Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

İZDÜŞÜM

İZDÜŞÜM

Yeni Eğitim Öğretim Yılında Karma Eğitim Üzerine Bir Hasbihal

İlk-orta ve lise düzeyinde, 11 Eylül pazartesi günü başlayacak olan yeni eğitim-öğretim yılı eğitim câmizamıza, öğrenci ve velilerimize hayırlı olsun, herkesin geleceğe daha umutla bakacağı, bilgiyi zihnine nakşedeceği, ahlâkı özüne ve rûhuna sindireceği bir sene olsun inşallah.

Yeni göreve başlayan Milli Eğitim Bakanı, geçtiğimiz aylarda, ‘karma eğitim’ ile ilgili bâzı görüşlerini açıklamıştı. Kız çocuklarının okumasının önünü açmak adına, eskisi gibi kız okullarının açılabileceğine dâir fikirlerini serdetti. Bizde kendisini bir eğitimci olarak sonuna kadar destekliyoruz. Tabi bugün memleketimizde eğitim problemi olarak yalnızca bu konu yok. Köşemizde her eğitim-öğretim yılında bu hususları yazarız. Bu senede karma eğitim konusu gündemde olduğu için biz de o sebeple, bu husûsu yazmak istedik.

Kanaatimizce karma eğitimin yanında, zorunlu eğitimin muhtevâsının da gözden geçirilmesi gerekiyor. Zorunlu eğitim programı hazırlanırken, halkın yaşayan kültürel ve mânevi değerleri esas alınmalıdır. Bu noktada velilerin görüş ve fikirleri ehemmiyet arz eder. Devlet, bireyi şekillendirme husûsunda çok dikkatli davranmalıdır. Aslında zorunlu eğitimde birey, hayâta karşı bilgilendirilir. Hatta bir parantez olarak şu da var; ‘bireyin haklarının korunması konusunu’, devlet hukuksal zemine oturtmak durumundadır. Örneğin, veli çocuğuna karma eğitim aldırmak istemeyebilir, bu husus değerlerine aykırı gelebilir. (Yurt dışında pek çok gelişmiş ülkelerde, eğitimde bireylerin inanç ve fikirlerine uygun eğitim alma imkanları tanınıyor. Bizde de olmalı.) Bu çok doğal bir veli isteğidir, normal bakılmalı ve gereken imkan hazırlanmalıdır.

Biz her konuda Batıyı örnek alırız ya, aslında karma eğitim modeli 19.yüzyıl başlarından itibâren başta Batı olmak üzere (Danimarka sonra İngiltere) olmak üzere dünyânın pek çok ülkesinde uygulanmış bir eğitim modelidir. Almanya, Amerika, Avusturalya, Hindistan, Çin ve Japonya’da kız okulları vardır. Biz bu ülkeleri illa referans vermek durumunda kalmak istemiyoruz. Zira her ülkenin gerek devlet yönetiminde gerekse eğitim sisteminde esas aldığı kendi ülkesinin yüzyıllardır süren ve yaşayan kültürel miras değerleri vardır. Bunlar üç-beş ne idüğü belirsizlerin peşinden sürüklendikleri kânun ve hükümler olamaz. Bilhassa bir Osmanlı bakiyesi olan, geçmişte çağ açıp çağ kapayan bir ülke olarak, sırf ‘laiklik’ adına demokratikleşme şov göstergesi adına, karma eğitime geçme despotluğuna girmekle, ülke insanına hakikaten yazık edildi.

Halkın fikir, inanç, görüş ve değerleri çerçevesinde millete rağmen böylesi bir baskıcı eğitim anlayışı benimsemek bize yakışmadı. Bilindiği üzere 28 Şubat darbeci hükümeti, mevcut kız-erkek ayrı cinsiyetli okulları (Kız Liseleri, Erkek Liseleri, Kız Teknik-Erkek Teknik Liseleri) sâdece ideolojik gerekçelerle kapatmıştı. Kız-erkek ayrı eğitim ilk defa 1870 senesinde, II: Abdulhamit zamânında kızlara mahsus öğretmen okulları şeklinde açılmıştı. Devâmında kız okullarının sıbyan ve Rüştiyeleri açıldı. Cumhûriyet döneminde de ilk defa 1928 de, Ankara’da İsmet İnönü Kız Enstitüsü açılmış, sonraları bu okullar Türkiye sathına yayılmıştı. Tabi bunların yanında erkek liselerinin açıldığını da söylemeyi unutmayalım.

28 Şubat Darbe döneminde eşitlik adı altında bu eğitim kurumları kaldırıldı. Sosyoloji profesörü Ergün Yıldırım bu konuda; ‘Bir milletin sosyo-kültürel gerçekliğiyle bağdaşmayan bu eğitim modeli, insanlar arasında farklılık, çoğulculuk yüzyılı aşan tecrübe ve miras birikimini toptan imha etmiştir. Böylesi bir eğitimi aldırmak, demokratik bir ülkede alternatif bir haktır. Bu bir eğitim zenginliğidir. Toplumsal hukuka katkı sağlar.’ Diyor. Ne kadar haklı bir bakış! Batıda karma eğitim modeli, tamamen bilimsel saha araştırmaları sonucu verilerine göre değerlendirilirken bizde ise sâdece ideolojik ve ‘laiklik’ bağlamında değerlendiriliyor. Halbuki; Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM)’nin yayınladığı raporda: Türkiye ve dünyâda karma eğitimin târihsel serüveninde, tek cinsiyetli ve karma eğitim uygulamalarının başarı grafiğinin yanı sıra, bu uygulamaların öğrenciler üzerindeki sosyal ve psikolojik etkileri ile ilgili değerlendirmelerde bulunuluyor. O verilere bakalım istiyoruz:

Tek cinsiyetli eğitim tercihi olmalı’ başlığı altında, şu hususlara değinilmiş: ‘Türkiye’de, kânûnî değişiklikler yapılarak, devlet okullarında ve özel okullar dâhil olmak üzere tüm eğitim kurumlarında, eşit biçimde isteyen herkese, tek cinsiyetli eğitimin önünün açılması gerekmektedir. Daha sonra okul âile birlikleri ve öğrenci velilerinin görüşleri alınarak toplumdaki ayrı eğitim ihtiyâcı bölgesel olarak tespit edilmelidir. Öncelikle aynı çatı altında tek cinsiyetli sınıfların açılması, daha sonra talebin yoğun olduğu yerlerde tek cinsiyetli okullara kademeli geçiş yapılması sağlanmalıdır. Karma eğitim ideolojik çerçevede polemik konusu olmaktan çıkarılıp, nitelikli eğitim verilmesi husûsuna odaklanılmalı, karma veya tek cinsiyetli eğitim tamâmen kişilerin tercihine bırakılmalıdır.’ Deniyor. Bizde aynı görüşlere katılıyoruz. Aynı raporda;

‘Karma Eğitim Tahribâtı’ diye de bir başlık var. Bu başlıkta uzun yıllar uygulanmakta olan karma eğitim uygulamasından istenen hedeflerin hiçbirinin gerçekleşmediği, belirtilmektedir. Oysaki bir eğitim modelinde 20-30 yılda toplumda bir karşılık alınması için yeterli olduğu, karma eğitimle çocuk ve gençlerde amaçlananın aksine sosyal ve psikolojik olarak negatif etkiler görüldüğü tespit edilmiştir. Halbuki bilimsel saha araştırmaları verileri sonucunda, dünyâda karma ve tek cinsli eğitim veren müesseseler mukâyese edilmiş, karma eğitim modeline nazaran tek cinsiyetli eğitim veren kurumların başarı düzeylerinin daha olumlu olduğu tespit edilmiştir. Karma eğitimin öğrenciler üzerindeki sosyal ve psikolojik tahribatları da eğitim sistemini, tek cinsiyetli eğitim odaklı yeniden yapılandırmanın gerekliliğini ortaya çıkarmıştır.

Bu konuda gereken hassâsiyetin gösterilmesi dileğimizdir. Hayırlı Cumâlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi
SON YAZILAR