Nazmiye Gülbaş

Nazmiye Gülbaş

Dindar Nesil'den kasıt neydi?

Dindar Nesil'den kasıt neydi?

Birkaç gündür ekranlarda olsun sosyal medyada olsun gündeme gelen haberler bizleri ziyadesiyle üzmektedir. Toplum olarak  haddizatında zor günlerden geçiyoruz. Maddi-ekonomik sorunlarımız bir yana birde manevi taraftan tüm değerlerimize saldırılar var.

Antalya'da bir lisede Kur'an'ı Kerim'e tekme atan öğrenciler tüm Türkiye'de infial meydana getirdi.

Nasıl getirmesin!..

Eski tabirle yüzde 99'u Müslüman bir ülkede iman ettiğimiz kutsal kitabımıza aleni bir saldırı söz konusu oldu. "Gereken hukukî işlem başlatıldı." dendi. Ancak sonrasında gerekli takibat yapılacak m? Birkaç haftaya kim süreci hakkaniyet ile takip eder? En acı yanı bu çocuklar da  bu toplumun çocukları değil mi? Bunlara neden sahip çıkamadık?

Bu olayın öncesinde Bursa'da bir İmam-Hatip Lisesinde Okul Aile Birliğinin düzenlediği bir etkinlikte dansöz oynatıldığı haberleri çıktı. Lise değil ilkokulda yaşanmış dense de değişen ne? Hatta daha acı değil mi?

İçeriğini burada yazmaya edebimizin el vermediği, detayına giremeyeceğimiz İstanbul'da  yaşanan başka olaylarda vardı.

"Üst üste tanık olduğumuz bu kadar olayın hepsi kendiliğinden gelişen hadisler mi yoksa işin içinde birtakım şeylerin (ekonomi vb.) üstünün örtülmesi ya da gündemden düşürülmesi için mi tertip ediliyor acaba?" diye sorular soranlar yok değil hani... Allahu alem...

Ak Partililere göre ise bu olaylar bahanesiyle halkı galeyana getirmek isteyenler var.  Kabul edelim öyle olsun, o halde halkın galeyana gelmesi en çok kimin işine yarar?

Hakîkaten de her şeyin altında bir komplo teorisi arar olduk. 

Niye böyle olduk peki ?

Çünkü bunun tecrübesini çok yaşadık da ondan. Malûm "Tecrübe edilen tecrübe edilmez."

İster komplo teorisi olsun ister ortalığı karıştırmak için birileri tezgâh kuruyor olsun, böyle bir durum varsa bunu tertip edenler kimlerdir?

Devletin, MİT'in işi bunları bulmak değil mi?

Yaşadığımız bu nahoş olaylar neden kaynaklanırsa kaynaklansın sorumlusu Ak Parti değil midir?

"Kenarı Dicle'de bir kurt kapsa koyunu gelir adli ilahı Ömer'den sorar onu." Diyen Hz. Ömer, idaresi altındaki topraklarda yaşanan her olaydan kendisini sorunlu tutmuştur. 

Hâlbuki Ak Partililer değil miydi "Dindar Nesil yetiştireceğiz'' diyenler? Bahsettiğimiz vak'alar Patagonya'da yaşanmıyor ki, 20 yıldır muhafazakar bir hükûmetin iktidarında Türkiye gibi Müslüman bir ülkede oluyor ne yazık ki! Buna normal diyebilir miyiz? 

Bu da mı dış güçlerin işi?

Yok efendim iç mihrakların işi ise dediğimiz gibi "MİT, emniyet kuvvetleri, adalet-hukuk sistemi niye var o zaman?"

"Gençler deist, ateist oluyor" dendikçe" Aman birilerinin eline koz vermeyin, iktidara zeval gelmesin, kol kırılır yen içinde kalır." denilerek herkes sustu! Gençlere sahip çıkılmadı gençler suçlandı, iktidar korundu. 

Sahi bu nahoş durumlar kimlerin eseri şimdi?

Eğitim Sendikaları, Eğitim kurumları, STK'lar hükümete zeval gelmesin diye susmaya devam edecek misiniz?

"Gençlik bizim geleceğimiz" sizler susarak çocuklarınızın geleceğini tehlikeye atıyorsunuz, farkında mısınız? 

Bugün değilse ne zaman?..

Eğitim Sendikaları, Sivil Toplum Kuruluşları hukukî çerçevede kamuoyu oluşturmaktan çekiniyorlar mı, gerek mi görmüyorlar? O halde varlıkları neyi ifade ediyor?

 

Bununla birlikte devletler toplumlardan oluşurken, toplumu da aileler meydana getirir, dolayısıyla aile toplumun temel taşıdır. Kısacası her çocuk her genç devletin geleceğidir. Aile devletin koruması altındadır.  Aile yeterince korunmazsa devletin temeli sarsılır, sarsılan temel onarılmaz ise maazallah zamanla çöker. 

Velhasıl 1969'dan bu yana değin 'Önce Ahlak ve Maneviyat'' dustürüyla içtimai hayatımızın nizamı için mücadele vermiş bir davanın mensupları olarak doğrunun, iyinin, güzelin, faydalının ve adaletin tesisi için "Dost acı söyler" hesabı uyarılarımıza devam edeceğiz.

Selam ve dua ile...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nazmiye Gülbaş Arşivi
SON YAZILAR