Esgiden İramazan davetleri lisdesinde Gonya’nın meczopları da olurdu, o sırrı-esrarı bilinmeyen alem adamlar evlere çığırılır, yir, içer bi de diş kirasıynan yolcu idilirdi.

Bu daveti yapmak, yiri-yurdu belirsiz bu adamları çağırmak zor zannidebilirsiniz. Amma hiç de ööle deyil. Sizin normal davetlerden daha golay.

 Onnarın bi başı, ireyisi var. Ona habar virdin mi ya, alayı ağşamüsdü ifdar evine toplanırdı.

Sille’li Ismayıl, Parsanalı Mısdafa, Dut Salma Helil, Miyase’nin oğlu, Basdunnu Hasan, Düt Selaatdin, Pırtık (Gariban), Gazelhan Deli Veli, Bekereli Mısdafa… daha bilmem kimler.

Bu mübareklerin çoğu  dünyasını değişdirdi.  Gapı Camisinin gapısında “Ölü var ölü, para vir para…” lafları gulaklarımızda çınlaayor.

 Şimdi ifdara çağırmaya kaksanız gaş kişi galdı bilmem. Zaten bu saatden soğna onnarı ifdara çağırsanız da gelemezler haa.

Niye dirseniz, bundan ipbicene önce  İramazan’ın başında bir Gonya’lı bunnarı ifdara çağırmış da aldığı cevaba şaşırmış galmış.

Ne dimiş o delibaşı(!) bilir misiniz? Daha İramazanın ikinci üçüncü günü.

“Bu sene doluyuz beğim, iyşallah seneye!” dimiş.

Onnarın ifdar davet lisdesi meğer İramazan gelmeden dolarmış o zamannar. Yini moda kelimeynen “rezervliymiş” sizin ağnıyacaanız. 

Şimdi gaç meczobumuz var, gidennerin yirine yinileri vazifeye başladı mı bilmeyiz.

 Biz onnara gaba tabirnen “deli” diyip geçiyoruz da acaba onnar mı deli, biz mi deliyiz bilmem. Kim deli, kim veli Allah bilir.

Deli olmak mı iyi, veli olmak mı iyi o da ayrı bi mesele. Ne dimiş erenler:

“Veli olup da sen dünyanın gahrını çekeceğine, deli ol dünya senin gahrını çeksin!”

Yaa, işde bööle.

 Alın size bi de hatıra:

Şimdi mahgemelerde can çekişen Kenan Evren’in 12 Eylül’deki basgı-zulüm zamanı, raametli babam Sülman Hoca Gapı Camisinde vaaz viri, amma başı dertte. Soruşdurma, mahgeme, garagol, tayin, sürgün… adamın burnundan getiriyollar.

Babam raametli de bir gün gine camide vaazını yapmış, eve yörüyüp gelirken de gafası garışık. Gendi gendine soruyor “Yaav, ağnaşılan bu gidiler adama irahat virmeyecek. Şu vaazları bıraksam mı, n’apsam?” diyi aklından geçiriyor. Ağzından bööle bi laf çıkdığı filan da yok. Sadece göğnünden geçiriyor.

O esnada Parsanalı Mısdafa garşısına çıkıyor: “Pes itmek yok, devam devam!” diyip gayboluyor.

Hadi şimdi siz garar virin, kim deli, kim veli?

Tayir Hoca’nın didiği gibi “Yaa hay Gonyalılar…