Süleyman Küçük
Filistin Cehaleti/İhaneti
Bugünlerde kendinize ABD ve başkanı olan şahıs, bizim neyimiz olur diye sordunuz mu hiç?
Biz sormuş olalım ve peşine de alternatifleri de sıralayalım:
Dostumuz.
NATO müttefikimiz.
Stratejik ortağımız vs.
Vah bize, vah size.
Filistin işgalcisi ve Gazze soykırımcısı, siyonistlerin baş destekçisine bu alternatiflerden herhangi birini söylemişseniz veya böyle bir düşünceniz varsa, gerçekten vah size, vah bize diyoruz.
Bu soykırım destekçisi nasıl sizin stratejik ortağınız, müttefikiniz ya da dostunuz olabilir?
Yine hiç kendi kendinize, ABD başkanı ile soykırımcı siyonistlerin başbakanı arasındaki fark var mı, yok mu diye sordunuz mu?
Filistin’in işgali ve Gazze’deki soykırımın yerli yabancı işbirlikçilerinin paradigmalarından kurtularak, dürüstçe cevap verin.
Bunlardan birisi, Gazze’deki katliamın başı olarak terörist olarak tanımlanırken, onun en büyük destekçisi olan diğeri, nasıl stratejik ortak oluyor?
Gündemin dağdağası arasında kaybolup giden bir bilgiyi daha hatırlatalım:
Birleşmiş Milletler (BM) işgal altındaki Filistin toprakları Özel Raportörü olan İtalyan Francesca Albanese, Gazze'deki gerçek ölü sayısının 680 bin olabileceğini ve bunun 380 bininin de, 5 yaş altı bebeklerden oluştuğunu açıkladı.
Farklı bir açıdan bakıldığında Gazze'de ölen insan sayısı, Avrupa’nın en modern ülkelerinden olan Lüksemburg'un nüfusundan fazla.
Bizim siyasetçiler bu açıdan baksanız da, olayın baş sorumlusu ABD başkanına hala dostum diye hitap ediyor.
Bir kere daha soralım:
Bir insan daha doğrusu bir Müslüman, aynı anda hem HAMAS’ın dostu, hem soykırımcı siyonist düşmanı, hem de aynı zamanda soykırımcının en büyük destekçisi ABD nin dostu ve müttefiki nasıl olabilir?
Bütün Müslümanlar bu güne kadar yaşanan olaylardan, ABD yi stratejik ortak yapan siyaset ile Gazze ve diğer Müslüman ülkelerin zilletten kurtulamayacağını acı tecrübelerle öğrendiler.
Gazze soykırımı Müslümanlarla birlikte bütün dünyaya, Amerika'nın artık siyonizmin orta doğudaki tetikçiliğinden başka bir vasfının kalmadığını, çok net göstermiş veya unutanlara hatırlatmış oldu. Aslında Amerika sadece siyonistlerin değil, aynı zamanda yüzyıla yakındır İngiltere’nin de uşağı konumunda olduğu kabul edilir.
Bunun nedeni, sadece son zamanlarda ortaya çıkmış bulunan Epstein adası rezaleti gibi birçok belgenin, aynı zamanda Rusya'nın elinde olma ihtimalinden kaynakladığı da ifade edilmektedir.
Amerika ve Trump ‘ın bu kadar rezil bir duruma düşmekten kurtulmasının mümkün olmadığı bir tarafa, Gazze soykırımına verdiği destek ortaya çıkmadan önce de Müslümanlar ABD den de, başkanından da, ABD ye müttefik olanlardan da, hatta onlara dostum diyenlerden de beridirler.
Bunun nedeni1948 den bu yana Filistin’de, 700 günü aşkındır da Gazze’de soykırımcı siyonistlerin 2 milyarı aşkın Müslümanın gözünün içine baka baka soykırım suçunu işlemekten geri durmamaları ve Müslümanların idarecilerinin kınama ve boykottan başka bir şey yapmamış olmalarıdır.
Dikkat ettiyseniz yapamadılar demiyoruz, yapmadılar.
Adı Müslüman olan 57 devlet, Filistin’in menfaati için yan yana gelemediği gibi, Müslümanların oluşturduğu cemiyet ve cemaatler ve platformlar da Gazze için bir araya gelemediler.
Müslüman devletler, en fazla beş saatlik kınama toplantısı için bir araya gelebilirlerken, Hamas'ı terörist ve müşrik ilan eden Müslümanlar ile Mücahid kabul eden Müslümanlar ise, ehli imanın gazını alabilmek amacıyla sadece yürüyüş yapabiliyorlar.
Yürüyüş sloganları olan “İslâm'ın tek kalesi Türkiye'dir” iddiası ise, Ümmetin menfaatini ülkenin menfaatinden önce görmeyen hiçbir yürek için, hiçbir bir devlet bu anlamda İslâm'ın kalesi olamayacağı içinde, teoriden öte gitmemektedir.
FARKINDA MIYIZ?
Ülkesini sevmeyen hiçbir Müslüman olamayacağını bildikleri halde, meseleyi insanların yumuşak karnı olarak gördükleri vatan meselesine getirmek, zayıf ve acizlerin mesleği olmuş durumdadır.
Bilgi eksikliğinden kaynaklanan “Epistemolojik Cehalet” ile insanların savunma mekanizması olarak geliştirdikleri “Psikanalitik Cehalet “ve bilgisizliği bir güç aracı yapma şeklinde ortaya çıkan “Ahlaki Cehalet” ten hangisinin, Gazze soykırımı nedeniyle içine düşürüldüğümüz cehalet olduğuna karar verme zamanı gelmiştir.
Aksi durumda kör cehalet, ahlaksız bir ihanete dönüşmekte gecikmeyecektir.





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.