Yalan, sıdk'ın, doğruluğun zıttıdır. Yalan ile iman bir yerde, bir kalpte yer almaz.

Yalan, Allah'ın kitabında Rasülüllah (sav)’in hadislerinde şiddetle yasaklanmış, lanetlenmiş ve dışlanmıştır. Bu, (gazete) köşe yazımızı, cami hutbesi şeklinde sunmamak için bütün ayetleri ve hadis-i şerifleri sıralayamıyoruz. Sıralarsak ne olur, zarar mı ederiz? Elbette zarar etmez hem de çok büyük kâr elde ederiz. Ancak onu zaten dini kitaplardan bulabiliriz. Ayrıca zaten, Oğuzhan Kara kardeşimle Bayram Miroğlu kardeşim çok hoş bir edebi üslupla dini konuları gündeme alıp yazıyorlar. (Ayrıca gazetemiz Merhaba Gazetesinin tüm yazarlarını, hepsini ayrı ayrı dikkatlice okurum hepsine selam ve sevgilerimi sunarım.)

Evet biz konumuza tekrar dönecek olursak; yalan ve yalancı kişi gerçekten insanlar tarafından sevilen tipler değildirler. Çoğu zaman çok basit ve hemencecik sırıtıveren bir yalancılıkla kötü duruma düşerler. Bunlar bazen de şeytanın bile aklına gelmeyen ustalıkla komplike olarak yüzlerce ağızdan yalan söyleyebilirler.

Belli bir yaşa gelmiş biri olarak; yarım asrı bayağı geçtim. Neyse, yani 40 senedir, 50 senedir tüm bir ülke yalan üzerine kurulmuş, her şey yalan. Cumhuriyet tarihimiz baştan sona yalan, her gün yeni bir yalanımız ortaya çıkıyor ve ben buna şahit oluyorum. Hep şok üstüne şok yaşıyoruz.

Şimdi!.. Peki Şimdi ondan da beter. Adamın gözünün içine baka-baka alçakça yalan söyleniyor. Özellikle şu sözde dindar geçinen iki-üç televizyon 8-10 trol; Allah şerlerinden emin eylesin! Bunları dinleyenlerin imanları zedelenir. Çünkü hak olan bir meseleyi batıla döndürüyorlar. Cenabı Allah böylelerine lanet ediyor. “Gatelehümullahü enna yü’fekûn” “Allah onları kahretsin nasılda Haktan batıla döndürüyorlar.” buyuruyor.

Sonra yalan ile istismar hep aynı kefede buluşuyorlar. Şu andaki Barış planı ve Sumut filosunun tokatlanması haberleri, daha tam net bir şey yok ortada... Bunlar zafer kutlamaları yapıp kendilerine pay çıkarıyorlar. Bölgedeki mağlubiyetimizin zaferini kutluyorlar.

Böyleleriyle başa çıkmak zordur, bu zor bir meseledir. Çünkü Münafikun Suresi’nde Cenab-ı Allah yemin ederek “Vallahü yeşhedü innel münafikune le kazibun.” “Vallahi Allah da şahittir ki münafıklar yalancıdırlar.” buyurarak müminleri uyarıyor. Abdurrahman b. Ebu Bekre'nin anlattığına göre babası Ebu Bekre (ra) şöyle anlatmaktadır: “Rasülüllah (sav) üç kere “Size büyük günahların en büyüğünü söyleyeyim mi? Buyurdu.

“Evet söyle ya resulallah! Dedik. Bunun üzerine Rasülüllah; “Allah'a ortak koşmak ve anne babaya saygısızlık, kötülük etmektir.” Buyurdu.

Sonra arkasına yaslanmış haldeyken doğruldu ve şöyle dedi: “Dikkat edin (bir de) yalan söylemek ve yalancı şahitlik yapmaktır. Dikkat edin (bir de) yalan söylemek ve yalancı şahitlik yapmaktır.” Bu cümleyi o kadar çok tekrarladı ki “susmayacak dedim.”(Buhari) Hem yalan söylüyorlar, hem de (ciyak-ciyak) yalancı şahitliği yapıyorlar.