesinin kökeni Farsça ve anlamı hazinedir. Gençliğin hazine olduğu gerçeğine gözünü kapatıp, ülkenin hazinesini, ranta, faize, yandaşa tahsis edenlerin gençlere vereceği umut, gençlerden alacağı ışık, gençlere katacağı değer yoktur.”

“GENÇLERİMİZİN HAYATI ZORLAŞTIRILIYOR”

“Yanlış sistem, hükümran devlet, buyurgan hükümet, kutuplaştıran siyaset gençleri zora koşuyor, işi yokuşa sürüyor” diyen Bilgin, “Gençlerin dünyayı güzelleştirecek umutla, hayatı anlamlı kılacak güvenle, bireyi insan kılacak özgürlükle, adaleti rutin kılacak erdemli ve makul güçle hemhal olması gerekiyor. Olması gereken bu iken, ülkemizde bunun aksine gençlerimiz; dertlere, sorunlara, sıkıntılara, yasaklara ve yoklara hamal yapılıyor. Gençlerimizin hem hayatları zorlaştırılıyor, hem emekleri ucuzlaştırılıyor, üstüne de önemleri ıskalanıyor, değerleri yok sayılıyor” dedi.

“EHLİYETİN VARSA GEL MOTO-KURYE OL”

Gençlerin Türkiye’de mühendis, doktor, avukat, öğretmen olmak yerine Batı ülkelerinde fast-food zincirinde garson ya da kasiyer olmayı hayal ettiğini söyleyen Bilgin, “Liyakat ve ehliyet sahibi olsun, başımızın üstünde yerleri olsun diye kürsülerde nutuk atılıyor, sonra da ‘ehliyetin varsa gel, moto-kurye ol’ gerçeğine, mahkûm ediliyor gençler. Bu arada sayıları 1 milyonu aşan moto-kurye arkadaşlarımıza; hayatlarımızı kolaylaştıran, ekonomik tedarik zincirinin sürdürülmesini mümkün kılan, emsalsiz emekleri nedeniyle, teşekkür ediyoruz. Bu vesileyle, moto-kuryelerin haklarını koruyan, emeklerini değerli kılan, ekmeklerini, ücretlerini, güvencelerini artıran bir düzenlemeyi de en kısa sürede hayata geçirmek gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Şunu kesin olarak belirtmek gerekir ki; gençlerimizde emanete ehil olmak, göreve, temsile ve yetkiye layık olmak noktasında sorun yok. Sorun gençlerde değil, emaneti teslim makamında bulunanlarda. Türkiye’nin en dehşet verici sorunlarından biri, iktidarın ortaya koyduğu, emanetin tesliminde, ehliyetin belirlenmesinde, liyakatin ölçülmesinde yaşanan ‘adil olmak’ isteksizliği, ‘adaletsiz olmak’ kararlılığıdır” diye konuştu.

“‘EV GENCİ’ KAVRAMI TÜREDİ”

Günümüzde “ev genci” kavramının türediğini hatırlatan Bilgin, Türkiye’de her dört gençten birinin ne eğitim sürecinde ne de iş hayatında olduğunu, ev genci konumunda olduğunu ifade etti. Genç işsizliğin yüzde 21’lerin üzerinde olduğunu ifade eden Bilgin, bu iktidar döneminde, üretim ve istihdam olmayan bir ülke inşa edildiğini kaydetti. Gençlerin “ev sahibi olma” imkânı bir tarafa “evli olma” imkânlarının da her geçen gün azaldığını kaydeden Bilgin, “Evi olmayan, evli olmayan, işi olmayan gençlik, ne yazık ki gerçek oldu” dedi.

“SİZ DAHA NEYİ BEKLİYORSUNUZ?”

Bugün gençlerin en büyük problemlerinden birinin de “atanamayan öğretmen” olduğunu belirten Bilgin, “İktidara soruyoruz; öğretmen öğrencisini, öğrenci de öğretmenini bekliyorken siz daha neyi bekliyorsunuz? İlkokul, ortaokul, lise ve hatta üniversite dâhil, ücretsiz eğitim hakkı, her öğrencinin en temel hakkıdır. Ücretli öğretmenlik uygulaması hem düşük ücret verilen kişi hem de atama bekleyen öğretmen adaylarına büyük bir haksızlıktır. Ülkemiz gençliği, emeklerin zayi olmadığı, ehliyet ve liyakatin önemsendiği adil bir ülkede yaşamak istiyor. İnsanın hakkını ve emeğini gasbeden, onu sefalete mahkûm eden bütün yaklaşımları reddediyoruz. KPSS mağduriyetlerinin giderilmesi, ücretli öğretmenlik uygulamasının sonlandırılması ve atama bekleyen öğretmen adaylarının mesleklerine acilen atanması ve eğitim sisteminin her yönden nitelik ve kalitesinin yükseltilmesi, ülkemizin geleceği ile yakından alakalıdır. Ülkemizde ‘atanamayan öğretmen’ değil, ‘atayamayan iktidar’ problemi vardır. Ve bu problemi de bunun farkında olan Saadet Partisi kadroları, en kısa zamanda ve adilane bir şekilde çözüme kavuşturacaktır” şeklinde konuştu.

“GENÇLERİN MUTLU OLMASI MÜMKÜN MÜ?”

“Devletin adil olması noktasında sorun varsa, gençlerin mutlu olması mümkün müdür?” diye soran Bilgin, sözlerini şu şekilde noktaladı: “Paylaşım adil değilse, gençlerin geleceğe güvenle bakması mümkün müdür? İnsanca yaşamak bir tarafa insanca yaşamak noktasında talep ve itiraz etmek imkânından yoksun kalmak varsa, gençlerin, gençliğin huzurlu olması mümkün müdür? Ahlak ve maneviyatı önceleyen, fıtratı dikkate alan, kendine, çevresine ve dünyaya karşı sorumluluklarını bilen, bilgili, donanımlı, özgüven ve aksiyon sahibi bir gençlik, ülkemizin geleceğine ışık olacaktır. Saadet Partisi olarak; dün ve bugün olduğu gibi yarın da gençliğe sahip çıkmaya, destek olmaya. Gençlerle beraber yol yürümeye, gençlerin yürüyüşüne eşlik etmeye. Gençlerle Türkiye’nin yarınlarını inşa etmeye. İyiyi, güzeli, doğruyu, adaleti tesis etmeye, kötüyü, çirkini, yanlışı ve zulmü ortadan kaldırmaya devam edeceğiz.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.