"Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır. Kıyamet gününde oradan sadece oruçlular girer. “Oruçlular nerede?” diye sorulur. Onlar da kalkarlar. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez.” ((Buhari, Savm,4)

Başı rahmet, ortası mağfiret sonu ise cehennemden azat olunan, ayların sultası bereket mevsimi Ramazan bize veda etmekte. Tuttuğumuz oruçların bedenimize ve ruhumuza şifa olduğu, verdiğimiz zekât ve sadakaların malımızı temizlediği, okuduğumuz mukabelelerle Kur’ana sımsıkı sarıldığımız, “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir gecesini ihyâ ederse geçmiş günahları affolunur.” (Buhârî, Fadlu Leyleti'l-Kadr, 3.) buyrulan ve içerisinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesinin saklı olduğu, gönle huzur, ruha şifa bereket mevsimi Ramazan...

Her şeyin bir sonu olduğu gibi sen de bize veda etmektesin artık. Bizleri bir hüzün kaplasa da Cehennemden azat olmuş bir şekilde Bayrama kavuşacak olmanın ümidi ile teselli bulmaktayız.

***

Bereketli bir mevsimdeyiz demiştik ya. Gerçekten de kendisinde birçok manevi bereketi barındıran Ramazan Ayı bizlere birçok hasleti öğretti. Sabrı, yardımlaşmayı, tefekkürü, tevekkülü ve daha birçok güzel ahlaki erdemi özümsemiş olduk. Bu erdemleri hayatımızın ve kulluğumuzun özüne oturtmamız elzemdir. Bu kutlu misafir bizlere veda etmek üzere hazırlanmakta. Ama önemli olan biz gerçek manasıyla ev sahipliğimizi yapabildik mi? En güzel şekilde bu kutlu misafiri ağırlayabildik mi? Ben bilemiyorum ya siz?

Ramazan geldi, gidiyor ve günler gelip geçmekte yarın için hazırlığımız var mı? Yüce Rabbimiz Haşr Suresi 19. Ayet-i Kerime de bu gerçeği bizlere hatırlatmakta ve bizleri uyarmaktadır : “Ey iman edenler! Allah’a itaatsizlikten sakının. Herkes yarın için ne hazırladığına baksın.”

***

Ramazan Ayının son on günü özellikle her günün Kadir Gecesi olabileceği anlayışı ile ibadetle ve taatle değerlendirilmelidir. Bir Hadis-i Şerifte: “ inanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ihyâ edenlerin geçmiş günahlarının affedileceği müjdelenmiştir (Buhârî, “Fażlu leyleti’l-Ḳadr”, 1; Müslim, “Ṣalâtü’l-müsâfirîn”, 175-176). Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ramazan Ayının son on günü dünyevi işlerden uzaklaşır, itikafa çekilir ibadet ve tefekkürle vaktini değerlendirirdi.

Güzel şeylerin kıymeti elden çıkınca anlaşılırmış derler ye hani, bizler ise elimizde iken kadrini ve kıymetini bilelim. “Elveda Ya Şehri Ramazan” dediğimiz bu günlerin feyiz ve bereketinden istifade edelim ve birbirimize dua edelim.

Selam, dua ve muhabbetlerimle...