Muhterem arkadaşlarım ve sevgili dava kardeşlerim! Bugünkü yazımı size hitaben yazmak istedim. Sizinle biraz hasbihal etmeyi arzuladım. Yanlış yapmaktan ve yanlış anlaşılmaktan Allah’a sığınırım. Sizler hepiniz benden daha çok hürmet ve saygıya layık insanlarsınız. Lafın gereği ben alttaki yazıları yazıyorum. Buradaki yerimiz gereği ve bir de fazla sıkmamak üzere yüzlerce maddeden ancak yedi-sekiz maddeyle derdimi anlatmaya çalışacağım.

Kardeşlerim! Allah’a iman konusunda canı gönülden, yüreği Allah aşkı ile yanan kullar sınıfına girmeye çalışın. Allah, Allah dediğiniz zaman mermeri çatlatacak, buzları eritip sel olup akacak,  dağları değil çeliği delecek bir aşk ile Allah deyin ve inanın. İman esaslarının tümüne, eksiksiz ve yakin bir iman ile inanın.

Ey imanları kaya gibi, mermer gibi sağlam ve kuvvetli imana sahip olan mü’min kardeşlerim! “onların (zalimlerin) hileleri dağları yerinden oynatacak bile olsa…” Allah bize yeter, o ne güzel vekildir, diyerek dimdik ayakta duranlardan olun.

Dava kardeşlerim! Zaman bir imtihandır. Aynı zamanda zaman bir çözüm-izale aracıdır. Zamanı iyi kullanmayı bilir, zamanın anlamını iyi anlarsanız kaybolmazsınız, kaybolup gidenlerden olmazsınız. Şöyle ki; beklemesini bilmelisiniz. Acele etmeyin hele bi bekleyin. Bekleyince göreceksiniz ki; hak-batıl, iyi-kötü, kar-zarar, kazanan-kaybeden,(sonuca göre) mutlu olan-hüsrana uğrayan belli olup ortaya çıkacaktır. Ancak Allah ve resulünün “acele edin” dediği konularda acele edin. Namaz kılmada acele edin, vakit çıkmasın. Hayır-hasenat ve yardım işlerinde acele edin, insanlar ölmeden veya telef olmadan yetişin. Tövbede acele edin, ölüm gelip vakit dolmadan. Defin işlerinde acele edin fitne olmadan. Evlendirme işlerinde acele edin gençler kötülüklere bulaşmadan.

Ey cihat eri mü’min kardeşlerim! Geçici dünya saltanatlarına aldanmayın. Bugün var, yarın yok, bu dünyanın her şeyi geçicidir. Var gibi, çok gibi derken bakarsın yok gibi olur. Ebedi olan, hiç yok olmayacak olan “hailidiyne fiyha” “orada her şey ebedidir, sonsuzdur.” Ebedilik evi olan ahiret yurduna ahiret azığı hazırlayalım.

Kardeşlerim, siz görevlerinizi yapınız! Görevinizi, vazifenizi(farz, vacip, sünnet, müstehap) sorumlu olduğunuz işlerinizi tam yapın. Sonuç Allah’ın istediği biçimde olacak/olur. Siz vazifenizi hakkıyla yaptıktan sonra; her olan şeyde bir hayır vardır. Hak vermemişse bir hayır vardır, vermişse bir hayır vardır. Haram olan, yasak olanlardan da aslandan kaçar gibi kaçın. Hele-hele kebaire denilen Allah’ın affetmeyeceği büyük günahlardan (şirk, zina, adam öldürme, faiz, içki, kumar, gasp) sakının. Bunları yapan ve yaptıranların yanından bile geçmeyin.

Kardeşlerim, bol-bol okuyun! Kur’an okuyun, meal ve tefsir okuyun. Diğer kitapları, gazeteleri de okuyun, okumaktan korkmayın-bıkmayın. Ama güzel güzel kıyaslama yapın. Kur’an ve hadisler ölçeğinde fikirleri yazıları ölçün.

Kardeşlerim, dinlemeyi de bilin! Dinlemekten de korkmayın. Ancak dinlediklerinizi de zıttı ile, muhalifi ile tartarak ölçün. Sözü kesmeden; güzelce dinleyin ve sonra sözün güzeline uyun. Sorun sormaktan çekinmeyin. “(Allah) eğer bilmiyorsanız bilene (ehline) sorun.” Buyuruyor. Yahudilerin sorduğu gibi boş, laf olsun diye değil, sahabe efendilerimizin sorduğu gibi sorun. Yanlış duyduğunuz veya yanlış anladığınız bir şeyi ona-buna değil de direk kendine sorup gerçeği öğrenin. Ama uzakta olup, mümkün olmazsa duyanlara sorabilirsiniz. Kardeşlerim, cihadı terk etmeyin! Yılmayın, bıkkınlık göstermeyin. Üşenerek cihat yapmayın, koşa-koşa, güle- oynaya cihat yapın. Aşk ve şevkle, heyecanla çalışıp, cehdi-gayret gösterin. Cenabı Allah Ali İmran Suresi 179. Ayetinde: “… Ve Allah sizi gaybı bilen isanlar yapacak değildir…” buyuruyor. Bu uzun ayetin devamında: “… O halde(siz) Allah’a ve peygamberine iman edin…” buyuruyor.          Kardeşlerim biz perdenin arkasını göremeyiz, kalplerin içini bilemeyiz. Biz Allah’a ve resulüne iman edip, onların yolundan gidip, aşkla şevkle cihat edeceğiz, çok çalışacağız. Bu dünyada ne olur bilmem, ama öbür dünyada Cenabı Allah mücahitlere kat kat ecirlerini verecektir. Selam olsun kendisi ve insanlık için çalışan tüm mücahitlere.